BIST 9.133
DOLAR 32,37
EURO 34,97
ALTIN 2.325,52

Ufukta Hizbullah ve Kürt Devleti Var

2013 yılı, 2011 seçimleri sonrası yaşanan tüm tartışmaların sonuca bağlanacağı çok önemli bir yıl olacak.

Çünkü artık bahaneye yer yok. Söz verilenlerin, gündemi işgal edenlerin bir bir neticelendirilmesi gerekiyor.

Bu nedenle 2013, hem zor hem de kaygan bir geçiş yılı olacak.

Ben de sizler için müneccimlik yapıp, 2013 yılına dair birkaç tahminde bulunmak istedim.

Yeni Anayasa: Birçok partinin en öncelikli vaatlerinden olan “Yeni Anayasa çalışmaları”, yeni yılda gündemi bolca işgal edecek diyebiliriz.

Ülke için zaruri olmasının yanında, bir diğer önem arz eden yönü ise; Anayasa çalışmalarının aldığı yolun ve yazılma sürecinde yaşanan yol kazalarının, yerel seçim kampanyalarının en önemli argümanlarından biri olarak kullanılması olacak.

Yani suçlamalar havada uçuşacak.

Aslında belki de partiler, anayasayı yazma konusunda birbirlerini suçlamakta gösterdikleri çabayı, uzlaşmaya harcasalar çok daha fazla yol kat edecekler.

 Fakat muhtemelen hiçbir muhalefet partisi, seçmenine karşı en ciddi vaadi “anayasa” olan AK Parti’ye “sözümüzü tuttuk ve yeni anayasayı tamamladık” kıvancını yaşatmak istemeyecektir.

Bu nedenle hem masadan kalkan taraf olmak olmayacak, hem de çalışmayı bitirmeyeceklerdir.

Kürt Sorunu: AK Parti elinde tuttuğu Öcalan’ı, tekrardan sözü geçen ve daha aktif olabilen bir aktör haline dönüştürmek istediğini daha 2012’nin son aylarında belli etmişti. Ki Başbakan da daha çok yeni “ada ile müzakereler devam ediyor” dedi.   

Yani AK Parti, çözümü dışardaki aktörler yerine, elinin altındaki Öcalan’ı kullanarak aramak istiyor.

Sorunda hızlı bir şekilde yol kat etmek istemesinin diğer sebebi de;  bir yandan seçimlere dingin kafayla girmek, diğer yandan da sınırdaşı Irak ve Suriye’de yaşanan olaylara karşı iç barışını güvence altına almak istemesidir.

Bu arada Kürt sorununun siyasal çözümüne etkisi ileri ki günlerde ortaya çıkacağını düşündüğüm bir aktör daha katıldı. Sözünü ettiğim aktör, Terör örgütü Hizbullah'ın amaçları doğrultusunda faaliyet göstermekten kapatılan Mustazaf-Der'in yerine kurulan Hür Dava Partisi

Yapılanmasını bitirebilirse Güneydoğu’da hem muhafazakâr politikalarla dindar seçmeni, hem de Kürt sorununa dair söylemleriyle AK Parti ve BDP’nin oylarının dağılımını değiştireceltir.

Başkanlık ya Yarı Başkanlık: Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimiyle birlikte 2013 yılında başkanlık sistemi, AK Parti’nin ısrarla istediği bir sistem olacak.  Daha sıkı halkla ilişkiler çalışmaları  yapılıp, kamuoyu konu hakkında daha da iyi bilinçlendirilecektir.

Muhalefet ise bu tartışmaya kesinlikle sırtını dönmeye devam edecek ve bu nedenle konu, sistemin tartışılmasından çok “otoriter – baskıcı lider” kıskacı içerisinde sürecektir.

Fakat tahminim, muhalefetin direnmesi sonucunda “cumhurbaşkanının siyasette daha aktif ve güçlü” rol alacağı bir düzenlemenin mecliste görüşüleceği yönünde. Böylece zaten yarı başkanlığa yakın olan sistem, “gizli yarı başkanlık” kisvesi altında iyice kendini gösterecektir. 

