Pencereleri açın
Arada fikirlerimize, karşıt görüşten iki pencere açıp, cereyan yaptırmalıyız çok güvendiğimiz beynimize..
"Bir şeyi sevmen seni kör ve sağır eder"
derler..
Severek içinde bulunduğumuz her türlü ikili ilişki, mensup
olduğumuz parti, cemaat, örgüt, cemiyet vs hepsi zaman içinde, bizi
kendi hatalarına karşı duyarsızlaştırır, bir nevi koku yorgunluğuna
uğramamıza neden olur.
Farkına varmadan bir hatayı savunurken ya da bir yanlışa gülüp
geçerken buluruz kendimizi.. Bunları görmekte yaşadığımız "körlük"
ve bize hatamızı söyleyene karşı da "sağırlık" ile sınanırız.
Arada fikirlerimize, karşıt görüşten iki pencere açıp,
cereyan yaptırmalıyız çok güvendiğimiz beynimize..
Bizim gibi düşünmeyenleri, ağızlarının payını vermek için değil,
fikir dünyamızı zenginleştirmek için dinlemeliyiz. Belki çok
sevdiğimiz bir insana, onu savunurken, hatalarını meşrulaştırarak
zarar veririz. Belki de içinde bulunduğumuz topluluk amacından
sapmaya başlamıştır; objektif bir pencereden olan biteni tarafsız
seyretmeden göremeyiz.
Koku yorgunluğu gibi bir uyuşmuşluk, algısızlık, zaman içinde bizi
iyiden iyiye uyutur; kendimizi en istemediğimiz durumların içine
sokarız.
Bu anlattıklarıma, vatan millet din için, kıtalar ötesinde
gocunmadan hizmet eden bir yapılanmanın, namluyu kendi halkına,
sivillere çocuklara çeviren birer katile dönüşme süreci kadar güzel
bir örnek olabilir mi?
Ya da siyonizmle ilgili kitaplar yazıp, halka ücretsiz dağıtan bir
adamın, siyonistler tarafından finanse edilen bir örgüt kurmakla
yargılanır olması...
Güzel duygularla intisap etmiş olmak mazeret değil. Bu insan pazarı
zaten güzel duygulara, estetiğe, milliyetçiliğe, dine ve içimizdeki
mistisizme hizmet ederek avlanır.
Reklamında ayet ve hadisler bulunan topluluğun gerçekte fuhuş ve
şantaj sektörü olması ya da halkçı bir takım politikalar vaadeden
partinin, Türk halkının hem canına, hem uyuşturucu pazarı ile
kanına, hem bölücü politikalarıyla birlik ve bütünlüğüne kasteden
en vahşi terör örgütlerinden biri olan PKK'nın cenazelerinde boy
göstermesi gibi tuhaf bir eylem-söylem çatışması içerisindeysek
açalım pencereleri ve takkeyi ortaya koyup düşünelim.
Yanlış yerde miyiz yoksa doğru bir yapının içinde yanlış
davranışlar içinde miyiz?