BIST 9.089
DOLAR 32,38
EURO 35,05
ALTIN 2.325,97

Seni Atatürk'e emanet ediyorum yavrum!

Hükümetin 19 Mayıs kutlamalarını yasakladığı haberi gelince kalabalık bir mekandaydım. Çevremdeki birkaç kişi, "İşte şimdi baltayı taşa vurdular. Cami duvarına işediler resmen ve bu kez bitti bu iş" demişti..

Hükümetin 19 Mayıs kutlamalarını yasakladığı haberi gelince kalabalık bir mekandaydım. Çevremdeki birkaç kişi, "İşte şimdi baltayı taşa vurdular. Cami duvarına işediler resmen ve bu kez bitti bu iş" demişti..

Ben laf dilimin ucuna geldi mi duramayan biriyim..

"Hiç bir halt olmaz" diyecek oldum, ama o tepkinin sahibindeki hareketlere bakınca doğrusunu isterseniz ufaktan ufaktan tırsmaya başladım. Entellektüel bir bakış açısıyla yorum yapıyor ayaklarına yatarak, "Aslında bu kutlamalar stadyumların dışına çıkıp sokaklarda kutlamamız için iyi bir neden olabilir.." iddiasını ayaklarının altına şöyle bir fırlattım.

Demeye kalmadan bir hezeyan halinde gürlediler..

Sol yumruğunu havaya kaldırıp, "O sokaklar inleyecek. Bayram yerine dönecek her yer. O gök gürültüsü gibi ses AKP'nin ampülünü söndürecek. Bizimle Atamızın arasına hiç kimse giremez. Tapmaksa ona tapıyorum ulan" diyeninin her ağzını açtığında damağıyla dili arasında uzayan katılaşmış tükürüğü hala gözlerimin önünde..

19 Mayıs öncesi gürleyenlerin bayram günü neler yaptığını gördük.. Bir kaç ilin birkaç caddesi dışında sokaklarda kimsecikler yoktu. "Tapıyorum ulan" diyenlerin  ise esamesi okunmuyordu.

Ben hayatım boyunca ölümlüleri gözünde ilahlaştıranları zararlı buldum ve hislerim hep onlara acımam gerektiğini söyledi.

Yanlış anlama olmasın.

Bu hisse kapılmam Atatürk'e olan sevgimin veya hayranlığımın eksikliğinden değil. Bir çok Türk evladı gibi ben de onu "kahramanım" olarak değerlendiriyorum.. Bana göre Türkiye'nin bir daha yetiştiremeyeceği dahiydi. Ona saygı duymam ve rahmetle, minnetle anmam için binlerce neden sayabilirim..

İşte bizim sözde Kemalist bazı vatandaşlarımızın ipin ucunu kaçırdığı nokta tam da bu nokta..

Bir insana büyük saygı duymakla, onu ilahlaştırmak, ona tapmak arasında büyük fark var.. Bu farkın farkına varamayanlar ne yazık ki, Atatürk'e saygı duyanları, onu kahramanı olarak görenleri bile "Atatürk düşmanı" olarak görebiliyor..

Eğer bir kişi "Ben dindarım ve Atatürk'ü seviyorum" diyorsa, bunun mümkünatı yok.

Ya Allah'ı sevmelisin ya da Atatürk'ü.. İkisi bir arada olmaz, olamaz, olmamalı..

"Allah'a şükür, Atatürk'e teşekkür" diye bir seçeneği asla kabul etmiyorlar..

Birçoğumuz evlerimizden sevdiklerimizden ayrılırken, "Allah'a emanet ol" deriz ya hani..

Vallahi şüphe içindeyim.

Bu tipler "Allah" yerine, "Seni Atatürk'e emanet ediyorum" diyor mudur acaba diye?

Yok artık o kadar da değil demeyin!

Olur olur yani..

Bu ülkede bugün bile bir siyasi veya ekonomik kriz çıktığında Atatürk'ün kabristanını basıp, "Atam sana bir çelenk getirdik ama hele bir sor niye? Çok pis durumdayız sen bizi kurtar kalk atam hadi atam" diye ayinler düzenleyen insanlar yok mu?

Bu tapınmak değil de, tanrılaştırmak değil de nedir?

Bundan bir zaman önce Şişli meydanında asılan o posteri hatırlıyorsunuz değil mi? Bir binanın tepesinden aşağıya sarkıtılan ve altına "Sizi izliyorum" yazan Atatürk posterinden bahsediyorum.. O posteri görüp de galeyana gelen, "İzleme Ataaam izleme kallk müdahale et nooluur" diyen insanları biliyorum ben!

Bu tapınmak değil de nedir?

İlkokula başlayan yaramaz bir öğrenciye öğretmeninin, "Yaramazlık yapmayın. Yoksa Ulu önderimiz sizi sevmez" diyerek onu dizginlemeye çalışmasına siz ne ad verirsiniz?

Atatürk'ü eleştiren biri yargı önünde hesap verirken gıkı çıkmayanların, inançlı insanların Allah'ına, Cennet'ine ve meleklerine hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında dava açılan Fazıl Say için ortalığı velveleye ve vesveseye vermelerine siz başka ne anlam yüklersiniz?

Dedim ya..

Atatürk'ü sevmek başka, Atatürk'e tapmak başka..

Kuşkusuz ki Atatürk'ü sevmeyen bir kesim var.

Olabilir de..

Ama şunu bilelim.

Bir milletin büyük kesimi onu seviyor ve ona hayran.. Kimi Kur-an'ı Kerim okuyarak, kimi evinde kimi işinde ama çoğunluk kendi içinde yaşatıyor bu sevgiyi.. İlan vermeden, reklamını yapmadan, rant peşinde koşmadan, Atatürk seviciliği ve sömürücülüğü yapmadan..

Eğer büyük çoğunluk bu sevgiyi içinde beslemese, İlkokuldan üniversiteye kadar Atatürk'ü okumaya, anlamaya çabalamazdı. Üniversiteden sonraki çalışma hayatında, Atatürk'ün fotoğrafını başının üstüne asmazdı..

En büyük havaalanlarına, bulvarlara, barajlara onun adı verilmezdi. Çocuklara, Ata ismi konulmazdı..

Atatürk'ü sevmeyen bir millete rağmen bunlar ya-pı-la-maz-dı..

Anladınız mı "tapınan" arkadaşlar?

Sanmıyorum ama olsun; Zamanla o da olur!

***