BIST 9.080
DOLAR 32,35
EURO 35,11
ALTIN 2.301,82
HABER /  SEÇİM  /  2018 GENEL SEÇİMLERİ

Yazıcı'dan AK Parti MHP ittifakı açıklaması

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, AK Parti-MHP ittifakına ilişkin açıklama yaptı. Yazıcı, komisyonun çalışması sonucu ittifak alanının düzenleneceğini söyledi.

Abone ol

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, MHP ile ittifaka ilişkin, "Şu açık, ittifak alanı düzenlenmeye muhtaç bir alan, bu alanı düzenleyeceğiz. Açık olan bu. Bunu nasıl formüle edeceğiz, o komisyon çalışması sonucu ortaya çıkacak görüşe göre belirlenecek." dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi uyum çalışmaları kapsamında, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile AK Parti Genel Başkanvekili ve Başbakan Binali Yıldırım'ın oluruyla gerekli değişiklikleri hazırlamak üzere partide 5 komisyon oluşturulduğunu bildirdi.

Yazıcı, AK Parti Genel Merkezi'nde, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kapsamındaki uyum düzenlemelerine yönelik yürütülen çalışmalara ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Anayasanın değiştirilmesiyle ön görülen modelin Türkiye'nin modeli olduğunu belirten Yazıcı, "Cumhurbaşkanı seçimi yapılırken değişik partiler, aday göstereceklerinden söz ediliyor. Bu modelin devreye girmesiyle sözünü ettiğim bu alanlarda değişiklik yapmak zaten sorunlu. Dolayısıyla biz bu değişikliği partimizin yetkili organlarına, Meclisin herhangi bir köşesine, herhangi bir bakanlığın bir yerine hapsetmiş değiliz. Bu alan herkese açık, bütün siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına, ilgili üniversitelerimize, özellikle kamu yönetimi ve hukuk fakülteleri başta olmak üzere herkese açık. Komisyonlarımız da bu alanlarda çok paylaşımcı bir yaklaşımla çalışmalarını sürdürecek." diye konuştu.

Herhangi bir alanda yapılacak düzenlemelerin tartışılıp şekillenmeden haberlerin yapılmasının doğru olmadığını dile getiren Yazıcı, doğru bilgilendirmeleri belli periyotlar halinde yapacaklarını söyledi.

Yazıcı, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. "AK Parti'nin kafasındaki ittifak formülüne ilişkin temel nitelikleri paylaşır mısınız?" sorusuna Yazıcı, iki gün önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin görüştüğünü anımsatarak, şöyle devam etti:

"MHP, birlikte başladığımız projenin tamamlanmasına vurgu yaparak, 7 Ağustos Yenikapı Ruhu'na da atıf yapmak suretiyle yürüyüşümüzü kamuoyuyla paylaştı. Dün Parti Sözcümüzün açıkladığı gibi, ittifak ve benzeri konuları kapsayacak, formüle edecek bir komisyon oluşturulacak. Bu komisyon, 3 AK Parti, 3 MHP'den olmak üzere gerçekleşecek. Komisyon üyelerini AK Parti'den Sayın Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız belirleyecekler. MHP'den Sayın Genel Başkanın belirleyeceği ifade edildi.

Bunlar belirlenir, bir çalışmaya başlar, o çalışmalar bu komisyonlarla birlikte yürür. Büyük olasılıkla bu olabilir veya bu alanlarda da birlikte çalışmalar yürütebiliriz. Dolayısıyla bu komisyon oluşup, çalışmaya başlayınca ne şekilde bir formülasyon olabileceği ortaya çıkacak. Şu açık, ittifak alanı düzenlenmeye muhtaç bir alan, bu alanı düzenleyeceğiz. Açık olan bu. Bunu nasıl formüle edeceğiz, o komisyon çalışması sonucu ortaya çıkacak görüşe göre belirlenecek."

Daha önce "Seçmen hakkı" ile ilgili bir ilkeden bahsettiğini anımsatan Yazıcı, bu ilkenin geçerli olduğunu, insanların en temel hakkı olan oy kullanma hakkını zorlaştırmadan ittifakı sağlayacak bir formülasyon tercih edileceğini vurguladı.

"Olası bir kabine değişikliğinde MHP'li bazı isimlerin de kabinede yer alacağı söylentileri de Ankara kulislerinde dolaşmaya başladı. Böyle bir konuda görüşme var mı?" sorusu üzerine de Yazıcı, "Böyle bir görüşme söz konusu değil, olsa Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanımız paylaşırdı. Hükümet değişikliği de bizim gündemimizde yok." dedi.

