Yeni AK Parti ve yüzü gülen Reisçiler!

AK Parti 5. Olağan Kongresi'nin şifreleri başlıklı bir yazı oldukça ilgi çekici olabilirdi ama olmadı.

Çünkü kongreye her anlamda Recep Tayyip Erdoğan damgasını vurdu.

Kongre, iki gün öncesinde çıkan liste krizinin gölgesinde geçti.

Kaldı ki kriz, "tek aday, tek liste" açıklaması yapılmasına rağmen geçmiş değildi. Kongre günü bile, yedek listenin her ihtimale karşı elde tutulduğu söyleniyor.

İlk kez bu kadar heyecansız bir AK Parti Kongresi gördüm.

"Fitnecilere yine ohh dedirtmedik" sevincinden ziyade, "bunu da atlattık, du bakalım ilerde ne olacak?" sorusu kafaları hayli karıştırmış.

İlle ohh çeken birileri varsa da onun "Reisçiler" olduğu kesindi.

Ahmet Davutoğlu sıkıcı bir konuşma yaptı.

Üzerindeki baskının etkisinden midir bilemiyorum ama konuşma metni içerik olarak da zayıf kaldı. Heyecanı salonda tezahuratlarıyla sık sık konuşmayı bölen gençler sağladı.

AK Parti ve Erdoğan için iki ayrı sinevizyon gösterisi hazırlanmıştı.

Aslında kongre konuşmasını da hazırlanan sinevizyonla Erdoğan yaptı dersek yanlış olmaz.

2003'ten itibaren yapılan AK Parti kongrelerindeki konuşmalarından kesitler vardı.

2003- "Bugün yeniden yollara düşme günü"

2006- "Kimlik siyaseti değil, kimliksiz siyaset yapıyoruz"

2009- "AK Parti'de yıpranma, yorgunluk, bıkkınlık, durgunluk bekleyenler beyhude bekler". ( Bu sözleri öncesinde Bekir Bozdağ'ın konuşmasında duyduk)

2012- Terör olaylarına vurgu yaptığı sözler alınmış, HDP'ye de gönderme yapılmıştı:

"Bu sorunu teröristlerle kucaklaşarak çözeceğini sananlarla değil, sizlerle kucaklaşarak çözelim"

2014- "Siz varken bu dava sahipsiz değil"

İşte ana vurguları bu cümleler olan derlemede hem gündeme hem de partiye dair gerekli tüm mesajlar bir kalemde verilmişti.

Daha bir yıl öncesine kadar ortalığı kasıp kavuran "Yeni Türkiye" mottosundan eser yoktu.

Aksine fabrika ayarlarına dönüş, Erdemliler Hareketi gibi daha çok eskiye göndermelerle dolu bir söylem içerisine girmiş AK Parti.

Şayet 1 Kasım seçimlerine de bu söylemlerle giderse AK Parti'de yine bir ilki görmüş olacağız.

Her ne kadar geçen seçimlerde kendini tekrara düştüyse de, Kasım'da yapılacak seçimler çok daha kritik.

"Yeni bir söylem üretmeyen partinin işi zor" diyor anket şirketleri. AK Parti ise bu zamana kadar yeni söylem üretmede oldukça başarılıydı.

Eğer "yeni" olan, eskiye rağbet olacaksa bu hayli ironik olacak.

AK PARTİ'DE 3 KADIN GENEL BAŞKAN YARDIMCISI
 

AK Parti MKYK listesine yansıyan Erdoğan ağırlığı, MYK'ya da yansıdı.

Dün akşam açıklanan MYK listesinde benim ilk dikkatimi çeken ayrıntı, ilk kez 3 kadının birden genel başkan yardımcılığına getirilmesi oldu.

Araştırma-Geliştirmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Fatma Betül Sayan ve Çevre Şehir ve Kültürden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, yeni isimler...

Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı'nın değişmez ismi de yine Nükhet Hotar oldu.

AK Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Abdulhamit Gül'ün genel sekreterliğe getirilmesi MYK listesindeki sürprizlerden biri.

Abdulhamit Gül'ün partiye sonradan katılmasına rağmen bu yükselişi, Erdoğan'ın kısa sürede güvenini kazandığının bir göstergesi olarak okunabilir.

Parti'nin ağır toplarından Mustafa Şentop'un ve teşkilatlardan sorumlu Süleyman Soylu'nun yeni yönetimde olmaması da dikkat çekti.

Bu durumu seçim sonuçlarının bedeli olarak okuyanlar olsa da, Şentop'un ağırlığını koruduğunu ve Erdoğan'ın kafasında Bozdağ'la bir bakanlık becayişi yapmış olabileceğini düşünüyorum.

Süleyman Soylu'nun yerine ise partinin kara kutusu olarak anılan, Erdoğan'a en yakın isimlerden Mustafa Ataş'ın getirilmesi de birçok mesajı içinde barındırıyor.

Konuşmalarıyla polemiklere konu olan Yasin Aktay ve Mazhar Bağlı gibi isimlerin artık MKYK'da olmaması da gözlerden kaçmadı.

AK Parti MYK'da yapılan bu değişim ve yeni gelen isimler aslında AK Parti'nin bundan sonraki yol haritasının da kodlarını taşıyor. 

Galiba Ankara'da MYK listesi, AK Parti Kongresi'nden daha çok konuşulacak...