BIST 9.548
DOLAR 32,52
EURO 34,85
ALTIN 2.485,50

Orhan Gencebay ve 60.sanat yılı….

sanat, paylaşım, insanlık

                                                                                            

Yıllar önce Mimar Sinan Üniversitesi öğrencileri müzikle ilgili bir panel düzenlemişler ve Sn. Arif Sağ ile Sn. Orhan Gencebay’ı panelist olarak çağırmışlar, panel yürütücüsü olarak beni istemişlerdi. İlk defa aynı masada, gençliğimizde şarkılarını dinlediğimiz/söylediğimiz (Polis radyosundan) bir sanatçı ile birlikte olmanın heyecanını yaşamıştım. Arif Hocam ile zaten yıllarca konservatuarda beraberdik… Panelde, Sn. Gencebay; bilgi birikimi, konuşması ve tavırları ile adeta bir müzik siyasetçisi gibiydi. Tarihi bilgisi ile daldan dala uçuyor, müziğinin arabesk olmadığını, her tür müziği kapsayan kendisine özgü bir tavır olduğunu söylüyordu.

Daha sonra oğlu Altan Gencebay’ın konservatuarı kazandığın öğrenmiştim. O da babası gibi fazla öne çıkmayan, sakin bir kişiliğe sahipti, hatta dersimde öğrenci olduğunu, imtihan kağıtlarını okurken, tam not 100 verirken, “aman hocam ne olur 100 vermeyin, sonra laf olur” deyince öğrendim. Daha sonra yine mezunumuz, sevgili  Eda ile evlendi ve Efe adında dünyalar tatlısı bir oğulları oldu. Sevim Hanımda onları kucaklayan, saran kişiliği ile yön verdi aileye…Şimdi Sevim hanım gecce.com da yazmaya devam ediyor.

Ekim 2012 içinde İstanbul Küresel Forumu’nda bir gündem maddesi “sanat ve adalet” olarak seçilmiş ve Orhan Bey de konuşmacı olarak çağrılmıştı. Görüşmeyeli epey olmuştu, o nedenle oturuma gittim. Güzel bir panel oldu, biz Sevim Hanım ile sohbet ettik. 2 gün sonrada zaman geçirmeden ofisine gittim. (İstanbul’da sıcağı sıcağına iş yapılmayınca aylar geçiyor, araya başka işler giriyor maalesef) Altan gece ile ilgili koşturuyordu, ben “yapacağım bir yardım var mı?” diye uğramıştım. Ancak, Orhan Bey gelince sohbet geceden çıktı doğal olarak; bestelere, sanatçılara, yapılmayan işlere, TRT ‘ye, çalgı laboratuarlarına v.b. uzandı. Maşallah, hala ilk günkü gibi heyecanlı ve bir çok proje ile yoğunlaşmış. Şu ara en önem verdiği iş  olan “telif hakları kanunu” meselesi bir çok sanatçının hakkının teslim edilmesini sağlayacak. Bu konuda Sn. Başbakan ve ilgili Bakanlarla temas halinde. Başarılar dileyerek ayrıldım.

Ve 60. Sanat yılı özel  notlarım;

Basında çıkan sansasyon haberleri,

Bir sanatçının kendi imkanları ve yapımcısı ile, hayatta iken bir sanat gecesi yapmasına gölge düşürülmeye çalışılması şık olmadı. (Zaten gece içinde ilk ağızdan bu konularda açıklama yapıldı)

Buna karşılık,

33 sanatçının saygı ve sevgi içinde bir projede bir araya gelmesinin güzelliği,

Güzel, seçkin  bir seyirci kitlesi,

Yakışıklı beylerin, güzel bayanların boy gösterisi, bol resim çektirmeler,

Sanat/basın alanından destek için gelenler,

Güzel bir sahne,

Sanatçıların desteği ve katılımı (Hepsi katılsa gece sabaha kadar sürebilirdi),

Girişte Orhan Bey tarafından bestelenen  6.5 dakikalık tarihsel bir giriş,(Çalgısal ve tiyatral dans ile birlikte),

Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz kanun virtüözü Halil Karaduman’ın bu eserdeki özel soloları,

Sahne alan her sanatçının Polat Yağcı’ya, Gencebaya, Gezegen Mehmet’e ve Altan’a olan teşekkürleri,

Gecenin uzamasına sebep olan, gereksiz konuşmalar yapmayı güldürü zanneden, çok fazla pot kıran sunucularımız (En önemlisi Ece Erken’in  “…..Gencebayın hala yaşıyor olması”  cümlesi oldu),

Duman, Kargo ve Grup Seksendört’ün 24 ün canlı performansları,

Halit Kıvanç’ın ve Erkan Yolaç’ın nazik, kibar konuşmaları,

Özellikle; İzel’in, Volkan Konak’ın, Mustafa Ceceli’nin, Nükhet Duru’nun, Kutsi’nin, Emel Sayın’ın,Zara’nın, Yıldız Tilbe’nin, Zerrin Özer’in,  Yıldız Usmanova’nın uyumlu eser seçimi ve yorumları,

İçeri girmek için koşturan seyircilerin bir kısmının saat 22 den sonra ayrılmaya başlamaları,

Şarkılardaki; mesleğin, zenginliğin, ırkın  değil “aslolanın insanlık olduğunun”, “barış, güzellik, paylaşım” vurguları,

Şarkılara salonun eşlik etmesi, paylaşması,

Orhan Gencebay’ın;

“Kalenderliği, halkla iç içe olması, kimseye tepeden bakmamasının,

Zamanının yaşanmışlarını dile getiren bir gezginci, doğal aşık olduğunun,

Kendiyle ve ailesi ile  barışık, mutlu ve huzur içinde olduğunun,

Kimseyi kırmamak için kendi kalbini kırdığının,

Kimsenin işine karışmadığının,

Bestelerindeki şiirleri kendinin yazdığının,

1000’e yakın bestesi olduğunu ve seslendirilmek için sıra beklediğinin,

Bütün müzik türlerine saygılı ve ilgili olduğunun,

Dolu dolu ve arayış içinde olan bir sanatçı olduğunun  bir kez daha öğrenilmesi.”

2 gün önce kaybettiğimiz Erol Günaydın’ın unutulmaması,

M.K.Atatürk’ün resminin perdeye yansıması ve sanatçılar ile ilgili veciz sözleri üzerine  salonun ayağa kalkması, dakikalar süren alkışları,

Sunucuların “gecenin sonunda kral ve kraliçe birlikte sahne alacaklar, sakın ayrılmayın, çok duygulu anlar yaşayacaksınız” sözlerine karşılık, (Tarkan beklentisi) gecenin Orhan Bey’in konuşması ve teşekkür ile birdenbire bitmesi,

Gecenin sonunda Orhan Baba’nın eşi, çocukları, yapımcılar, sanatçılar ve protokol ile sahne alıp, bir son şarkıyı salonla birlikte söylememesi.

Sn. Gencebay; yine bir ilki başardınız, nice 60’ lı sanat yıllarına, sevgilerimizle, mutlulukla…..

Berhudar olunuz….