BIST 9.056
DOLAR 32,33
EURO 35,14
ALTIN 2.297,79

Yeni YÖK; Y.Doç.liğin kaldırılmasında cesaretli olmalı ve karar vermeli!...

'Etik' Y.Doç.ler, mutlaka emeklerinin karşılığını almalıdır.

Y.Doç.liğin kaldırılması konusunda; Cumhurbaşkanımız talimat verdi, YÖK “yönetmelik hazır, açıklayacağız” dedi, sonra bir sessizlik hakim oldu. YÖK, çalışmaların devam ettiğini bildiriyor. Ancak, dedikoduların bini  bir para. Bu tür işlerin zaman geçirilmeden ve uzatılmadan kararlı bir şekilde yapılması şarttır. 1982 yılında, sanatçıların akademik yapıya uyumu için hazırlanan ve hızla uygulanan; 2809 Sy. Kan. 10 md. 5.fıkrası böyle çıkarılmıştı. (Yanlış uygulamalar olsa da!)

Geri adım, heyecanlanan kesimin çalışma şevkini kıracak, akademik üretim duracaktır.

Şimdi, -sanat alanını kastederek-  bu konuya  başka açıdan yaklaşalım...

Y.Doç.lik………

1.Dr./Sanatta Yeterlik unvanını alan  akademisyen,  bir süreye bağlı kalmadan, mesela bir sene sonra açılan Y.Doç.lik sınavına girip, kadroya atanabilir.

BİLGİ: Yrd. Doç. atanmada, Kurul tarafından kabul edilen merkezi yabancı dil sınavında 100  tam puan üzerinden, asgari 60 puan almış olmak gerekmektedir. Veya eşdeğerliliği kabul edilen bir sınavdan, bu puan muadili puan alma koşulu aranır.

BİLGİ: Öğretim Üyeliğine Atanma ve Yükseltilme Yönetmeliği’nin 6.cı maddesi; Yardımcı doçentlik kadrosuna atanabilmek için; şartları, bu Yönetmeliğin 7 nci maddesinde belirtilen ve fakülte, enstitü veya yüksekokul yönetim kurullarınca düzenlenecek olan yabancı dil sınavında başarı göstermek gerekir.

Öğretim Üyeliğine Atanma ve Yükseltilme Yönetmeliği’nin 7.ci maddesi; “Yardımcı doçentlik için yabancı dil sınavı, biri o dilin öğretim üyesi olmak üzere, fakülte, enstitü veya yüksekokul yönetim kurulunca öğretim üyeleri arasından seçilmiş üç kişilik bir jüri tarafından yapılır. Jüri üyeleri, o fakülte, enstitü veya yüksekokul içinde bulunamadığı taktirde, üniversitenin veya yüksek teknoloji enstitüsünün başka kuruluşlarından veya başka yükseköğretim kurumlarından üye seçilmek suretiyle jüri oluşturulur. Jüri, yabancı dil sınavını son başvurma tarihinden itibaren onbeş gün içinde yapar. Sınav; Türkçe’den yabancı dile, yabancı dilden Türkçe’ye adayın kendi bilim alanında 150 ile 200 kelime arasında, bir çeviriyi kapsar. Sınav, dört saat süreli olup, sınav sırasında aday sözlük kullanabilir. Bu sözlük, ayni dilde olabileceği gibi Türkçe dahil, iki ayrı dilde de olabilir. Sınav sonucunda başarı ve başarısızlığı belirten bir tutanak, sınav belgeleri ile birlikte dekanlığa, ilgili enstitü veya yüksekokul müdürlüğüne teslim edilir. Sınav sonucu adaya ayni gün tebliğ olunur.” hükümleri yer almaktadır.

Bu maddeler arasında, Dr./San.Yet. sonra  bekleme süresi var mı? Yok…Neden? Bilmiyoruz?

Doğru mu? Etik mi? 

Hayır?!.

GENEL BİLGİ: Bir akademisyen,  aldığı (Dr./San.Yet.) unvandan sonraki  (en az %50’si) çalışmaları ile bir  sonraki unvan için değerlendirilir.

KISACA;  bir akademisyen;  bir-iki sene içinde Y.Doç.lik için  istenen çalışmaları/yayınları toparlayamaz...

Peki, bu gerçek neden uygulanmıyor? Neden süre yok diye her akademisyen, daha fazla maaş alsın diye Y.Doç. yapılıyor? Neden bilimsel/sanatsal  çalışmalar göz ardı ediliyor?

