BIST 9.080
DOLAR 32,37
EURO 34,96
ALTIN 2.325,14

Uzan’ı bir de benden dinleyin…

Meğer Cem Uzan ne kadar pürü pak bir adammış. Ne kadar iyi niyetli, çalışanlarının haklarını koruyan, siyasete mesafeli, gazetecilerin işlerine karışmayan bir patronmuş.

 
İnsan okuyunca hisleniyor.

Meğer Cem Uzan ne kadar pürü pak bir adammış. Ne kadar iyi niyetli, çalışanlarının haklarını koruyan, siyasete mesafeli, gazetecilerin işlerine karışmayan bir patronmuş.

Yaşamasak, Uzan grubunda gazetecilik yapmasak içimiz acıyacak.

1999 yılının sonlarına doğruydu. Uzan grubuna ait star televizyonunun Ankara sorumlusuydum. Bir gün İstanbul Editörlerinden deneyimli gazeteci Mehmet Güç elinde bir fezleke ile ofise geldi. Çok heyecanlıydı. Jandarmanın hazırladığı ve savcılığa ilettiği fezlekede enerji bakanlığındaki yolsuzluklar anlatılıyor, önemli isimlere önemli suçlamalar atfediliyordu.

Onlardan birisi de Cem Uzan’ın Taraf röportajında bahsettiği Turgut Yılmaz’dı. Mesut Yılmaz hükümette Başbakan yardımcısı idi. Bu nedenle fezleke tutanın elini yakacak cinstendi. Mehmet Güç ele geçirdiği bu çok önemli belge ile İstanbul’un yolunu tuttu. Haberin başında Uğur Dündar vardı. Editör ekibiyle yapılan toplantıda, benim fikrim de alındı, haberin yayınlanması kararı verildi.

Haber yayınlandı ve ortalık karıştı.

….

Şimdi Cem Uzan’ın Taraf röportajında “Turgut Yılmaz odamı bastı” bölümüne geliyoruz. Elbette star haber ekibi bu haberi yayınlarken Turgut Yılmaz’ın da peşine düştü. Ancak Turgut Yılmaz ilk etapta konuşmadı. Sonra işi patrondan bağlayıp canlı yayına çıkmak istedi. Ugur Dündar için o dönem fark eden bir şey yoktu. İddiaları doğrudan muhatabına soracaktı. Sordu da. Ama ne olduysa o yayın sırasında oldu. Cem Uzan Turgut Yılmaz’ın konuşmalarına dayanamadı. “Hiçbir yayına karışmadım” diyen Uzan rejiye kadar gidip yayının kesilmesini istedi. Ugur Dündar’a bu mesaj iletildi ama Dündar röportajı kesmedi. Sonra da Uzan Uğur Dündar ile selamı sabahı kesti.

Uzan bu, istediği yapılmadığında hareket tarzı kestirilemez bir insandı. Zenginliğinin herkesi satın alabileceğini düşünen bir patrondu. Turgut Yılmaz röportajında istediğini yaptıramadı ve haber merkezi artık onun için gözden çıkarılmıştı. Ayrıca siyasi baskılar da vardı tabii. Öncelikle daha göreve başlayalı birkaç ay olan gazetecilerin maaşlarını indirdi, haberin önündeki dizinin aynı bölümünü üç gün üst üste yayınlattı. Uğur Dündar’ın gitmesini istiyordu, istediği gibi de oldu.

Uğur Dündar ile hayata bakışımız farklı. O dönem Star televizyonundan onunla birlikte de ayrılmadım, sonra bir daha da beraber çalışmadım.. Ama eğriye eğri, doğruya doğru. Uğur Dündar Patron ile ilişkisini en azından benim bulunduğum dönemde gazetecilik ilkesine göre kuran bir yöneticiydi. Uzan’ın her şeye burnunu sokmak isteyen tarzına dayanamadı.

Aldığı transfer parasının büyük bölümünü iade ettiğini, elinde kalanları işten ayrılan gazetecilere dağıttığını da biliyoruz. Sonra o gazetecilerin yıllarca işşiz kaldıklarını,  çok zor duruma düştüklerini de.

Beyaz Enerji fezlekesine ilişkin haberde sorumluluğu üstüne almamasını da eleştiriyoruz. Ama burada konu Uğur Dündar değil Cem Uzan. Cem Uzan doğruyu söylemiyor. Uzan’ın doğruyu söylemediğini de en iyi Uğur Dündar’dan sonra Star’da göreve başlayan  Ali Kırca ve ekibi biliyor. Genç Parti’de iktidar rüyaları görürken televizyonu nasıl kullanmak istediğini o dönemde yanında olan gazeteciler çok daha yakından yaşadı.

Kimbilir, belki onlar da anlatırlar Uzan’ı. Ali Kırca’ın Amerika’ya kaçısı konuşulur belki bir gün, o gittikten sonra Star Haber merkezinde yaşananlar da.

Kim bilir?