80 MİLYONU KAPSAR: Anayasa Mahkemesinin Mehmet Altan ve Şahin Alpay ile ilgili "hak ihlali yapıldığı" yönündeki kararının hatırlatılması üzerine Hayati Yazıcı, hukuk devletinde mahkemeler arasında tartışmalara yol açacak işlemlerin yapılıyor olmasının son derece üzücü olduğunu dile getirdi. "Mahkemeleri tartışmalıyız. Elbette ki kararlarının kritiğini, irdelemesini yapmalıyız. Bu da hukuk devletinin bir gereğidir." ifadesini kullanan Yazıcı, bireysel başvuru hakkını 2010'da anayasaya eklendiğini hatırlattı.

"Anayasa Mahkemesi, hukuk devletinin gelişmesi için kendisine verilmiş bu yetkiyi kullanırken, son derece hassas, titiz, özenli bir şekilde kullanması gerektiğinin altını çizmek istiyorum." diyen Yazıcı, bu alanlarda çok özenli davranıldığına ilişkin bir kanaatin olmamasından dolayı esas kararı veren mahkemenin de farklı davranış içerisine girebildiğini söyledi.

Yazıcı şöyle devam etti:

"Bundan üzüntü duyuyoruz. Bunların Türkiye'de olmaması gerekiyor. İnşallah bir soruna yol açmaz. Anayasa Mahkemesinin 'hak ihlali var' demesiyle esas yargılamayı yapan mahkemenin bütün onların salıverileceği anlamında bir buyruk olarak onu da dikkate alıp almayacağı elbette tartışılır. Demek ki farklı verilere sahip. Dosya içeriğine göre, kamuoyunun hemen sahiplendiği tarzda bir yönelim içerisine girmiyor. Girmiyorsa bunu keyfi mi yapıyor? Mümkün değil. Bu görevi yapanların vicdanının kabul etmeyeceği, elbette önce anayasaya, kanunlara ve vicdanına göre karar verecek. Kabul etmeyeceği bir işlem yapar olması halinde vicdanının baskılamasına girer. Hiç kimse böyle baskılama içerisinde olmaz."

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin basın toplantısında "hazine yardımı" konusunda yaptığı açıklamalara ilişkin düşüncelerinin sorulması üzerine Yazıcı, siyasi partilerin ittifak yapmasını doğru bulduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"AK Parti ile MHP arasında fiilen başlatılmış olan bu ittifak da ifade edildiği gibi 'milli mutabakat ittifakı.' İsim de çok doğru ama şöyle bir çerçeve çizeyim. 'Milli mutabakat ittifakını çerçeveledik, başka yok' anlamında değil. Ne kadar gelirse bu ittifak büyür, herkes gelirse herkesi kapsar. Yani herkes de buna yönelirse herkesi de kapsar. Bu alanı böyle düşünmek lazım. Daraltılan, çizilen bir alan, gelinemez, edilemez, çerçevelenmiş bir alan değil. Bunun genişliği Türkiye'yi kuşatır, 80 milyonu kapsar. Böyle bakmak lazım."

Bu ittifakın, belirli alanlarda programları farklı olan partilerin ortak yürüyüşü anlamına geldiğini belirten Yazıcı, bu ortak yürüyüşün Türkiye'nin çıkarına olduğunu belirtti. Yazıcı, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin çıkarına bir iş yaparken siyasi partilerin diğer alanlarda bağımsız kendi programlarına göre işlem yapmaları için ihtiyaç duyduklarından yoksun hale gelmemesi gerekiyor. Ben ittifak yapıyorum. Bu ittifakı yaparken de Türkiye'nin çıkarlarını gözeterek, belli pozisyonlardan vazgeçiyorum. Çünkü diyor ki, 'ben aday olmayacağım, aday çıkartmayacağım.' Ama siz bunu yaptığınızda hazine yardımından yoksunsunuz. Bu bir yaptırım uygulamaktır. Bu bir sorundur. Bu alanların hak, hukuk, neyi gerektiriyorsa o dikkate alınmak suretiyle ittifakta formüle edilmesi gerekir.

Geçen yılın en önemli siyasal olayının anayasadaki değişiklik olduğunu belirten Yazıcı, bunun yapılış şekli ve içeriğinin önemine işaret etti.

