BIST 9.080
DOLAR 32,32
EURO 35,07
ALTIN 2.307,42

Vicdansızlar Cemiyeti

1832'de ABD'ye illuminati'nin bir uzantısı olarak William Russell ve Alphonso Taft tarafından getirilmiştir.

1832'de ABD'ye illuminati'nin bir uzantısı olarak William Russell ve Alphonso Taft tarafından getirilmiştir.

Alphonso Taft ABD başkanı ve Kurukafa Cemiyeti üyesi olan William Howard Taft'ın babasıdır.

Bu cemiyetin son 150 yılda 2500'den fazla üyesi olmuştur.

Baba ve oğul George Bush'un üyesi olduğu Skulls and Bones Society "Kurukafa Cemiyeti" merkezi Connecticut'da Yale Üniversitesinde bulunan gizli bir cemiyettir.

Her sene sadece 15 erkek öğrencinin alındığı bu örgüt ülkenin en elit oluşumu olarak gösterilir.

Seçilen bu 15 kişi daha sonra ABD'de kilit nokta denilecek yerlere getirilir.

Başkan Bush'un Kolleksiyonu

"Kurukafa" adlı gizli cemiyetin faaliyetlerini yürütürken Kızılderililerin Apaçi reisi Geron İmo'nun kafatası bizzat başkan Bush'un babası Presscott Bush tarafından bir hücumda ele geçirilmiş.

Smitsonian Müzesi'nin vitrinlerinde 166 adet Kızılderili kafatası ve kemiğin teşhir edilmekte olduğu 1987'de Amerikan senatosunda dile getirildi.Senatoda konuşmayı Oregon eyaletinin Wasco adlı kızılderili kabilesinin lideri Nelson Wallatum yaptı.

Konuşmasında, Thomas Jefferson'un kafatasını ve kemiklerini mezardan çıkarıp bir müzenin vitrininde teşhir edilmek üzere konulması sizlere mutlaka acı verir.Eğer bu kafatası sizin büyükbabanıza ait olursa o zaman geceleri uyuyamaz kuduracak gibi olursunuz der.

Bu konuşmanın ardından Kansas, Washington, Kentucky, Nebraska, Texas, Minnesota, İndiana ve New Mexico eyaletleri, Kızılderili mezarlarına dokunulmasını ve dağıtılmasını engelleyen bir kanunu hayata geçirir.
 
 
Terörist Blair

Kendi evlatlarına duydukları hassasiyeti müslüman bir evlada gösterme tahammülü olmayan batılı koalisyon güçleri günah çıkarma seansları düzenlemekte.

Lakin coğrafyada taşeron terör örgütleri üzerinden halen aktif bir şekilde katliama sebebiyet veren batı yaptığı hiç bir açıklamada samimi değil.

2003 yılında başta İngiltere ve diğer güç odaklarının Irak'da yaptığı katliamlar dünya tarihine kara bir leke olarak geçti.

Yüz binlerin ölmesine ve sakat kalmasına sebebiyet veren dönemin İngiltere başbakanı Tony Blair, yıllar sonra vicdanı tarafından tutsak alınmış olmalı ki geçtiğimiz günlerde yaptıkları barbarlığı itiraf etti.

Kendi ülkesinde bir kedi yavrusu için ortalığı birbirine katan fakat Irak'da katliamı gökten inen bir emirmiş gibi uygulayan haçlı zihniyeti en iyi bildiği işi gerçekleştirdi.

1919 yılında Osmanlı'dan, 1932 yılında İngiliz'lerden ayrılan buna karşın 1958 yılında Cumhuriyet'ini ilan eden 438 bin kilometre kare toprak bütünlüğüne sahip Irak devleti parçalanmak üzere.
 
Sonuç

30 milyon nüfuslu Irak'da bilerek, kasten, kasıtlı, isteyerek insan katliamı yapan, çocukları sakat bırakan, nesilleri tüketen, ülkenin yer altı yer üstü zenginliklerini bir vampir gibi emen ve tüketen, tecavüzlere konu olan, insanların evsiz yurtsuz ve aç kalmalarına sebep olan, kısaca yüzyılın soykırımını yapan İngiltere TONY BLAİR aracılığı ile dünya milletlerine suçunu itiraf etti.

Yaptığı bu itiraf ne öldürdüğü yüz binleri geri getirir ne de sakat bıraktığı çoçukların normal hayata geri dönmesini sağlar.İnsanların yaşama hakkını elinden almış olan ve almaya devam eden vahşi barbar İngiliz devleti ve diğer ortakları hiç bir zaman ellerindeki kanı temizleyemeyecek.

Öyle ya katil suçunu itiraf etmişken

Yüzyıllar önce ne olduğu belli olmayan işlerin peşine düşerek Türk milletinin ve devletinin önüne temcit pilavı gibi getirilen sözde yalanlar için çırpınan her platformda konuşan İnsan hakları savunucuları bu durumu uluslararası ceza mahkemesine taşıyıp gerekli kişiler hakkında işlem yaptırtabilecek mi?

Sanmam.