BIST 9.708
DOLAR 32,54
EURO 34,83
ALTIN 2.427,56

Sanat Kurumlarımız, Sanatçılar ve AK Parti Müzik Politikaları….

Sanatçılar, Kurumlar, AK Parti

Ülkemiz, özellikle son yıllarda, geleneksel kültürün  “Türk Müziği” alanında,   “kuşaklararası geçişin sağlanamaması” sorunu ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu durum; gençlerin eğitim sırasında, lisans 3. sınıftan sonra, gelecek endişesi ile performanslarının düşmesine yol açmakta, müzik eğitimi veren kurumlardan mezun olanlar  “istihdam” sıkıntısı yaşamaktadır. Ülkemizde Üniversitelere bağlı;  Konservatuar sayısı 36’ya, Müzik Eğitimi  Bölümü sayısı 25’e,  Güzel Sanatlar Fakültesi sayısı 14’e,  Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi sayısı 4’e yükselmiştir.Bu kurumların bazılarında, “çoksesli müzik” yanında “Türk müziği” de bütün örnekleri ve çalgıları ile öğretilmektedir. Bilindiği gibi sanat alanında “amaçsız ve hedefsiz” bir öğrenci “başarılı olamamaktadır.”

Ülkemizde Konservatuar mezunlarının (müzik alanı) istihdamları 4 kurum bünyesinde olmaktadır;

1/ TRT Kurumu

2/ Kültür ve Turizm Bakanlığı  (Devlet Koroları/Toplulukları/Orkestraları)

3/ Üniversiteler (Konservatuarlar, GSF’ler ve Müzik Öğretmenliği ABD ler)

4/ MEB  (Müzik ve Halk Oyunları Öğretmenleri)

Bu kurumlar; toplulukları, sanatçıları ve akademisyenleri aracılığı ile kültürel mirası geleceğe taşımayı, araştırmayı, derlemeyi, müzikte; kaliteyi, üslubu, doğru okumayı, doğru çalmayı, telaffuzu, tavrı, diksiyonu v.b. ülkemiz insanına sunmakla görevlendirilmişlerdir. Son yıllarda bu kurumlara “kadro karşılığı  sözleşmeli sanatçı alımı” durmuş vaziyettedir.

Bu AK Parti’nin bir kültür politikası mıdır?, bilinmemektedir. Ancak, Sn. Başbakanın; gençlere, sanata ve sanatçıya değer verdiğini, konserlere katıldığını, seçim ve kongreler için  bestelere önem verdiğini görüyoruz. Biz, Sn. Başbakan’ın, bu konuların  “sağlıklı ve gerçekçi raporlarla, olumlu ve olumsuz sonuçlarıyla  bilgilendirilmediğini”  düşünüyoruz.

Sanat kurumlarının “canlı kalmasının”, doğal olarak  “gençleştirmekle ve yenileştirmekle” mümkün olmasına rağmen olumsuz uygulamaların nereden kaynaklandığını bilemiyoruz. Ancak, bu olumsuzlukların sanatçıların şevkle çalışmalarına engel olduğunu, hayal kırıklığı yarattığının da artık görülmesini  bekliyoruz.

Sanatçılar, gerektiği gibi değerlendirildiğinde adeta “bir ordu gibi, güçlü, enerjik ve üretkendirler…Sağlam projelerle, ülke insanının; sosyalleşmesinde, başarısında, gelişmesinde çok önemli roller üstlenebilirler.”

Her “4 kurum” göz önüne alınarak tespit edilen “ana sorunlar” “ve çözüm önerileri” kısaca şöyle özetlenebilir;

Sorun: Yıllardır söz verilmesine rağmen, Kültür ve Turizm Bakanlığı  Devlet Koroları/Toplulukları/Orkestraları ve Üniversite Konservatuarları Kadro Karşılığı Sözleşmeli çalışan Sanatçılarının “emeklilik yaşam şartları” iyileştirilememiş, ikramiyelerin (teşvik dahil) maaşlara dahil edilmesi dahi gerçekleştirilememiştir. Sanatçıların ortalama aldıkları ücret, Milletvekili  danışmanları/sekreterleri  kadar bile olamamıştır.