Yazıcı, "yapılış şekli" üzerinde görüşlerini paylaşmak istediğini belirterek, uzun yıllardır Türkiye'nin gündeminde bir sistem tartışması, başkanlık gündemi ve parlamenter hükümet modeliyle alakalı tartışmaların devam ettiğini söyledi.

AK Parti'nin, anaysayı değiştirecek ve başkanlık modelini hayata geçirecek yeterli sayısının bulunmadığını belirten Yazıcı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, 15 Temmuz alçak darbe teşebbüsü sonrası "anayasa değişikliği konusunda destek vereceğini" deklare ettiğini anımsattı.

Yazıcı, bunun üzerine anayasa değişikliğinin tekrar gündeme geldiğini, MHP ile AK Parti'nin oluşturdukları heyetler arasında bu çalışmaların gerçekleştirildiğini, 16 Nisan 2017 günü yapılan referandumda da MHP ile AK Parti'nin anayasa referandumunun milletçe onaylanması çabalarının etkin bir şekilde sürdürüldüğünü anlattı.

"Bu bir proje, bu Türkiye'nin projesi." diyen Yazıcı, "Bunun bir son ayağı var. Çünkü bu anayasa değişikliğinin 3 maddesi uygulandı, geriye kalan maddelerin uygulanması, sistemin bir bütün olarak hayata geçmesi 3 Kasım 2019'da yapılacak genel seçimlerden ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra yürürlüğe girecek." ifadelerini kullandı.

"Egemenlik millet tarafından kullanılmaya devam edecek"
Bu değişikliğin özü itibarıyla Türk siyasal hayatında ve hukuksal yapıda çok köklü değişikliklerin yapılmasının başlangıcı olduğunu vurgulayan Yazıcı, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu siyasi ve hukuki bir reform süreciydi. Dolayısıyla sürecin bu aşamasında yapılması gerekli şey, değiştirilmiş anayasaya göre uyum yasalarının hazırlanıp sistem işler hale geldiğinde bu işlerliği sağlamaktır. Bu anlayışla çok yoğun çalışmalar yaptık.

Ne getirdi? Bir defa egemenliğin anayasada değişik kurum ve kuruluşlar aracılığıyla kullanılması uygulamasına son verilecek. Egemenlik tamamen bölünmez, vazgeçilmez, devredilmez bir şekilde millet tarafından kullanılmaya devam edecek."

Yazıcı, yasama, yürütme ve yargı erkleri arasında yapılan düzenlemelerde yürütmede tamamen, egemenlikten doğrudan yetki almak suretiyle, işlerin icra edilmeye başlanacağını bildirdi.

Bugünkü modelde, parlamenter hükümet modellerinde kuvvetler ayrılığından söz ederken, fiiliyatta yasama-yürütme ikilisi karşısında yargının bağımsızlığının ve ayrılığının söz konusu olduğunu kaydeden Yazıcı, "Yani parlamentoya hakim olan, yürütmeyi oluşturur. Oluşturulan yürütme kendisini oluşturan parlamentonun gündemine hakim olur." dedi.

"Başbakan yok, bakanlar var"
Yazıcı, getirdikleri modelde yürütmenin tamamen yasamadan ayrıldığını vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Yani Meclis, kendi gündemine hakim olacak, yargı zaten tarafsız, bir de bağımsızlık unsurunu ekledik. Böylece kuvvetler ayrılığı, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi modeliyle hayata geçmiş olacak. Yaptığımız değişikliğin merkezinde, hükümet sistemindeki dönüşüm var. Getirilen cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde, başbakan yok, bakanlar var. Bakanlar, Meclis üyeleri arasından değil, dışarıdan atanacak, atamaları cumhurbaşkanı yapacak.

Getirdiğimiz modelde, demokrasinin en önemli ölçütlerinden birisi olan 'hesap sormak, hesap verilebilir olmak, ne kadar yetki kullanıyorsanız kullandığınız yetki kadar sorumlu hale gelmektir'. Dolayısıyla yürütmenin başı, cumhurbaşkanı olacağına göre, birinci anayasada cumhurbaşkanlığının sorumsuzluğu kısmı ortadan kalkıyor. Getirdiğimiz modelde de icranın başı konumundaki cumhurbaşkanının sorumluluğu devreye geçiyor."

Bu düzenlemelerin yeni sistemde temel hak ve hürriyetlere ilişkin özgürlükçü bir bakış açısıyla ele alınacağını belirten Yazıcı, faaliyetlerin temelinde de bireyin bulunduğunu dile getirdi.