Doç.lik……

2. Dr./Sanatta Yeterlik ve Y.Doç. unvanını alan  akademisyen, bir süreye bağlı kalmadan, mesela bir sene sonra açılan Doç.lik sınavına girip, YÖK’ün istediği puanları toplayarak  kadroya atanabilir. Yani, önce Y.Doç. olması gerekmez. Yabancı dili iyiyse doğrudan Doç. başvurabilir.

ARA SONUÇ: Akademik yapıdaki, Y.Doç.lik olması gereken/elzem bir unvan değildir, olmaması daha yararlıdır, çünkü; ana yapıyı bozmaktadır. (Yüksek Lisans, Dr./San.Yet, Doç., Prof.)

Örnek, aynı seviyede iki akademisyen; biri yabancı dili geçmiş, diğeri geçememiş. Birisi 2 sene içinde Doç. olabiliyor, diğeri  Y.Doç.likte bekliyor. Bilim/sanat mı,yabancı dil mi önde/baraj  olmalı?!..

BİLGİ: Doç. atamada, merkezi yabancı dil sınavında 100 tam puan üzerinden, asgari 65 puan almış olmak,. Veya eşdeğerliliği kabul edilen bir sınavdan, bu puan muadili puan alma koşulu aranır. Doç.  kadrosuna atanabilmek için, en az iki yıl yükseköğretim kurumlarında çalışmış olmak gerekmektedir

Buradaki  iki yıl, kurumda çalışmış olma şartıdır, bekleme süresi değildir.

Bekleme süresi var mı? Yine yok…Neden? Bilmiyoruz?

Doğru mu?  Etik mi? 

Hayır?!.

GENEL BİLGİ: Bir akademisyen,  aldığı (Dr./San.Yet./Y.Doç.)  unvandan sonraki (en az %50’si) çalışmaları ile bir  sonraki unvan için değerlendirilir.

KISACA;  bir akademisyen, bir-iki sene içinde  Doç.lik için  istenen çalışmaları/yayınları toparlayamaz...

Peki, neden uygulanmıyor? Neden süre yok diye, yabancı dili geçen her akademisyen, Doç. yapılıyor? Neden bilimsel/sanatsal  çalışmalar göz ardı ediliyor?

Gerçekler…

Bakınız, hiçbir akademisyen -sanat alanı için konuşuyoruz- iki-üç yıl içinde;

a)Dr./San.Yet./Y.Doç. unvanını aldıktan sonra, tercihen SCI-Expanded, SSCI ve AHCI yayınlar listesinde yer alan dergilerde ya da yurt dışı ve yurt içi hakemli dergilerde yayımlanmış, araştırmaya dayalı en az 3 (üç) makale bulunduramaz,

b)Ek-1’de yer alan etkinliklerden en az 150 puan alamaz, (Puanların en az % 50’si “Yayınlar” başlığındaki faaliyetlerden elde edilmiş ve en az % 50’si doktora sonrası etkinliklerden sağlanmış olmalıdır),

c)Yrd. Doç. atanma aşamasında deneme dersi vermemiş ise, rektör tarafından profesörlerden belirlenecek üç kişilik komisyon önünde deneme dersinde başarılı olamaz, (Deneme dersinin değerlendirilmesi, Ek-3’de verilen “Deneme Dersi Değerlendirme Formu”na göre yapılır),

d)Jüri üyeleri tarafından, oybirliği ya da oy çokluğu ile atanması önerilmiş olamaz…

Çeşitli yollarla elde edilen, çalınan Yabancı Dil  belgeleri ile, YÖK yönetmelikleri/koşulları es geçilerek,  yönetmelikler uygulanmadan verilen/alınan ünvanlarla, zaten akademik alan, etikliğin dışına çıkarılmış durumda.  (Biz sadece sanat alanın bilgisine sahibiz)

2010’dan günümüze yapılan sanat  alanı yabancı dil sınavlarının, mutlaka gözden geçirilmesi gerekir. Yeni ÖSYM Başkanı, bu konuda -geriye dönük- söz verdi. Bu kişilerin bir çoğu Prof. oldu veya olmak üzere, etik olmayanlar kazandı/kazanacak...

Şimdi, Y.Doç.lik kalkacak diye; “bir korku, bir küçümseme, olmaması için çalışma, dedikodu yapma” var ki sormayın gitsin…İddia ediyoruz; kim kalkmasın diyorsa, mutlaka dosyalarına ve yabancı diline bakılmalı.

https://www.internethaber.com/yazik-ydoclik-kalkmasin-diye-ugrasan-prof-larimiz-var-1823027y.htm

Mesela; her sarsıntıda ilk bağlanılan isim Oğuz Gündoğdu, İlahiyat alanında en çok konferans veren ve aranılan isim –emekli oldu-  Emin Işık, Ney virtüozu Suleyman Erguner (benim gibi 2809 say.kan. geçici 10.mad. 5.fıkrasının eksik  uygulanma mağduru), radyasyon onkolojisi alanında aranılan ilk isim Yavuz Dindar; hala  Yrd.Doç.Dr…

Yazık değil mi?

