BIST 9.693
DOLAR 32,59
EURO 34,85
ALTIN 2.509,30

PKK ile pazarlıkları kim nasıl yapıyor?

Terörle Mücadeleden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay önceki gün CNN Türk'te bir açıklama yaptı.

Terörle Mücadeleden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay önceki gün CNN Türk'te bir açıklama yaptı.

İzlemeyenler için özet geçelim hemen:

Bakan diyor ki, "Şu an farklı bir dönem. Talepler var görüşmeler var. Silah bırakmaya, teslim olmaya kadar giden görüşmeler var. Bizim en önemli çalışmamız PKK'nın silah bırakması..."

Sonra ABD'nin bu konudaki çalışmaları soruluyor kendisine. O konuda da şunları söylüyor:

"ABD zaten bu işin tarafıdır Irak’taki pozisyonu sebebiyle, ABD’nin pozisyonunu biliyoruz. Başından beri içinde. İstanbul’da toplantı var. Bütün bunların içinde olması ABD’nin normaldir."

Bu açıklamaların AK Parti içinde ciddi bir sıkıntıya neden olduğu dün kulaktan kulağa yayıldı. Erdoğan her fırsatta "Hükümet olarak PKK ile masaya oturmadık" derken Beşir Atalay'ın aksi yönde konuşması hem Başbakan'ı, hem de yakın kurmaylarını ciddi anlamda rahatsız etmiş.

Konuyla ilgili sorular geldikçe Erdoğan ve kurmaylarının Atalay'ın yaptığı bu açıklamayı çürütmeye çalışılacağı konuşuluyor.

Beşir Atalay'ın bu tür huyları var.

Eğer bugün İçişleri Bakanı değilse, Habur fiyasko bunun en büyük nedeni. Gerek sınırötesi, gerekse sınır berisi ile ilgili skandal açıklamaları hala kulaklarımızda. Erdoğan'ın, "Bu ülkede Kürt sorunu yoktur. Güneydoğu'daki kardeşlerimizin sorunu vardır" diyerek ağız değiştirmesinde büyük rolü var.

Bir başka konu ise ABD'nin işin içinde olduğu açıklaması. Artık sağır sultan bile biliyor ki, ABD istediği zaman bu işin içine giriyor ve istediği kadarını çözüyor. Bu anlamda PKK'ya silah bıraktıracak güç de ABD değil.

Peki kim?

Cevap çok net: İsrail ve Suriye!..

Öncelikle şu konuya değinelim.

PKK içinde artık ciddi anlamda bir liderlik savaşı var. Bu savaş, Murat Karayılan ile Fehman Hüseyin arasında yaşanıyor ve günden güne tırmanıyor. Fehman Hüseyin, Abdullah Öcalan'ın bile sözünü dinletemediği bir asi rolünde.

Tek bir hedef için yaşıyor.

1 tane devlet memuru ölsün de, yanında 100 sivil ölse de önemli değil. Sivillerin de katledildiği tüm saldırılarda onun parmak izi var. Bu düşünceye karşı çıkan herkesle savaşa hazır. Karayılan'ın, "Halktan tepki alıyoruz" söylemlerine, Öcalan'ın uyarılarına rağmen sivil katliamları yaşanmasını da kapsayacak saldırı planları yapıyor.

İşte bu azman, son aylarda direk olarak Beşar Esad tarafından finanse edilmeye başlandı. Düne kadar Suriye'de insandan ve vatandaştan sayılmayan Nusayri Tarikatı mensubu Fehman Hüseyin, bugün nüfuzlu biri gibi hareket ediyor.

Dünya üzerinde yapabildiği en iyi şeyi yapabilmek için yetiştirilmiş: İnsan öldürmek için.

Yani Maşa...

Demem o ki, ABD ve Kuzey Irak'ta PKK ile yapılan veya yapılacak pazarlıklar kesin bir sonuç getirmez. Bu sonuçları alabilmek için artık Fehman Hüseyin'i de ikna etmek gerekiyor.

Fehman Hüseyin'in etkisiz olabilmesi için Beşar Esad rejiminin gitmesi şart. Sanırım hükümetin Beşar Esad rejimine karşı bu denli yüksek perdeden konuşmasının nedeni de daha iyi anlaşılmıştır.

İşin daha ürkütücü bir boyutu var.

Bilindiği üzere Başbakan Erdoğan 18 Haziran'da Brezilya ve Meksika'ya gidecek ve G-20 zirvesine katılacak. Burada da Obama ile ikili görüşmeler yapacak..

Dönün geriye tarihlere bakın.

Erdoğan ne zaman böylesi zirvelere katılmak üzere hareket etse ve ne zaman Obama ile görüşeceği açıklansa, PKK o zirve ve o görüşme öncesi ciddi saldırılar gerçekleştiriyor ve özellikle siviller katlediliyor.

PKK'nın önümüzdeki 1 haftalık süreçte yine kanlı saldırılar yapacağı tahmin ediliyor. Saldırıları planlarını yapan kişinin Fehman Hüseyin olduğu kulaklara fısıldanıyor.

Allah istihbarat ve güvenlik güçlerimizin yardımcısı olsun!