BIST 9.087
DOLAR 32,37
EURO 34,98
ALTIN 2.326,13

Rahip Brunson bahane mi?

Anlayamadığım şey, bu papaz neredeyse iki yıldır tutuklu. Ne oldu da şimdi Amerika için birdenbire değerli biri oldu?

ABD'li rahip Brunson 9 Aralık 2016'da FETÖ ve PKK ile işbirliği suçlamasıyla tutuklanmıştı. 

Yani bundan 19 ay önce...

Anlayamadığım şey, bu papaz neredeyse iki yıldır tutuklu. Ne oldu da şimdi Amerika için birdenbire değerli biri oldu?

Bilmeyen de rahip Brunson'u değil de Papa'yı kaçırdık sanacak.

Sanki mesele, rahip Brunson meselesi değilmiş gibi, sanki perde arkasında başka nedenler varmış gibi görünüyor. 

O gerekçelerin ne olduğunu anlayabilmek için biraz araştırma yapmak ve ABD'nin canını nerede sıkmış olabiliriz diye irdelemek gerekiyor.

Türkiye son aylarda Silvan'da, Diyarbakır'da ve çok daha önemlisi, Rumların ve İsraillilerin konmaya çalıştığı Akdeniz'de derin petrol sondajı yapıyor. 

Ayrıca, ABD'li firmaların yaptıkları petrol arama sözleşmelerinin yakın zamanda iptal edileceği konuşuluyor. 

Bu durum ABD'nin hoşuna gitmemiş olabilir mi?

Dikkat ederseniz, iki bakanımızla ilgili alınan yaptırım kararının hemen ardından, Amerikan Senatosu'nun da bir yaptırım açıklaması oldu. Türkiye'nin proje ortağı olduğu F- 35'lerin teslim süresinin geciktirileceği açıklandı. 

Çok basit bir soru soralım.

Niye?

Rusya ile beklentilerin çok ötesinde yaşanan yakınlaşma, S 400'lerden vazgeçilmemesi ve aynı zamanda Çin ile yapılan 3 buçuk milyarlık kredi anlaşması, "niye" sorusunun cevabını veriyor olabilir mi?

Biraz daha geriye bakalım.

Milli Savunma alanında hamle üstüne hamle yapan Türkiye, artık dünyaya Atak helikopteri, İHA ve SİHA ihraç eder duruma geldi. Bu durum bir hoşnutsuzluk oluşturmuş olabilir mi?

Daha, daha geriye gidersek...

Terör örgütü YPG'ye milyonlarca dolarlık silah yardımı yapan Amerika'nın bütün planı bir hamle yapmamız sayesinde çöp oldu. Afrin'den çekildiler, Menbiç'te geri adım attılar, Fırat'ın Doğusunda da aynı akıbeti yaşayacaklar.

Bu aşağılanmanın bedelini bir şekilde ödetmeye çalışıyor olabilirler mi?

Kendimize bu noktada sadece şu soruyu soralım.

Yaptırım neden ekonomik değil? Neden Dışişleri ile ilgili değil? Neden özellikle İçişleri ve Adalet Bakanı ile ilgili böyle bir yaptırım kararı alındı?

Terör örgütü PKK'yı bitirme noktasına getiren ve daha iki gün önce, "Fetö'nün de PKK'nın da arkasında ABD var" açıklamasıyla gündeme oturan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bu nedenle hedef olmuş olabilir mi? 

Fetö'nün teslim edilmesi konusunda ABD'yi günden güne köşeye sıkıştıran Abdulhamid Gül bu nedenle kara listeye alınmış olabilir mi?

Ben, bunlardan biri yüzünden yaptırım kararı alındı demiyorum. Ama şunu biliyorum ki bir rahip meselesi yüzünden bu kadar gürültü koparmak hiç ama hiç normal değil. Hatta "Trump, Amerika'daki seçim öncesi kamuoyuna sempatik görünmek için bu salakça kararı almış olabilir" diyorum. 

Rahiple ilgili şahsi kanaatimi geçen gün yazdığım yazıda dile getirmiştim. 

Bunun karşılığı, rahibi tekrar çıktığı hücreye sokmak olmalı! 

Ha...

Yaptırım kararıyla ilgili de şunu söyleyeyim. Bu kararın hiçbir değeri yok. Yani Amerika'yı ayağa düşüren, karizmasını biraz daha çizdiren bir karar. Zaten ne Süleyman Soylu'nun ne de Abdülhamid Gül'ün ABD'de kuruş mal varlığı yok. Yani kararı gördüğümde, "Siz bizi güldürdünüz, Allah da sizi kahretsin" dedim. 

Komik çünkü...

Ama buna rağmen, Türkiye'nin alacağı karar mütekabiliyet esasına göre değil, çok daha ağır olmalı...

Adamların geçmiş asırlardan bu yana Süleyman ve Abdülhamid isimlerine bir alerjisi olduğunu biliyorduk, bunu bir kez daha belli ettiler.

Bence alınan karar, iki bakanımızın da ömür boyu taşıyacağı bir şeref madalyası görevi görüyor.