Bu,  akademik alana üzüntü vermiyor mu? Yakışıyor mu?

“Ben yabancı dili  geçtim, gerisinden bana ne!”  anlayışından kurtulmak lazım…Üretim, paylaşmakla çoğalır..

Ayrıca Y.Doç.ler; bedava unvan/hak istemiyorlar. 'Delik deşik edilmiş yabancı dil sınavlarından' oluşan mağduriyetlerinin giderilmesini, bilim/sanatın yabancı dilin önüne geçmesini  istiyorlar.

https://www.internethaber.com/yokdil-ve-ydocdr-larin-acil-nester-beklentisi-1768072y.htm

https://www.internethaber.com/ydocligin-kaldirilmasi-ve-balikesir-2turk-muzigi-sempozyumu-1819648y.htm

https://www.internethaber.com/ydoc-ligin-kalkmasi-akademik-yapiyi-guclendirecektir-1798427y.htm

 

Y.Doç.liğin kaldırılması;  etikliğin zaferi, hak kaybının iadesi ve akademik alanın güçlenmesi demektir.

Yeni YÖK; güçlü ve  kararlı olmalı, 2018’e huzurlu girilmelidir.

Yine söylüyoruz; Y.Doç. lik yıllara göre değerlendirilmeli, 5-8 yıldır Y.Doç. olanlar Doç., 10 yıl ve üstü Y.Doç.ler ise Prof. olarak müktesebi olan unvana  kavuşmalıdır…

KISACA: AKADEMİK ALANDA,  -yabancı dil gerekçe gösterilerek- KUL HAKKI YENİLMESİNE SON VERİLMELİDİR.

Önemli bir Not.

Ocak 2017’de 6 yıllık: Arş.Gör. 4.114.TL,6 Y.Doç.Dr. 4.436.TL, Doç. 4.572.TL aldılar. Aradaki çok cüzi farkı görünce Y.Doç.Dr. unvanının -maddi olarakta-  gereksiz olduğu anlaşılacaktır.

YENİ BİR YAYIN VAR…

Değerli dostlarım M.Şadi Polat ve Oğuz Çetinoğlu; ‘Her Yönüyle Kazım Karabekir’ isimli çalışmalarını Boğaziçi Yay. Arasında (2017) yayınladılar. Kitapta; K.Karabekir’in hayat hikayesi, yazdığı kitap ve makaleler,şiir denemeleri, bestelediği şarkılı çocuk oyunları, hakkında yazılan kitaplar-tezler-makaleler-söylenenler v.b. çok güzel bir şekilde işlenmiş. Titiz bir çalışmanın sonucu olan bu eserin kütüphanelerde yerini alması gerektiğini düşünüyoruz. Teşekkürlerimiz;  Sn.Polat ve Sn.Çetinoğlu’na…

 TÜRK MÜZİĞİ KONFERANSLARI…

Aşağıdaki tarihlerde “Türk Kültürü ve Müziği Alanlarında Yapılan Derleme ve Araştırmaların Kesişen ve Ayrışan Yönlerine Akademik Bakış” konulu konferanslarım var. Yakındaysanız aramızda görmek isterim…

08 Aralık  2017, Saat:09.30, Afyon Kocatepe Ün.Devlet Konservatuarı/Afyon

11 Aralık 2017 , Saat:09.30, Burdur Mehmet Akif Ersoy Ün. Devlet Konservatuarı/Burdur

12 Aralık 2017, 12.30, Akdeniz Ün. Antalya Devlet Konservatuarı/Antalya

GÜNÜN ŞARKISI, Selda Bağcan’dan…

Öyle bir yerdeyim ki
Ne karanfil ne kurbağa
Öyle bir yerdeyim ki
Bir yanım mavi yosun çalkalanır sularda

Dostum dostum güzel dostum
Bu ne beter çizgidir bu
Bu ne cıldırtan denge
Yaprak döker bir yanımız
Bir yanımız bahar bahçe.

Öyle bir yerdeyim ki
Bir yanım çığlık çığlığa
Öyle bir yerdeyim ki
Anam gider Allah Allah kızım düşmüş sokağa
Anam gider Allah Allah dölüm düşmüş sokağa