BIST 9.091
DOLAR 32,37
EURO 34,98
ALTIN 2.325,71

Siyasi Partilerin 2018 analizi pek iç açıcı değil!...(2)

Siyasette herkes kapı arkasında konuşuyor!...

GÜNCEL/TİYATROLAR GÜNÜ/CUMHURBAŞKANI: Cumhurbaşkanımız bir mesaj yayımladı, her kelimesine katılacağınızı umuyorum; "…Kendine özgü araçları ve ifade biçimleriyle insani ve vicdani yönlerimizi ortaya koyan, etki gücüyle toplumların kültürel yapısını ve ahlaki birikimlerini sağlamlaştıran sanat dallarından biri olan tiyatro, toplumsal yaşamda etkinliğini her geçen gün artırarak sürdürmektedir.Sevgi, saygı, hoşgörü ve barış ortamının vazgeçilmez koşulu olan sanat, sanatçılarımızın fedakâr ve duyarlı çalışmalarıyla yükselecek, ülkemizi kültür ve sanat alanında da muasır medeniyetler seviyesinin üzerine taşıyacaktır. Bu büyük sorumluluğu üstlenen, kendileriyle ve kültürleriyle barışık değerli sanatçılarımıza vatandaşlarım adına teşekkür ediyor, sanatçı ve sanatsever vatandaşlarımızın da desteğiyle bu alandaki zenginliklerimize her zaman sahip çıkacağımızı bir kez daha vurgulamak istiyorum.Değerli tiyatro sanatçılarımızın, tiyatro çalışanlarının ve sanatseverlerin Dünya Tiyatro Günü'nü kutluyor, tüm vatandaşlarımı en kalbi duygularımla selamlıyorum…"
Ancak, Sn.Cumhurbaşkanım, TİP Sözleşmesi ile çalışan bu tiyatro/müzik sanatçılar; gösterge rakamlarının  6400’e yükseltildiğini, ikramiyelerin (teşvik dahil) maaşa katıldığını  ne zaman görecekler? Ayrıca, Konservatuar Sanatçı Öğretim Elemanları Hala Aralık 2017 Teşvik ikramiyesini alamadı. TİP Sözleşmesinde çözün ve bu mağduriyet bitsin artık. Hala bekliyorlar…
Bir önceki  konumuza devam edelim…
Evet, siyaset her gün hareketleniyor. Bu arada, MV Ş.Tayyar’ın çıkışından sonra,  AK Parti’nin şahin  MV M.Metiner’de kendini gösterdi; “İktidar hepimizi değiştirdi, değiştiriyor. Kim 'değişmedim' diyorsa yanlış söylemdir. Güç insanı zehirler, para insanı zehirler.” Ve sonra, yanlış anlaşılmasın diye  ekliyor;  “Cumhurbaşkanımızı kastetmiyorum!..” Bazıları (HDP) bu söylemi  cesaret olarak gösterdiler, ama biz öyle düşünmüyoruz. Burada, MV  M. Metiner’in kurnazlığı var; kendisi dürüst, şımarmamış, yoksulun sesi olmuş ancak, teşkilatlar berbat!”  diyor. Gece gündüz koşturan, bir şey kazanmayan  AK Partilileri suçluyor… Adeta; teşkilatları fırçalıyor!..
Bu arada  Yalova Üniversitesi’ne Prof.Dr.N.Eruslu’dan sonra –sanıyorum- 7. Rektör atandı. Nereden?, elbette Sakarya Üniversitesi’nden!..AK Parti, üst makam atamalarında bu üniversiteye pozitif ayrımcılık yapmaya devam ediyor. Hala yakalanamayan A.Öksüz’de, ona göz yumanlar/izin verenler/kulaklarını tıkayanlarda bu üniversitedendi. Ne oldu? Sakarya; Cemaatlerin, Refah Partisi’nin, Saadet Partisi’nin, AK Parti’nin en ağırlıklı olduğu il…Demek ki çok güveniliyor!...

