BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53

Türkiye İçin "Hayırlı" Oldu!

Referandum seçimi kampanyası süreci bize iki şeyi daha göstermiş oldu; -Pragmatik siyaset jargonu ile halkın kapısına gidilmemeli! -Minerallerin can bulduğu kaynak çok önemli!

Evet, Türkiye için referandum sonucu hayırlı oldu.

Kısa ve öz olarak seçim değerlendirmesini hızlıca yaptıktan sonra asıl kelamı söyleyeceğiz.

HDP ve PKK Doğu ve Güney Doğu’da nal toplarken yeniden yönünü ve tercihini doğru adrese çevirdi.

Erdoğan hem liderliğinin vermiş olduğu bir duygu ile hem de hakkaniyet duyguları ile bu duruma duyarsız kalmayacaktır.

Daha önce ki yazılarımda da belirttiğim üzere gençlik liberalleşmeye başlayarak Ak Partinin taban renginin değişime uğramasına sebebiyet veriyor!

Hamasetten sıyrılıp çözüm bulunmalı!

Aksi takdirde solun iktidar olduğu 70’li dönemlerde Ecevit’i iktidardan indiren solun liberalleşen gençlerinin yaşattığı fotoğrafı yaşamak durumunda kalırız!

Bir başka tespit ise; 18-25 arası gençliğinin Millet Vekili olmak gibi bir arzusu da yokmuş diyebiliriz.

Yani CHP’lilerin dediği gibi “oy toplamak için yapılan bir değişiklik” olmadığı anlaşılmıştır.

Önemli olan gelecek dönemlerin başarıları olduğu için gençliğin arzusuna kulak kabartmalı ve doğru yönlendirilmeli.

Milletin düzende değişim istediği aşikâr.

"Sadakat" perspektifinde siyasete hamaset sınırları dışına çıkamadan payanda olunması "liyakat"in ehemmiyetini göstermiş oldu!

Artık hamasi siyaset bırakılmalı!

Millet bu seçimde siyasi yelpaze zemininde “renk değişikliğine gitti” şeklinde okumak yerine ne Anayasa değişikliğine, ne de siyasi otoritelere değil Erdoğan’a oy vermiştir.

Bu seçim sonuçlarına yansıyan fotoğrafı kesinlikle bu şekilde okumak gerekiyor.

Referandum seçimi kampanyası süreci bize iki şeyi daha göstermiş oldu;

-Pragmatik siyaset jargonu ile halkın kapısına gidilmemeli!

-Minerallerin can bulduğu kaynak çok önemli!

Zira hangi kaynaktan beslenirse insan, kaynaktan akan minerallerin şekline dönüşür...

Nihai tespit ise;

Recep Tayyip Erdoğan hem liderliğini hem de yeni sistemde ki “Başkanlığını” tescil etmiş oldu.

“Hayır” cephesinin seçim kampanyası boyunca pelesenk etmiş oldukları şekliyle “tek adam” değil, “tek parti” değil, “Milletin Adamı” olarak yeni sistemin başı olacağını tescil etmiş oldu.

Başlıkta özellikle “hayırlı” oldu ibresini kullandım.

Çünkü büyük bir fark ile bu tescil gerçekleşmiş olsa idi mevcut hastalıkların teşhisi tespit edilemez olurdu.

Kazanmanın neticesi aradaki oy farklılığı ile değil fazla oy sayımı ile tespit edilen bir seçim sistemidir referandum.

Dolayısı ile bu sonuç kazanılmış olması ile birlikte “Türkiye için hayırlı” oldu.

Bundan sonra lider olarak seçtiğimiz Erdoğan ile birlikte millet tarafına da düşen görevler var.

Safları birleştirme, bütün ülke olarak kenetlenme vaktidir.

Yeni Türkiye’nin hedeflerine ulaşabilmesi ve çağ atlaması için karşısında ki en büyük engel kalktı.

Artık durum tespitleri yapılmalı ve sancılı yerler bulunup tedavi sürecine vakit kaybetmeden başlanılmalı.

Her şeyden önce iyi bir eğitim ve kültür reformuna gidilip gelecek 20 yılın genç nesillerini yetiştirmeliyiz.

Ahlaklı, dürüst, geçmişini bilen-inkâr etmeyen-sahip çıkan, çalışkan, liyakat sahibi nesillere ihtiyacımız olduğunu kimse inkâr edemez.

İçeride ki ve dışarıda ki çeteler temizlenmeli.

Boşalan koltuklara gerçekten liyakat sahipleri getirilmeli.

Neredeyse durma noktasına gelen mücadelemiz yeniden canlandırılmalı, tepeden tırnağa silkelenip yukarıdan bakma ve kibir alametlerini üzerimizden atmalıyız.

Böylece yeniden kimin kulu olduğumuzu ve ne için mücadele ettiğimizi hatırlamalıyız.

Haçlı İttifakına karşı bin bir türlü zorluklarla geçen yılların ardından, kazanılan bu zaferle ihtişama kapılmadan Müslümanlar olarak safları sıklaştırmalıyız.

Sonuçlara göre “hayır” veren seçmeni de görmezden gelmeyip, sistem daha da iyi anlatılarak onları da sisteme dâhil etmeliyiz.

Davanın amacı ve haklı sebepleri sağlıklı kişilerle dile getirilmeli.

Ancak bu şekilde gelecek nesillerimize gâvur Avrupa’nın oyunlarına gelinmemesi gerektiğini anlatabiliriz.

İdeallerimiz ve uygulamalarımız arasında artık benzerlik olmalı.

Duruşlarını ve saflarını bozmuş, dava endişesi sadece fanatikçe takım tutar gibi partizanca tavırlar hamasetine hapsolunursa endişe devam ediyor demektir.

Savrulma ve ölçüsüzlük sebeplerinden dolayı, bedelsiz bir şekilde, oturduğumuz yerden bizim olsun dediğimiz her şeyin bedelini ödeyerek, mücadeleye sahip çıkıp saf birleştirme vaktidir.

Erdoğan’ında zikrettiği gibi yedi düvel mağlup olmuştur.

Bu millet kenetlenip, safları sıkı tuttuğunda bozguna uğratamayacağı hiçbir düşman yoktur evelallah!