CHP’de  filmin adı “Son Ümit”:  2013 senesi CHP için suların kaynayacağı bir yıl olacak. Başroldeki Kılıçdaroğlu, partide içten içte başarısız olmasını bekleyen Anti-Kılıçdaroğlu hareketine karşı güç kazanmayı ve “partiye hakim bir lider değil” eleştirilerinin yersiz olduğunu göstermeyi hedefleyecektir.

Yani, CHP’de kılıçlar çekilecek. Kılıçdaroğlu ya güven kazanacak ya da parti de kazanlar kaldırılacak.

Arap baharı: Ortadoğu ciddi bir biçimde kaynıyor Bir yandan alttan alta iyice alevlenen Sünni ve Şii bloklarının mücadelesi, diğer yanda ise bu mücadelenin bir parçası olarak Suriye konusu…

Suriye’de ortak bir uzlaşıya çok yaklaşılmış durumda. Esad’ın 2014’e kalmaması ya da kalsa bile oldukça zayıf bir iktidar olarak yönetimi farklı gruplarla paylaşarak devam ettirmesi söz konusu olacaktır.

Filistin’de ise Hamas güç kazanıyor gibi görünebilir. Fakat İsrail, bu güç dengeleri içerisinde her zaman İsrail’dir. Sürpriz bir değişim beklememek lazım.

Asıl sürpriz ise; Kuzey Irak’ta otonom yapıdan farklı olarak tamamen bağımsız  bir Kürt devleti gibi hareket eden bir Kürdistan’la karşı karşıya kalabilmemiz olacaktır.

Demedi demeyin.

Yazılıp anlatılacak sayfalar dolusu başlık var ama 2013’ün geniş gündemi içerisinde daha birçok konuyu enine boyuna yine burada birlikte değerlendireceğiz.

Onun için karşılıklı takibi bırakmayalım.

 

Abdüllatif Şener muhalefetinin retoriği

AK Parti’den ayrıldığından beri aynı şeyi söylüyor. Neredeyse cümleleri bile değişmedi.

Aslında önemli konulardan dem vuruyor ama ilginç bir biçimde toplum nezdinde reytingi düşük.

Zaten reytingi yüksek olsa, kendisini şuan parlamento da izleme fırsatımız olurdu.

Başbakana “otoriter” diyor,

Korku imparatorluğu yarattı diyor,

Medyayı sopayla dize getirdi ve

İsrail’le de işbirliği yapıyor diyor.

İsrail ona bağırma hakkı verde, tek mevzu bu diyor.

Yani iddialar aslında çok büyük. Tartışılması gerekiyor.

Fakat dediğim gibi ciddiye alan yok.

Bir siyasetçinin en önemli gücü seçmenidir,

Eh ondan da destek görmeyince dış kapının mandalı oluyorsun işte.

Tüm bunlara rağmen, Abdüllatif Şener hakkında ki 2013 tahminimi soracak olursanız; önümüzdeki süreçte bazı güç birliklerinin sağ seçmen adayı olarak aradığı en önemli isimlerden biri olacaktır.

 

2013’e ‘den tweet notları:

*Zaman bir dilek ağacı. Yıllar da onun dalları. Her birimiz 2013 dalına, dilekler bağlıyoruz işte.

* Allah'tan Anadolu Avustralya'da değil. Yoksa "bir tek yeni yıla girmekte birinciyiz. Başka her şeyde geriyiz" edebiyatı dinleyecektik bol bol.

* O kadar çılgın bir gece geçirdim ki, beynimde hala Hadise, Murat Boz ve Mustafa Sandal üçlüsü dönüyor. Koltukları çevirip duruyorlar.

* Bu 1 Ocak'ta aklını başına toplamaz isen 2013 Aralığında yine aynı dilekleri dilemek zorunda kalacaksın. Bilgine. - Bir dost.