Rodini hissetmek
Diyordu Camille Claudel kapatıldığı akıl hastanesinden abisine yazdığı bir mektupta.
Camille Claudel mi?
Heykel sanatının büyük ustası Rodinin asistanı, aynı zamanda sonu akıl hastanesinde biten acılı bir aşkın güzel kahramanı!
Camille Claudel, 19 yaşındaydı Rodin ile tanıştığında. Rodinin yıllardır birlikte yaşadığı başka bir kadın olmasına rağmen onun en verimli sanat yıllarında aşkıyla ve yeteneğiyle yanı başındaydı hep, tutkuyla bağlı pek çok kadın gibi
Bazı sanat eleştirmenlerine göre Rodinden bile yetenekliydi.
Gelgitlerle, terk etmelerle, kavuşmalarla dolu bu fırtınalı aşk, Camille Claudelin ruhsal dengesini bozup onu akıl hastanesine düşürecek kadar sancılıydı ne yazık ki!
Bir tarafta çoğu ilişkide örtülü de olsa varolan iktidar mücadelesi, bir tarafta bir kadın ve bir erkek arasındaki karşı konulmaz tutku ve bu tutkunun büyüttüğü sahip olma duygusu..
Hatta belki de mesleki rekabet
Camille Claudelden geriye yüzyıllar sonra hala konuşulan bir aşk, hakkında yazılmış kitaplar, çekilen filmler ve Parisdeki Rodin Müzesinin alt katında sergilenen eserleri kaldı.
Rodin ise sanat tarihine adını çoktan yazmaya başlamıştı.
Taşın fazlasını atıyorum, geriye heykel kalıyor.
Rodin, Camille Claudelin dediği gibi şeytan mıydı bilinmez!
Konu aşk olunca, hele ki tutkulu bir aşkta yüzler hem şeytan hem de melek değil midir hep?
Ama onun gelmiş geçmiş en önemli heykel sanatçılarından biri olduğu gerçek.
Rodinin eserlerine kattığı duygu hareketliliği öylesine güçlü ki! Hani klasik bir deyişle heykellerin ruhu var ve bu ruh adeta karşısındakileri sarıp kucaklayıveriyor.
Bunun da sebebi Rodinin geleneksel heykel tekniğini bir kenara bırakarak akademik çevrelerin eleştirilerini, hakkında açılan davaları, aşağılanmaları karşısına alarak döneminin sanat anlayışının karşısında öncü ve özgün bir sanat yaklaşımıyla duruşu olsa gerek
Paris Güzel Sanatlar Akademisine giriş sınavını kazanamamasına, üç kez deneyip, üç kez başaramamasına rağmen Rodin olup akademinin ve sanat camiasının karşısında çıkaran heykel tutkusu diğer bir deyişle
Heykelin Büyük Ustası Rodin İstanbul'da
Sanat anlayışı, eserleri ve özel hayatıyla yaşadığı yıllarda ve sonrasında daima tartışmaların odağı olan Rodin bir süredir İstanbulda!
Düşünen Adamdan Öpüşmeye, Balzacdan Victor Hugo Anıtına kadar Paris'teki Rodin Müzesi'nden seçilen 203 eser Sakıp Sabancı Müzesi'nden İstanbula bakıyor.
3 Eylüle kadar gezilebilecek serginin çok önemli bir özelliği daha var:
Görme engelliler için alınan dokunma izni!
Heykellerin özelliklerinin Brail alfabesi ile yazılmış yazılar ve ses ile anlatılması da görme engelli sanatseverler için büyük bir kolaylık
Ne dersiniz, hayatın içindeki karmaşaları, bayıltıcı sıcakların rehavetini, giden sevgilinin bıraktığı özlemi, düşlendiği gibi geçmeyen sınavların ağırlığını sanatla hafifletebilmek ve bu büyük sanatçının eserlerine dokunabilmenin tadına varmak güzel olmaz mı?