BIST 9.717
DOLAR 32,48
EURO 34,94
ALTIN 2.435,32

Yeni YÖK ‘ten “sanat alanının” beklentileri…

sanat, kalite,saygı, çeşitlilik

“Çeşitlilik içindeki bir dünyayı, bazı öğretilerin veya sistemlerin arasında sıkıştırmak, insanları yaşadıklarından ve istediklerinden uzaklaştırmaya çalışmak, kendi içinde olmayan bir şeyi, zorla benimsetmeye çalışmak” doğru olmasa gerek.

Özellikle sanatçı olarak;

Varlığını kabul ediyorum ve farklılığına saygı duyuyorum”u prensip haline getirmek,

Özgürlük içinde “saygı ve disiplini” benimsemek-yaşamak,

Sanatı gelişmeye açık ortak bir platform olarak görmek”,

Haklı çıkmak için “her şeyi göze alan keskin kişilerden uzak durmak”,

“Düşünce diktatörü olmamak” gerektiğine inanıyoruz.

Çünkü, önemli olan, tür ayrımı yapmadan, müzik eğitimi yapan, geleceğimizin emanetçisi gençlere;

a/Müzik tarihimizi, gelişmeleri, müzik eğitiminin önemini ve yararını,   

b/”Yaratıcılığın, varolanları değerlendirmenin” ne olduğunu,

c/ Okumanın, “her eserin-bestenin yeni bir dünya” olduğunu,

d/ Diploma değil “meslek sahibi olmanın” önemini,

e/ “Bilgi-sabır ve hoşgörü ile” kendi ayakları üzerinde nasıl durulacağını,

f/ “İyi çalgı çalmanın” ne kadar önemli olduğunu,

g/ “Hayatı ve insanları sevmenin”, saymanın, kabul etmenin “insani bir vasıf” olduğunu,

h/ “İdeal müzisyen- öğretmen..” ruhunu ve coşkusunu yitirmeden, her türlü imkansızlığa karşı “üretim yapmayı”,

ı/ “Hayat boyu öğrenilenleri”, kıskanmadan, “öğrencileriyle paylaşmayı”,

i/ Ülke geleneksel müziklerini, “varlığını kabul ediyorum ve farklılığına saygı duyuyorum” prensibinden hareketle, bilgileriyle geliştirmeyi, çok kültürlülük içinde kullanmayı,

j/ “İyi ve kaliteli müzikte” birleşmeyi,

k/ “Arşiv ve diskotek oluşturmanın” önemini,

l) “Müzik teknolojisini kullanmayı”, bilgisayarın önemini öğretmektir.      

         Kısaca;

Bu ülkenin kültürünü ayırt etmeden, eksiklerini gidermeye çalışmak,

Konservatuarları ve müzik bölümlerini alt yapısı hazır olmayan illerde kurdurmamak,

Özellikle konservatuarları “bölge konservatuarı”  olarak “ayakları yere basan  müzik eğitimi programı ile” programlamak,

Müziği Batı-Türk diye ayırmadan kucaklamak-öğretmek,

Evrensel ve ulusal  müzik  kurallarını bilmek, tek sesliliği çok sesliliğin karşıtı gibi göstermemek, Halkı iyi ve kaliteli müzik konusunda eğitmek,

Müzik eğitimi ana bilim dallarından ve konservatuarlardan yetişen öğrencilerimizin “iyi çalgı çalmalarını”  sağlamak,

Derlemeciliğe, araştırmacılığa  önem vermek,

Türk müziğinin ve çalgılarının gelişmesi- metotlarının yazılması için araştırma ve çalışmalara destek vermek, 

Yeni- özgün bestelere ve bestecilere imkan tanımak şarttır.

Bunun için;

          Her yönetici, her meslek sahibi; “kendi evinin önünü temizlemeli”, topluma yeni bir sorun eklememek için,  çağdaşlaşmada “tek tipin” değil, “çoklu modernliklerin-kültürlerin” (multiple modernities) geçerli olduğunu, bunun da zorunlu olarak; çoğulculuğu, hoşgörüyü, karşılıklı saygıyı gerektirdiği bilmelidir.

          Ve, yeni kanunda sanat kurumları, bunları gerçekleştirmek için doğru yapılandırılmalı, sanata/kültüre “pozitif ayrımcılık” yapılmalıdır.

         Ülke genelinde olduğu  gibi “sanat”en sonda değil, ilklerde olmalıdır. Sanat bütün mesleklerin odak noktasındadır.

          Konservatuarlar Uçak-Uzay Mühendisliği Fakültesi,  İşletme Fakültesi, Meslek Yüksekokulu ile aynı yönetmelikle yönetilmemelidir. Şimdiki sistemde Konservatuarlar yüksek okul ile fakülte arasında bir yerdedir.

          Sanat kurumları ayrı kurallara bağlı olmalı, YÖK içinde bir sanat birimine bağlanarak kurumların ilerlemesi sağlanmalıdır.

          Yönetmelik hazırlamak gerçekten zor bir iştir, ayrı bir uzmanlık alanıdır.

          Biz, yeni YÖK Kanunu’nun geçmiş yanlışlardan arındırılarak/ders alınarak sorunları çözen bir yapıda olmasını bekliyor, bu nedenle görüşlerimizi paylaşıyoruz.

"Türk Eğitim Sen heyeti, Genel Başkan İsmail Koncuk'un başkanlığında YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya ile görüşme yaptı.Genel Başkan Koncuk,;Özellikle yardımcı doçentlerin yaşadığı yabancı dil şartının da akademik çalışmalara bir engel teşkil ettiğini söyleyen Genel Başkan Koncuk, “Biz sendika olarak yabancı dilin iyi derecede öğretilmesini kesinlikle savunuyoruz. Ancak doçentlik bilim sınavı önünde dil şartı bir engel olmamalıdır. Akademisyenlerimizi dil öğrenmeye ve kullanmaya teşvik edici tedbirler geliştirilmelidir ama bu şartın, kişinin akademik hayatını akamete uğratmasına neden olunmamalıdır. Dil sınavı kaldırılmalıdır. Eğer bu mümkün olmuyorsa 65 olan baraj 50’ye düşürülmeli ve değerlendirme de okuma, anlama ve çeviri yapabilme becerisi üzerinden yapılmalıdır. Ayrıca yeni YÖK kanununda Türkçe'nin bir bilim dili olduğu mutlaka açık bir şekilde vurgulanmalıdır” dedi. İhlas Ajans15.11.2012"

 

Bakınız;

Konservatuarlardan Beklentiler…”Ne zamana kadar?”Muzikoloji.org, 27.12.2010

Konservatuarlarda dünden bugüne neler değişti… Musikidergisi.net, 06.12.2010

Son 10 Yılda Konservatuarlarda neler değişti?…  Musikidergisi.net, 22.11.2010

MEB Devlet Konservatuarları yönetmeliği üzerine…. Musikidergisi.net,01.10.2010