BIST 9.525
DOLAR 32,57
EURO 34,75
ALTIN 2.492,11

Şifre Yavuz Erdoğan..

Türkiye'ye dayatma yapmayı ilke edinen Avrupa Parlamentosu' nun gerçek yüzüne karşı Reis-i Cumhur'un duruşunun şifresi..

Avrupa Parlamentosu tarafından hazırlanan  son dönemlerin en olumsuz belgelerinden biri olan ‘Türkiye Raporu’ herhangi bir işleme konulmaksızın aynen iade edildi.

Türkiye’nin gezi olaylarından bu yana yayımlanan ve  devletimiz açısından ‘kabul edilemez’ unsurlar içeren AP belgelerini geri gönderme politikası izlemeye devam etmiş olması tam bir Milli Devlet duruşu oldu...

Belgelerde Türkiye’ye her türlü dayatma var..

Küstahlık öyle boyutta ki..

Raporda, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları dahi kınanmış, Türkiye tarafından “kırmızı çizgi” olarak kabul edilen “soykırım” atfı da yer almış.

O nedenle eğilip bükülmeden ’Acaba ne derler’ demeden   Türkiye artık devlet yönetimi  tarafından  AB ve AP’sine  karşı anladığı dilden cevap veriyor..

Çünkü eski Türkiye yok artık..

Türkiye artık  dimdik kendi ayakları üzerinde duruyor..

Türkiye artık IMF belasını üzerinden atarak kimseye el açmıyor..

Türkiye artık mazlumların, kimsesizlerin kimsesi  olan bir ülke

Türkiye artık  ulaşımından silah sanayine kadar  attığı dev adımlarla, dev projelerle  dünyanın  hayranlıkla  seyrettiği  yükselen  bir değer...

Türkiye artık  AB’ sinin, AP’sinin gerçek niyetini  bilerek hareket ediyor.

Çünkü artık iyice hadlerini aştıkları görülüyor

Son küstahlıkları  terör kriteri çıkarmaları oldu...

Neymiş, “Vizesiz Avrupa” için Terörle Mücadele Kanunu’nda değişiklik yapıp, terör tanımını değiştirmemiz gerekiyormuş…
İstedikleri de belli. Eyleme geçmeyen teröriste dokunulmaması. Onların “terörist” olarak kabul edilmemesi.
Peki biz  pusuda bekleyen tuzak kuran hainleri nasıl engelleyeceğiz, inlerinde bomba  üretenleri nasıl bulacağız. Canlı bombaları nasıl önleyeceğiz? Onlara uyarsak, kendisini patlatmasını onlarca insanımızın katledilmesini bekleyeceğiz. Sonra da dağılmış terörist ceset parçalarını toplayıp, onları tutuklayacağız!

Öyle mi?

Üzerinede teröre destek veren milletvekillerinin dokunulmazlıklarının da kaldırılmasına karşı çıkıyorlar..

Yanı başlarına  çadır kuran teröristlere izin veren sanki bunlar değil!.

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan bu dayatmalar karşısında  restini çekiyor..

Çünkü  gerçek yüzlerini  tarih iyi yazıyor.Türkiye’ye  bakışlarında dünden bugüne değişen bir şey  olmadığını iyi biliyor.

Kilise tarafından kurgulanmış kafalar aynı kafalar!

Bakın bu yönde önemli bir tarihsel  örnek...

                                               ***

Ord. Prof. Fritz.Neumark.

Kendisi Alman asıllı.

1933’te Hitler zulmünden kaçarak  Türkiye’ye sığınır.

Sonra İstanbul Üniversitesin, Hukuk Fakültelerinde 1933-1952 yılları arasında dersler vermeye başlar.

Artık bizden biri olur. Kendisine ’Hocam Avrupalılar bizi neden sevmez’ diyen öğrencisine  verdiği cevap  bugünler içinde sözün bittiği yerdir..

Bakın ne der..

'Çok samimi  olarak itiraf edeyim ki, Avrupalı Türkleri sevmez ve sevmesi de mümkün değildir. Asırlardır.  kilisenin Türk ve İslam düşmanlığı Hristiyanların hücrelerine sinmiştir. Siz farkında değilsiniz ama  onlar şu gerçeğin farkındadırlar. Türkler tarihten çıkarılırsa ortada tarih kalmaz. Osmanlı arşivi tam olarak  ortaya çıkarsa. bugünkü tarihlerin yeniden yazılması gerekir. En az 400 yıl  Avrupa’da sırtımızda at koşturdunuz.

Selçuklular Anadolu’yu, Osmanlılar  ise Orta Avrupa ve Balkanları Haçlı Ordularına mezar ettiler. Selçuklu ve bilhassa Osmanlı, İslamiyet uğruna her şeyini feda etmeseydi, İslamiyet bu gün belki sadece Hicaz’da varlığını devam ettirebilirdi. Kaldı ki Vehhabiliği kuranlar da İngiliz Dominyon Bakanlığının adamlarıdır.

Batı, her yerde İslamiyet’i sapık inançlara kanalize etti. Ama Osmanlı, Asr-ı Saadet’i devam ettirdi. İfade ettiğim sebeplerden kilise size kin kusmaktadır.’

