BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53

Yaşananların Analizi

Aslında yazacak çok şey var ama ben yaşananlara farklı bir açıdan yaklaşıp, özellikle polisimizle halkımızın arasında ortaya çıkan kopukluğu analiz etmek istedim. Buyurun bakalım.

Aslında yazacak çok şey var ama ben yaşananlara farklı bir açıdan yaklaşıp, özellikle polisimizle halkımızın arasında ortaya çıkan kopukluğu analiz etmek istedim.

Buyurun bakalım.

 

Ülkemiz birkaç gündür kimsenin asla tahmin bile edemeyeceği büyüklük ve şiddetteki olaylar zincirini, eş zamanlı olarak halkın her kesiminin tepkisini; ülke bazında, üstelik gece gündüz demeden durmaksızın yaşıyor.

 

Bu yaşananların birkaç ağacı ya da bir parkın geleceğini korumak için olmadığı artık herkesçe malumdur.

Bu bir bakıma görünmez bir çuvalın delinmesidir.

 

Bu yaşananlar; kitlesel tepkinin aslında ne kadar güçlü olduğunu bilmenin ötesinde insanların tepki verdiklerinde artık yalnız olmayacaklarını da anladıkları ama yaşayarak anladıkları bir tepki olmuştur.

Yaşananların bu açıdan çok iyi analiz edilmesi gerekiyor.

 

Ülkenin dört bir yanında çığ gibi büyüyen olaylar; medyanın desteği ya da daha açıkçası medyanın herhangi bir katkısı olmadan yaşanan olaylardır. Bu bile yaşananların artık durulmayacağını ya da bundan sonra her fırsatta buna benzer kitlesel tepkilerin çok daha kolay olacağını anlamak için yeterlidir.

 

Sadece sosyal medyadaki paylaşımlarla organize olunması ve insanların bu sosyal ağlarla bilfiil olaylara katılmasa bile yaşanan kitlesel tepkiye destek olması çok önemlidir.

 

Ancak bence burada atlanmaması gereken tehlikeli ve ince nokta; bazı polislerin duyarsız olmasına, orantısız güçten ziyade bireysel bir şekilde vatandaşa karşı kindar davranmasına izin verilerek ya da en azından görmezden gelinerek; polis ile halkın birbirlerinden ayrıştırılacak şekilde karşı karşıya getirilmesidir.

Yani bir anlamda polisimizin halkını kaybetmesidir yaşanan…

Tehlikeli ve yanlış olan budur.

 

Çünkü polisimizin bir kısmının sağduyusunu kaybetmiş bir şekilde davranması; hem polis teşkilatını halkın gözünde zedelemiştir.

 

Yaşananlarla koskoca teşkilatın halk desteğini kaybetmesi; bilerek ya da bilmeyerek biri veya birileri tarafından sağlanmıştır.

Tehlikeli ve üzücü olan budur.

 

Güvenliğimizden sorumlu olan polis teşkilatımız; ne yazık ki bünyesindeki bazılarının sağduyudan uzak yaklaşımları ile halkın gözünde ciddi yara almıştır.

Ve bu yaranın iyileşmesi zaman alacaktır.

 

Çünkü yaşananların; emir ile yapılmış olsa bile özünde bireysel olarak karşısındakine zarar verircesine davranmak güdüsüyle ilgisi var.

 

Çünkü eğer polis; tazyikli suyu genç, yaşlı demeden insanların ayaklarına, kafalarına doğru o insanın yaralanacağını bilerek sıkıyorsa; burada ciddi bir insani yaklaşım sorunu vardır.

 

Eğer polis; yanlarında gezen elleri sopalı ve kim oldukları belli olmayan sivillerin kıyıda köşede yakaladıkları vatandaşları tarifi imkânsız bir kinle toplu olarak dövmelerine önce göz yumup sonra dayak yemiş insanları gözaltına alıyorlarsa; burada, bu yaklaşımda ciddi bir yönetim sorunu vardır.

 

Ne yazık ki bu ve benzeri sorunlar; polisin halk ile arasının açılmasına neden olan davranışlardır.

 

Ve bilinmeli ki bu ve benzeri sorunlar; polisin ve temsil ettiklerinin halka karşı olduğu gibi bir algının yerleşmesini sağlayacaktır. Ki her şeye rağmen günlerce polise direnilmesi; bu anlayışın ne yazık ki halkta yerleştiğinin de göstergesidir.

 

O yüzden polisin acil olarak; halk ile barışması gerekmektedir.

 

O yüzden polisin acil olarak; aslında demokratik hak ve özgürlükler bazında toplumdan çok da uzak olmadığını göstermesi gerekmektedir.

 

O yüzden polisin acil olarak; toplumsal olaylardan ziyade bireysel suçlardaki başarıları ile de gündeme gelerek rahat uyumamızı sağladığını vatandaşa göstermesi gerekmektedir.

 

Ve yine polisimizin acil olarak; son günlerde karşı karşıya kaldığı halkın çocukları, kardeşleri, yeğenleri ve yakınları olduğunu göstermesi gerekmektedir.

 

Yani olması gerekeni herkese göstermesi gerekmektedir.