BIST 9.525
DOLAR 32,52
EURO 34,75
ALTIN 2.494,80

Tarih Patinajı

Tarihle ilgili meselelerde her yıl dönümünde daha önce yazılıp çizilmiş, hakkında söz söylenmiş konuları tekrar gündeme getirerek hamaset üretiyoruz.

Tarihçi bir hocam ile çıkacak olan yeni kitabı hakkında tahlil ve mütalaa yaparken kitapta yer alacak bazı yazıların daha önce çok konuşulmuş konular olduğunu söylemesi üzerine “Hocam, merak etmeyin, o konular daha çok konuşulur” dedim.

Bu görüşmenin ertesi günü “Malazgirt Savaşı’nda Kürt askerlerin savaşıp savaşmadığı” ile ilgili yazılar yazılmaya başlandı. Oysa ki bu konu neredeyse son on yıldır her 27 Ağustos’ta yazılıp çizilen ve tartışılan bir konu.

Biz niçin her yıl aynı konuyu tekrar tartışıyoruz ki?

Hamasi dürtüler ile tarihimizde yaşanan övünç kaynaklarımızı magazinsel bir eda ile tartışmak ve polemik oluşturmak yerine tarihi yapan ve yazanların torunları olarak nefeslerimize, kalemlerimize ve eylemlerimize şecaat yüklemeliyiz.

Son zamanlarda Cumhurbaşkanımız önderliğinde yeniden geçmişimizi ve sancılarımızı öğrenmeye namzet durumdayız.

Lakin yapılan bütün organizasyonları sosyal medya üzerinden münferit planda mizansen üzerinden hamasete dönüştürüyoruz.

Bilim açısından ise kelamı kaleme dönüştürenler mükerrer nefes alışverişlerini yineliyorlar.

Tarihte zuhur etmiş olaylara yabancı olan kişi için hatırlatma yapılarak öğrenme melekelerinin harekete geçirilmesi neticesinde edinilen bilgiler yeni mahiyetindedir. Bu söylediğimiz toplum üzerinde geçerlidir.

Lakin kalem ve ilim sahipleri için yeni bilgi ve belgelerin ortaya konmaması adeta bir kısır döngüye yol açıyor.

Mesela her 19 Mayıs’ta Atatürk’ün Samsun’a çıkışını tartışırız. Bir halledemedik gitti şu konuyu. Kendimi bildim bileli bu konu sürekli tartışılır, konuşulur, yazılır çizilir…

Said Nursi ile Abdülhamid Han arasında geçen konu da hakeza aynı minvalde değerlendirilebilecek bir mesele… Aynı söylemlerle aynı şeyler her yıl mutlaka yazılır çizilir, bir neticeye de bağlanmaz…

Mevlana konusunda da durum farklı değil. Vefat yıldönümünde veya başka bir gündem vesilesiyle Mevlana ile Moğollar arasındaki ilişki konuşulur durur yıllarca…

Adeta patinaj içindeyiz. Hep aynı yerde dönüp duruyoruz…

Üstelik yüzyıllar önce yaşanmış olayların kahramanlarını ve sebeplerini sadece magazinsel bilgi halinde bir yığına dönüştürmemizin bize bir katkısı da olmuyor!

Bu yaşanmış zamanların içtimai, iktisadi, sınai ve siyasi sebep ve sonuçlarını öğrenmiş olmamız neticesinde günümüze de ışık tutacak ve doğruyu savunma ile başlayan süreç bizlere doğruyu da yaşatacaktır.

Olduğumuz yerde sayıyoruz. Bir adım ileri gitmiyoruz. Tıpkı çamura saplanmış bir aracın patinaj yapması gibi biz de hamaset hapsinde “Tarih Patinajı”na yakalanmışız…

Bir de bu konularda ilgili ilgisiz herkes bir şeyler yazma, söyleme gereğini hissetmiyor mu o da ayrı bir garabet.

Bu işin ilmini yapmış insanların yazmasını çizmesini anlarım da sırf hamaset yapmak için, bu konuda bir şeyler söylemek için uzmanlık alanı olmayan konularda birilerinin bu konuyu gündeme getirmesi içine saplanmış olduğumuz patinajı daha trajik hale getiriyor.  

Öte yandan biz "Tarih Patinaj"'ı içinde debelenip dururken eloğlu atomu parçalamakla, yeni gezegenler keşfetmekle, yeni icatlar yapmakla meşgul.

Yani birileri tarih yaparken biz tarihin hamasetini ve patinajını yapıyoruz.

Oysa her yıl şöyle konuları konuşsak ne güzel olur değil mi:

“Geçtiğimiz yıl yapılan Dünya Bilim Olimpiyatları’nda kazandığımız birincilikten sonra bu yıl da zirveyi kimseye bırakmadık.”

“Geçen yıl Türk bilim adamlarına giden Nobel ödülü bu yıl da ekonomik alanda yaptığı çalışmalarla tanınan Türk ekonomiste verildi.”

“Geçen yıl askeri stratejik yeniliklerde öncü olan ülkemiz bu yıl da, Alparslan’ın kapısını açtığı Anadolu medeniyetinin merkezinde ceddinin yolundan giden Türk genç komutan sayesinde bütün dünyaya tarih dersi vererek bu coğrafyanın tapusunun elimizde olduğunu kanıtladı.”

Bir an önce içine saplanmış bulunduğumuz bu hamasi Tarih Patinajı’ndan kurtulmalı ve yeni şeyler, yeni keşifler, yeni icatlar yapmamız lazım.

Son yıllarda başlatılmış olan silkelenme adımlarını bilinçli bir şuur ile zihnimize nakşetmemiz gerekiyor.

Nakşedilen bu öğretilerle birlikte vatanımızın ve bayrağımızın bekası için polemikten, hamasetten ve patinaj yapmaktan uzak durarak tarihimizi hatırda tutarak yeni tarihler yazmalıyız.

SOSYAL MEDYA TAKİP İÇİN!