Soralım.Bu sözler geride mi kalmıştır!

Asla..

İşte gerçek bakış ve niyetleri  bu sevgili okurlar..

                                                   ***

Peki kim bu birlik?

Bu Avrupa Birliğinin  bu  Avrupa Parlamentosu’nun gerçek yüzü nedir? Kendi iç  yapısı ne anlatır?

Size bu noktadada son derece önemli bir belge sunmak istiyorum..

Hani bize demokratikleşmenin, özgürlüklerin, şeffaflığın, hukukun, adaletin eşsiz bir anıtı gibi gösterilen  Avrupa parlamentosu var ya, ona  yakın tarihte  bir parlamenteri tarafından sorulan ve Avrupa'da da tartışma yaratan soruları biliyor musunuz?

İngiltere Bağımsızlık Partisi'nden (UKIP) bir dönem  Avrupa Parlamentosu'na  seçilen Parlamenter Robert Kilroy-Silk'in  Avrupa Parlamentosu tarafından cevaplandırılmasını istediği 16 soru çok konuşulmuştu..

Çünkü gerçek yüzlerini ortaya çıkarmıştı..

Kendi endi içerisindeki aymazlıklarıyla ilgili çok şey anlatıyordu o sorular.

İşte bu sorulardan bazıları...

                                              ***

Rüşvet ve sahtekârlığa giden paralar: 1990 yılından beri her yıl, Avrupa Komisyonu’ndaki rüşvet ve sahtekârlıklar nedeniyle kaybedilmiş toplam paranın tutarını, Sayıştay denetçilerinin bulgularına dayanarak lütfen açıklayınız!

Rüşvet ve sahtekârlığa karışan resmi görevliler: 1990'dan beri, rüşvet ve sahtekârlıklara adı karışmış kaç Avrupa Komisyonu üyesi bulunduğunu ve bunlardan kaçının işten atıldığını ya da disiplin cezası verildiğini lütfen açıklayınız!

Yasadışı icraat ihbarı yapan görevlilere yapılan işlemler: İngiltere'de, bizim uzun yıllardır uygulamakta olduğumuz bir iş yasası bulunmaktadır. Bu yasaya göre, işverenlerin yasadışı icraatlarını ya da yolsuzluklarını ihbar eden çalışanlar yasalarca korunur.

Bu kişiler ayrıca, İş Mahkemelerinde büyük tazminat davaları açma hakkına sahiptirler. Ancak, öğrendiğime göre Avrupa Birliği bünyesindeki sahtekârlıkları ortaya çıkardıkları için, aşağıda adları yazılı olan görevliler cezalandırılmışlardır:       

 -Bernard Connolly Paul

-Van Buitenen Marta Andreasen.

Bu kişiler için verilmiş cezaların gerekçesi nedir?

1990'dan beri, Avrupa Komisyonu’nun rüşvet ve yolsuzluklarını su yüzüne çıkarmış olmalarından dolayı kaç kişi işinden atılmış ya da disiplin cezasına çarptırılmıştır?

Avrupa Komisyonu; rüşvet, sahtekarlık ve yolsuzlukları ortaya çıkaracak elemanlarını yasal yönden koruyacak maddeleri iş sözleşmelerine koymakta mıdır?

Avrupa Komisyonu’nun açmış olduğu davalar: Avrupa Komisyonu kaç kez AB üyesi devletleri aleyhine, İngiltere de dahil, Lüksemburg'daki Avrupa Mahkemesi’nde dava açmıştır?

                                                  ***

İşte yüzyılın en büyük uygarlık ve demokrasi projesi olarak sunulan Avrupa Birliği'nin parlamentosu içerisinde AB'nin kurumlarındaki rüşvet ve sahtekârlıkların , Avrupa Komisyonu'ndaki sahtekâr üyelerin sayısı ve adları, rüşvet ve sahtekârlıkları ortaya çıkarmış AB müfettişlerinin başlarına gelenlerin hesabı soruluyor!

Ama hiç ses çıkmıyor!

Hani Avrupa Birliği, Avrupa Parlamentosu demokrasinin, hukukun ve şeffaflığın eşsiz bir anıtıydı?

O nedenle Cumhurbaşkanı  Recep Tayyip Erdoğan’ın  Avrupa Birliği ve Parlamentosuna karşı  ortaya koyduğu  tepkinin  mesajı net.

Türkiye artık eski Türkiye değil...

Osmanlı’nın en başarılı, en yürekli padişahlarından biri olan Yavuz Sultan Selim’in çok anlamlı bir sözü vardır..

Der ki;

‘Cesaret insanı zafere , kararsızlık tehlikeye , korkaklık ise ölüme götürür.

İşte  bugün ’Reis-i  Cumhur  Recep Tayyip Erdoğan’ın rehberi  o büyük hayranı olduğu 3.Köprüye adını verdiği Yavuz’un bu sözünden başka bir şey değil..

Çünkü  araştırıldığı  zaman  dünya görüşleri ve karşılarındaki  güçler  kim olursa olsun  asla geri adım atmadan cesaretli duruşlarındaki benzerlikler Erdoğan'ın Yavuz izleri taşıdığını gösteriyor..

Yani Türkiye'nin 2023  şifresi belli.

Yavuz  Erdoğan!..