"5 komisyon oluşturuldu"
Yazıcı, bu çerçevede Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım'ın oluruyla, gerekli değişiklikleri hazırlamak üzere partide 5 komisyon oluşturulduğunu açıkladı.

Bu 5 komisyondan önce bir üst komisyonun oluşturulduğunu ifade eden Yazıcı, bu komisyonda ise konuları değişik yönleriyle müzakere yaptıklarında birden fazla komisyon kurulmasının hem ilerleyici hem de daha yararlı olacağı sonucuna varıldığını ifade etti.

Yazıcı, birinci komisyonun "Yürütmenin Yapılandırılması" isminde kurulduğunu belirterek, "Komisyon, cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık teşkilatlarının yeni sisteme uygun hale getirilmesi, buna göre bakanlıkların yapılandırılması alanlarında çalışma yapacak. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini esas almak suretiyle ne şekilde bir yapılanmayla daha işlevsel, verimli ve etkin çalışma yapılabilir, bu formüle edilecek. Bu komisyonun başkanlığını daha önce de bu konularda çalışmış Sayın Cevdet Yılmaz yapacak." diye konuştu.

"Bu komisyon sadece üst düzey bürokrasiyle ilgili"
Her komisyonun 7 üyeden oluştuğunu bildiren Yazıcı, ikinci komisyonun "Personel Rejimi" isminde kurulduğunu söyledi.

Yazıcı, bu komisyonun ismine bakarak, "personel rejimi tepeden tavana kadar yeniden yapılandırılacak" diye düşünülmemesi gerektiğinin altını çizdi.

Kamu görevlilerinin kazanılmış hakları ve pozisyonları olduğunu vurgulayan Yazıcı, "Bu komisyon sadece üst düzey bürokrasiyle ilgili. Görev yetkilerinin nasıl olacağı, bir kurumdan diğer kuruma geçişlerin nasıl olacağına ilişkin ve tempoya uyumu sağlayacak bir düzenleme üzerinde çalışma yapacaklar. Bu komisyonun başkanlığını MKYK Üyemiz Sayın Efkan Ala yürütecek." dedi. 

"En erken çalışmaya başlayan komisyon bu oldu"
Yazıcı, üçüncü komisyonun "Siyasi Partiler ve Seçim Mevzuatının Uyarlanması" isminde kurulduğunu belirtti.

Bu komisyonda, yeni sisteme göre seçim mevzuatının gözden geçirilmesiyle uyarlanmanın sağlanması ve güncel önerilerle ilgili hazırlık çalışmalarının yapılacağını ifade eden Yazıcı, çalışmaya en erken başlayan komisyonun da bu komisyon olduğunu söyledi.

Yazıcı, çalışmalarda epey mesafe aldığını vurgulayarak, yakında özellikle yerel seçimleri ilgilendiren değişikliklerle ilgili kısımların parlamentoya taşınacağını bildirdi.

Mart ayı sonuna kadar bu alandaki değişikliklerin Meclisten geçeceğini belirten Yazıcı, komisyonun başkanlığını da AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Sorgun'un üstleneceğini söyledi. 

Belediyeler, il özel iradeleri, muhtarlıklarla ilgili
Yazıcı, dördüncü komisyonun, "Yerel Yönetimler" isminde kurulduğunu ifade ederek, "Belediyeler, il özel iradeleri, muhtarlıklarla ilgili cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle uyum ve hedef amaçlı çalışmalar yapmak, ihtiyaç duyulan mevzuatı formüle etmek üzere çalışmalar yapacak. Komisyonun başkanlığını da Yerel Yönetimler Başkanı Sayın Erol Kaya yürütecek." diye konuştu.

Beşinci komisyonun, "Meclis İçtüzüğü" konusunda çalışacağını belirten Yazıcı, Anayasa'da Meclisin bu sistemin devreye girmesiyle 6 ayda iç tüzüğün değiştirilmesinin öngörüldüğünü hatırlattı.

Yazıcı, "Takvimin Anayasa'nın yayımından itibaren başladığı gibi bir algı var. Bunlar hep takvime bağlanmış, Anayasa'nın üç maddesi hariç diğer maddeler 3 Kasım 2019'da yürürlüğe girecek. Bu komisyonun başkanlığını da Grup Başkanvekili Sayın Mustafa Elitaş yürütecek." dedi.