Halkın arasındaki sohbetlerde, siyasetteki genel kanı şu;

Halkın gündemi; Mehmetçik ve pahalılık!..5 Tl den aşağı sebze-meyve kalmadı. Hala, maaşlardaki gelir vergisi düzenlenemedi. Ocakta alınan maaşı, Haziran’a doğru   %10-15 azalarak  vermek doğru mu?...Her eleştiriye kızan, yüzleri gülmeyen, fırçalayan  AK Parti’liler çoğalmış durumda!..

1/ “MHP baraj altına düştüğü için, yıllarca çok kötü sözlerle eleştirdiği AK Parti ile el sıkışmak zorunda kaldı. Elbette bu kararda, İyi Parti’nin kurulması da etken oldu.” MHP istediği kadar; “yok böyle bir şey bizim %10 sorunumuz yok” desin. Oluşmuş olan genel kanıyı değiştirmek çok zordur.

2/“Cumhurbaşkanı’nın her şeyi yaptığı, bütün gücü elinde topladığı halde, neden Başkanlık sistemini zorlayarak, partisini ve partilileri dar boğaza soktuğu,50+1  yüzünden MHP ile kol kola girdiği, söylemlerini değiştirdiği” çok merak ediliyor.

4/ “Teşkilata önem veriyoruz” deyip, dışarıdan MV yapılması hoş karşılanmıyor. Örnek olarak AK Parti’nin yanlış yaptığı isimler; T.Türkeş, A.K.Türkeş, U.Işılak, Y.Topçu, CHP’de; S.Akkiraz,T.Çandar,T.Özkan  gösteriliyor. AK Parti’nin, hiçbir özelliği, başarısı ve oyu olmayan F.Erbakan’ı kadrosuna katmak istemesi yanlış politika  kabul ediliyor.

3/ CHP’nin; yeni İstanbul İl Başkanı seçimi, seçimi boykot görüşleri, hala bir başkan adayı bulamaması, adaylık için “A.Gül, İ.Kesici, M.Yavaş” civarında dolaşması doğru karşılanmıyor. İstanbul için aday olan; M.Tanal, C.Canpolat ve C.Kaftancıoğlu ile İstanbul’u  kazanmak çok zor deniyor.. Bakın, Halk TV’de program yapan A.Arslan ne demiş; "Hayırlı Cumalar diye başlıyorlar mesela Cuma günleri programa... Cumanın kutsal bir gün olduğunu zannederek... Cuma günü kutsal bir gün falan değil, eskiden Cumaları topluca beraber olunurmuş, tatil niyetine... Bu kadar şuur kaybına uğradık artık..." (Haber7)

4/ İstiklal Marşı v.b. konulara girilmesi yadırganıyor  ve  “suni gündem” olarak görülüyor, üzerinde konuşulmuyor bile...“Politika bu, mesele gündem oluşturmak” deniyor, ama toplumun değerleri/beyinleri  sarsılıyor!..

5/ Din adına söylenen, AK Parti destekçileri gibi görünen cemaatçi/hoca adıyla  kişilerin söylemleri, din olgusunu zayıflatıyor. 15 Temmuzdan ders alınmamış,  MEB’in ve DİB’in kadroları yokmuş gibi;  MEB’in, sürekli bazı cemaatlerle/vakıflarla protokol yapması doğru bulunmuyor… Bundan partiler değil, İslam dini yara alıyor…

6/ Son seçimde %0.7 oy alan Saadet Partisi’nin, AK Parti’nin  yanlış politikaları nedeniyle anahtar parti konumuna yükseldiği belirtiliyor...

7/ Bu karmaşa içinde; bir çok kişinin köşeyi döndüğü, (Çiftlik Bank, Anadolu Farm ve 25 şirket) rantın zirve yaptığı,  liyakatın  dikkate alınmadığı'nda birleşiliyor. Gıdadan inşaata, sınavlardan akademik unvanlara  usulsüzlüğün/hırsızlığın bu derece artmasında, yaşatılan “bu kavga/ötekileştirme/gerginlik” iyi bir  ortam sağlıyor,  puslu bir hava yaratıyor,.. AK Partili gözüken kurtların ortaya çıkmasına vesile oluyor, bu da müslüman/muhafazakar  ülkemize yakışmıyor. Kul hakları yerle bir ediliyor. Burada herkes, çalıştığı devlet kurumlarından örnekler veriyor. Ağzınız açık kalıyor. İşte örnek ve kim bunlar?: “Buradan açıkça söylüyorum. Sorumluluk almaktan çekinen, imza atmaktan imtina eden, mevcut projeleri süratle yürütmekte yeni projeler üretmekte yetersiz kalan hiçbir bürokrat bulunduğu makamı fuzili yere işgal etmesin. Bunun affı yok. Versin istifasını çeksin gitsin, bizim işimiz var, yapacağımız çok şey var.” (Cumhurbaşkanı /25.03.2018/Basından)