Çözüm: Devlet Korolarının/Topluluklarının/Orkestralarının ve Üniversitelere bağlı Konservatuar sanatçılarının, “emeklilik gösterge rakamları” TRT Kurumu sanatçılarının paralelinde yükseltilerek  “emeklilik, özendirilmeli,   ikramiyeler (teşvik dahil) maaşlara dahil edilmelidir.”

Sorun : Bu kurumlarda, 1975-80 arası göreve başlayan sanatçıların büyük bir bölümü 3-5 sene içinde zorunlu emekli olacağından, yakın zamanda, hayati önem arz edecek  “sanatçı açığı” baş gösterecektir. Bu konuda bir çalışma yapılmalıdır. Büyük bir heyecan ve umutla eğitime başlayan öğrencilerin, bu kurumlardan mezun olduktan sonra “istihdamlarının” da “düşünülmesi/planlanması”  bir zorunluluktur.

Çözüm : İstatistik çalışmalar yapılmalı, toplulukların verimlerinin düşmemesi için, emeklilik özendirilmeli, bu kurumlara, emekli olanların/olacakların yerine, kurumların yapısına uyum sağlayabilecek; kaliteli/genç/donanımlı/eğitimli sanatçı adayları  alınması planlanmalıdır.

Sorun: Bu kurumlarda, kadrolar “performansa dayalı” düzenlenmediği için “kaliteli üretim“ sağlanamamaktadır.

Çözüm: Bu kurumlarda, çalışanla çalışmayan ayırt edilmeli, “etik” davranışlarda bulunmayanlar temizlenmeli, “performansa dayalı”,  “maaş artırımı” ile “enerji ve yenileşme” sağlanmalıdır.

Sorun : TRT dışında Bakanlığa bağlı 27 topluluk/orkestra/koro faaliyettedir. Nedense, bu kurumlarda öğrencilerin “staj yapmaları” hala çözümlenememiştir.

Çözüm: Kurumlar arası protokolle, konservatuar öğrencilerinin lisans 3. ve 4. sınıfta “TRT ve  Devlet Korolarında/Topluluklarında/Orkestralarında, MEB da “staj yapmaları” na imkan sağlanmalıdır.

Sorun: Lisans döneminde “formasyon eğitimi” verilmediği için, mezunlar 1 yıl kaybetmekte, zamanlarını ve maddi kaynaklarını bu eğitime harcamaktadırlar.

Çözüm: Öğrencilerin bir an önce hayata atılmaları ve sanat alanından uzakta kalmamaları için, lisans eğitiminde “formasyon eğitimi” mutlaka verilebilmelidir.

Sorun: ALES te sanat lisansı yapanlarla ilgili sorular gelmediği için başarı ve atama şansı yakalanamamaktadır.

Çözüm: Sanat okulları lisans mezunları için Ales kaldırılmalı ya da  soruları ayrılmalı,  mutlaka “alan sınavına” dönüştürülmelidir.

Sorun: Üniversitelerde  konservatuarlar artmasına rağmen, kaliteli öğretim elemanı bulmak zorlaşmaktadır. Özellikle ÜDS barajında (zaten üds barajı ile bilim/sanat ikinci plana itilmiş olmaktadır) sanat ve Türkoloji alanlarının diğer alanlarla bir tutulması bunun en büyük sebebidir. Yüksek lisanstan sonra sanat alanı durmaktadır. (Saati 250 liradan ders alınarak, üds kopyaları ile yabancı dil çözümlenememektedir. Son yıllarda  sanat kurumları ÜDS yüzünden kan kaybetmektedirler.)

Çözüm: Üds mutlaka bu alanlar için kaldırılmalı, “sanatın” ve “yeteneğin” yabancı dilin önüne geçmesi sağlanmalıdır.

Unutmayalım ki; “yetenek en büyük sınavdır”