BIST 9.080
DOLAR 32,36
EURO 34,96
ALTIN 2.324,51

Üniversitelerde; akademisyenin kaliteli yetiştirilmesi şart mı?..(1)

Sürekli; “nicelik” değil, “nitelik” demekten usandık!..

Bu yazı serisi  ile üniversitelerimizdeki bazı  sorunlara değinmek istiyoruz…

Ülkemizde üniversite sayısı 193 oldu.Bunların 109’u Devlet Üniv., 76’sı Vakıf Üniv.,8’i Vakıf Meslek Yüksek Okulu. Nisan 2018 verilerine göre, öğretim elemanı sayısı da aşağı yukarı şöyledir;  24.000 Prof., 16-17.000 Doç., 35.000 Dr.Öğr.Üy.,24.000 Öğr.Gör., 11.000 Okutman vardı. 7100 Sy.Yasa ile Okutmanlık kaldırıldı ve hepsi Öğr.Gör. oldu, o zaman  Öğr.Gör. sayısı 35.000 oldu.

Üniversite, araştırma demektir. O nedenle kitap sayısının, öğrenci başına düşen cari giderlerin önemi büyüktür.

“Merhum N.Erbakan, İTÜ’de Öğr.Gör. iken 57 yılönce) , uçak motorunun prototipini yaparak seri halde üretilmesi için rahmetli C.Bayar’dan bir yazı ile izi ve imkan istemiş. C.Bayar’ın cevabı şu olmuş; gerek yok, biz ABD’den uçak alıyoruz!..”

Bir üniversitede öğretim elemanı olmak; prestij,saygınlık demektir.

Ancak, görüyoruz ki, yapılan araştırmalarda en çok öne çıkan konular;

a)     Mobbing,

b)    İntihal,

c)     Etiklik’tir. Bu acınacak ve üzerinde önemle durulacak bir konudur.

Üniversite avukatları, maalesef bu gibi işlerle -yoğun olarak- uğraşmaktadır.

Gelişme, büyüme elbette çok iyidir, ama sağlıksız büyüme; yanlış insanların, yeni yerlere sirayet etmesi ve bu hastalıkları dağıtmasıdır.

Çalışmalardan anlaşılıyor ki; üniversitelerimizin büyük bölümünde, verilen eğitimin “kalitesi ve araştırma performansı” bakımından sorunlar var. Bu durum, tüm alanlarda yetişecek öğretim elemanlarının niteliği -niceliği değil- konusunda olumsuzluğa yol açmaktadır.

Prof.Abidin Kumbasar’ın verdiği güzel örnekten yola çıkarsak;

Akademisyen; sadece işine gelip gidiyor, derslerine girip çıkıyor, verimi düşünmüyorsa, sadece  bir “işçi”dir.

Akademisyen; dersinin daha verimli olması için kendinden bir şeyler katıyor, yeni metotlar geliştiriyorsa, o bir “usta”dır.

Akademisyen; hem derslerini verirken, ders verdiği öğrencilerle iyi ilişkiler kurup onları yarına hazırlamayı düşünüyorsa, öğrencilerinin en iyi olmasını düşünüyorsa, gerekirse aileleri ile iyi ilişkiler kuruyorsa, o bir “sanatçı”dır.

Her işin/mesleğin bir sana yönü vardır.

O nedenle sürekli; “nicelik” değil, “nitelik” diyoruz.

Neden acaba?

Olmadığı/oluşturulamadığı  için olmasın?!...

Alanımızdan örnek verelim;

Anadolu GSL mezun bir öğrencinin Konservatuar sınavını kazanamaması ne demektir?

Kazanan öğrencilerin, bir çok konudan habersiz olmaları nedendir?

Anadolu GSL mezunu öğrencinin bir çalgı çalamaması ne demektir?

Bazı Anadolu GSL’lerin, eğitimde iyi olup, bazılarında eksik olması ne demektir?

Kısaca, insanlar; işini iyi ve düzenli  neden yapmamaktadır?

Yapılmayan iş,ders, alınamayan; sonuç,verim, kamu zararı değil midir?

Amacımız; kurumsallaşmayı önleyen uygulamaların ortadan kaldırılmasıdır..

Devame deceğiz...

YÖK RAPORU…

YÖK, yayımladığı (29.06.2018) ‘Vakıf Yükseköğretim Kurumları 2018’ raporuyla, vakıf üniversitelerinin karnesini ortaya koydu. Raporda, üniversitelerin yıllara göre artışı, cari giderleri, kitap sayıları, burs miktarları gibi bilgiler de açıklandı. Buna göre, vakıf üniversitelerinin sayısı 76. İstanbul 47, Ankara 12, İzmir 4, Antalya 3, Mersin-Konya-Gaziantep 2, Trabzon-Nevşehir-Kayseri, Bursa 1 vakıf üniversitesi var. Fakülte sayıları ise; 33 Hukuk, 23 Tıp, 11, Diş Hekimliği, 8  Eczacılık Fakültesi. Nedense Konservatuar ve GSF benzeri fakülteler gözükmüyor.

Öğrenci başına düşen cari giderlerde; Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi 116 bin 269 TL, Koç Ün. 60 bin 87 TL,Sabancı Ün. 51 bin 610 TL ile ilk üçe girmiş. Aradaki fark çok büyük.

Burs sıralamasında ise İbn Haldun Ün. ile Konya Gıda ve Tarım üniversiteleri %100 ile birinci oldu. Onları % 23 ile Beykoz Ün.ve % 20 ile Fatih Sultan Mehmet Vakıf üniversiteleri izledi.

YÖK, üniversitelerde öğrenci başına düşen kitap sayılarına da raporda yer vermiş; İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi 46.67, Bilkent 39.40, Koç 37.40 ile ilk üçe girmiş. Bilkent Üniversitesi ise kütüphanedeki basılı kitap sayısıyla (500 bin 437) diğer üniversitelerin önüne geçti. Bilkent’i; 248 bin 773 ile Koç Ün. ve 200 bin 924 ile Başkent Ün. izledi.

.