BIST 9.080
DOLAR 32,41
EURO 35,05
ALTIN 2.328,51

Özgürlük Heykeli'ni kim yaptı?

Bir haberin tarafsız bir biçimde okura sunulması kadar haber kaynağının doğruluğu da önemli.

Bir haberin tarafsız bir biçimde okura sunulması kadar haber kaynağının doğruluğu da önemli.

Geçen hafta İnternethaber'de yayınlanan "Özgürlük heykelini Osmanlı yaptırdı" başlığıyla yayınlanan galeri habere okurlarımızdan tepki geldi.

Haberin içeriğinde Özgürlük Heykeli'ni Osmanlı padişahı Abdülaziz'in yaptırdığı ve yapılış hikayesi anlatılıyordu. 

Hikayenin kaynağı ise büyük ihtimalle Soner Yalçın'ın Murat Bardakçı'nın Hürriyet'te yayınlanan yazısından yaptığı intihaldi.

Zaman gazetesi yazarı Mustafa Armağan'ın 24 Ekim'de yayınlanan yazısında bu bilgilerin doğru olmadığı yer alıyor ve Armağan "göz göre göre aldatmaya hayır" diyerek işin aslını anlatıyor.

Gelelim konunun bizi ilgilendiren kısmına.

Geçen hafta bu konu başta olmak üzere çeşitli internet sitelerinde de gündeme taşındı.

Fakat buna rağmen İnternethaber'de 29 Ekim tarihinde bu galeri haber yanlış tarihsel bilgiyle yayına alındı.

Tarihsel olarak işin aslını araştırıp, belgeleriyle haber yapılamasa bile en azından hakkında şaibe olan bir bilgiyi iddia diye vermek çok daha doğru olacaktı.

Okurlarımız bu konuda çok hassaslar. Editörün gözünden kaçan bu tartışmalar okurların gözünden kaçmıyor.


BAŞLIKLAR VE GÜNÜN GAZETE MANŞETLERİ

"İnternet haberciliğinin gerekli değeri almadığını söylüyorsunuz hep ama önce kendinize bakmıyorsunuz. İnternet ülkemize geldiğinden beri kullanan biri olarak şu söyleyebilrirm; haber siteleri bir haberi okutmak için her maymunluğu yapıyorlar.

Buna en güzel örnek sitenizde gazete 1. sayfalarını haber veren haberler. Haber başlığında mesela "taraftan şok manşet, habertürk manşeti pes dedirtti" oluyor. O gazetede şok eden veya pes dedirten haberi okumak için tıkladığımızda ise sırayla tüm gazetelere bakmak zorunda kalıyoruz veya gazete ismi arıyoruz. Bu basit de olsa kandırmacadır."

Yukarıda okuduğunuz eleştiri bir okurumuz tarafından gönderildi.

Çoğu zaman haberler dikkat çekici olsun diye başlıklar abartılı olabiliyor. Bununla ilgili zaman zaman da sizlerden uyarılar geliyor.

Fakat günün gazete manşetlerinin verildiği haberle ilgili ilk kez böyle bir şikayet aldım.

Bunun üzerine İnternethaber Genel Yayın Yönetmeni Hakan Akpınar'a okurumuzun şikayetini ilettim. İşte Hakan Bey'in konuya ilişkin cevabı:

"Amaç burada asla okuyucuyu aldatmak değildir. Teknik olarak gazete manşetlerini verdiğimiz haberde hazır bir sıralama var. Dolayısıyla ilk gazete hangisiyse ilk önce o geliyor. Biz böylelikle insanların diğer gazete manşetlerini de okumasını sağlıyoruz.

Verdiğimiz başlıkla da günün öne çıkan gazete manşetine dikkat çekiyoruz. okur sadece o gazetenin manşetini görmek isterse sayfanın üstünde bulunan bloktan o gazeteye ulaşabilir. Eğer amacımız okuru aldatmak olsa yukarıdaki bloğu kaldırıp tek tek gazeteleri görmesini sağlayabilirdik.

İnternethaber'de biz haberi okura net ve objektif olarak sunmaya çalışıyoruz. Zamana zaman bazı hatalarımız olduğunda okurdan gelen eleştiri, şikayet ve önerileri dikkate alamayı da bir görev sayıyoruz. Bu aynı zamanda internethaber ailesi olarak medyadaki etik anlayışımızı temsil ediyor" 

OKTAY EKŞİ VE ETİK

Medyada etik anlayış demişken geçen haftaya damgasını vuran Oktay Ekşi'nin yazısı ve ardından gelen istifasına değinmeden geçemeyeceğim.

Türk basınının amiral gemisi olarak nitelenen Hürriyet gazetesinin 1974'ten bu yana başyazarı olan Oktay Ekşi öyle bir yazı yazdı ki ortalık karıştı.

Aynı zamanda Basın Konseyi Başkanı da olan Ekşi'nin köşesinden bir ülkenin Başbakanı'na "analarını da satarlar" gibi bir ifade kullanması son derece yakışıksızdı.

Ekşi habbenin kubbe yapıldığını söylese de bir yazarın kendi etik kuralları içinde varolduğunu bilmemesi düşünülemez. 

Bir yazarın her şeyi yazma özgürlüğü elbette ki vardır. Fakat bu tüm etik kuralları, insani değerleri yok sayma özgürlüğünü de beraberinde getirmiyor.

Toplumun kanaat önderleri olarak köşelerinden okurlara seslenen yazarların, yazdıkları köşeleri bir duygusal tatmin aracına dönüştürmeleri en başta okura yapılan bir saygısızlıktır.

Gazetenin başyazarı statüsündeki Oktay Ekşi'nin istifa etmemesi Hürriyet'i de zor durumda bırakacaktı. Yazarlar her ne kadar bağımsız yazsalar da isimleri zaman içinde yazdıkları basın kuruluşuyla özdeşleşiyor. Hele ki o basın kuruluşunda 24 yıldır başyazarsanız.

Basın Meslek İlkelerine damga vuran bir Konseyin Başkanı, yılların tecrübeli gazetecisi olarak Oktay Ekşi'nin böyle bir yazıyı kaleme alması aynı zamanda düşündürücü.

Belki de finale yaklaştığını hisseden Ekşi kendince vuruşarak bir jübile yapmak istedi...