7/ Her gün duyulan  rantla ilgili haberler kitleleri sarsıyor. Ülkenin bir çok yerinde yeşili/doğayı korumak için , maden ocakları açtırmamak için yürüyüşler yapılıyor. Onbinlerce Y.Doç.Dr. boşu boşuna rahatsız edildi, verilen yeni unvanı kullanmak istemiyorlar. (Bu arada YÖK yeni unvanın kısaltmasını göndermiş,Y.Doç. leri  düşündükleri için teşekkür ediyoruz!...) Ankara B.B. Başkanı M.Tuna, Çukuranbar örneğini vererek, “Melih Gökçek’den sonraki Ankara’nın imar politikalarının ranta dayalı olmayacağını” ifade etmiş; “Ben öyle yeni emsal artışı falan veremem. Böyle emsal de öldü” demişti. Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 12.02 2018/216 no’lu kararında, Mamak İlçesi Kıbrıs Mahallesi Güvercinlik Devlet Ormanı hattındaki 2 imar adası üzerindeki (0.40) ve (0.75) olan emsal (yoğunluk) değerlerinin (1.50) seviyelerine yükseltildiği öğrenildi.Yeşile hasret kalınacak!...

8/ Her gün, MV’ne verilen haklar memurları/emeklileri üzüyor. Memurlar.net’te ki (30.03.2018) haber şöyle; “Yasaya eklenen ilk maddeye göre, TBMM üyeleri ve üyeliği sona erenler ile dışarıdan atanan bakanlar, kamu kurum ve kuruluşlarının tüm sosyal tesis ve imkanlarından, bu tesislerin en üst düzey amirlerine sağlanan en uygun şartlara göre yararlanacaklar. İkinci madde de Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları, general ve amirallerle ilgili oldu. Buna göre, Genelkurmay Başkanı, Kara Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri, Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanları ile orgeneral ve oramiral rütbesinde bulunanlar, bu görevlerden emekli olanlar ile bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinin sağlık hakları, TBMM üyeleriyle eşitlendi. Bu statüde olanların sağlık giderleri, milletvekillerinin bağlı oldukları esaslara göre kendi kurumlarının bütçelerinden karşılanacak. Bu hak daha önce ayrı bir yasayla yüksek yargı üyeleri ve aile fertleri için de tanınmıştı.” (2809 Sy.kan. Geçici 10.mad.5.fıkrasına göre 1987’den beri mağdur olanlara -çoğu emekli/rahmetli olmuş- sanatçılara bir hak iadesi yapılamadı.)

9/ Eğitimin temeli; ilkokul-ortaokul ve lise. Bizi biz yapan değerlerin; bu dönemlerde öğretilmesi, öğrencilerin çağdaş/teknolojik/ bilgilerle donanması gerek, ama bu konuda mesafe alınamıyor. 16 yılda yaşanan değişimlerin çözüme ulaşmaması, eğitimi  daha da karmaşık hale getirmesi eleştiriliyor.

 Anlayacağınız siyasette zemin  kaygan!...

13.yy da yaşayan Büyük Yunus’un sözleri ile  yazımızı  bitirelim; 

“Batmış dünya malına, bakmaz dünya haline”,

“Beyler azdı yolundan, bilmez yoksul halinden”

Resim:25.İstanbul Türk Müziği Festivali, Gebze'den Avcılar'a 14 Konser ve Müzikte; Stratejik Yaklaşımlar Uluslararası Sempozyumu ile 15 Nisan-15 Mayıs 2018 arasında siz müzikseverlerle buluşuyor. Bekliyoruz.