BIST 9.577
DOLAR 32,45
EURO 34,50
ALTIN 2.474,05

Mevcut 36.000 Y.Doç.Dr./Dr.Öğr.Üy., idari görevlerden alınmalıdır!...

Bilim/sanatta üretim için, önce sistemin gereği yapılmalı!..

ÇANAKKALE ZAFERİ'NİN 103. YILDÖNÜMÜ’NDE; MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’Ü, SİLAH ARKADAŞLARINI VE MEHMETÇİKLERİMİZİ, SAYGI VE RAHMETLE ANIYORUZ.

GÜNCEL/MARŞIMIZ: (Merhum) M.Âkif Ersoy; “Allah bu millete yeniden İstiklal Marşı yazdırmasın” demişti, Selma Ersoy Argon (torunu) şöyle konuşmuş: “Allah bu millete bir daha ne güftesi ile ne bestesi ile yeniden İstiklal Marşı yazdırmasın. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuda bana hak vereceğine yürekten inanıyorum.”

GÜNCEL/ŞAİBELİ SINAVLAR:ÖSYM Başkanı Mahmut Özer;  “Sınav Sonuçlarını İzleme ve Değerlendirme Birimi  ilk olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmekte olan soruşturmalara konu sınavları analiz etmeye başladı. Analizlerin kasım ayı sonu itibarıyla bitirilecek. Sonra soruşturma olup olmadığına bakmaksızın son 10 yılın tüm sınavlarının olağan dışılık raporlarını hazırlayacağız. Olağan dışı bir durum tespit edilmesi durumunda suç duyurularında bulunacağız." Süreçte elde edecekleri bulgulara bağlı olarak 10 yıllık inceleme süresini de genişletebileceğiz. Birime bağlı komisyonların çalışmaları sonucunda şu ana kadar 34 joker aday belirledik.  43 adayın sınav sonuçlarını iptal ettik ve toplam 77 kişi ile ilgili suç duyurusunda bulunduk. Ayrıca 21 adayı eşdeğer sınava çağırdık. Eşdeğer sınava katılan 6 adaydan 3'ünün sınavı geçersiz sayıldı. Sınav güvenliğine yönelik çalışmalarımız devam ediyor." Demişti, ama haka kamuoyunu tatmin eden bir sonuca ulaşılamadı.Neden acaba?!..

 Y.Doç.lerin  görevleri…

Y.Doç.liği kaldırmayıp isim değişikliği yapan 7100 Sy. yasa üzerinde yazmak istemiyoruz ama, o kadar çok ileti ve telefon alıyoruz ki!...En çok paylaşım alan, bu  yazılarımız oluyor.

Biliyorsunuz, kamuoyunda ve TBMM görüşmelerinde özellikle: “Yabancı dil bilmeyen akademisyen olmaz, olmamalı” görüşlerine yer verildi. Özellikle  MV;  Prof. Zeynep Uslu, Prof. Mustafa Iıcalı ve Prof. Mustafa Akaydın; Doç.lik için yabancı dilin 55 değil, 70 olması gerektiğini söylediler. Kamuoyunda ve üniversitelerde  Y.Doç.ler;  “yabancı dil yoksunu” bir grup olarak adlandırıldılar, küçümsendiler. Ah, keşke her genç kolejlerde yetişseydi de, yabancı dil zengini ülke olsaydık…Olamıyoruz, çünkü yabancı dili öğretemiyoruz, durum bu!...

Yasaya göre, kazanmış gözüken Dr./Sy.'da  kazanmadığı nihayet  görüldü. Çünkü; rektörlük kadro ilanı  verecek, dosya sunulacak, kabul görürse yeni adıyla Dr.Öğr.Ü. olunacak…Tek kazançları 100 kelimelik yabancı dil çevirisinden muaf olacaklar. (Yabancı dil bilmeyen akademisyenler çoğalacak!!!!) Dikkat ediniz, yani, onlarda yabancı dil bilmeyen! Y.Doç.lerin/Dr.Öğr.Üyesi arasına katılacaklar…

TESPİT: Yabancı dil bilmeyen akademisyen olamazsa (kabul görmüşse); ilanla  ve dosya ile Dr.Öğr.Üyesi olacak Dr.lar ve Dr.Öğr.Üyesi unvanına döndürülecek kişiler “AKADEMİSYEN  DEĞİL” demektir. Bunun açıklaması budur.

Bu görüş yanlış ise,  yasada; Doç.likten Prof.luğa geçerken  kitap/yayın zorunluluğu ve yabancı dilde 65-70  puan almak şartı getirilmeliydi.

Üniversiteler; sanat/sosyal/beşeri bilimler alanında kitapsız/esersiz, bir yabancı dili iyi derecede konuşamayan, çeviremeyen, yazamayan Doç. ve   Prof.larla  dolmuştur. Bu, sistemin bir sonucudur, hiçbir akademisyen -yanlış yola sapmamış olan- arkadaşımızın  bir suçu yoktur. Siz, açıklık bırakırsanız, o boşluklar da bir şekilde doldurulacaktır. Tıpkı yabancı dil sınavlarında dönen dolaplarda olduğu  gibi!...

Ama,  işin kolayına kaçılmış; Y.Doç.lik hedef/günah keçisi seçilmiş ve yabancı dil barajı (puanın rakamı önemli değil) demoklesin kılıcı gibi asılı kalmıştır.

Sonuçta, Y.Doç.lik gibi, Dr.Öğr.Üyesi unvanı'nın da ara kadro olduğunu geçen yazımda anlatmıştım...

Yasaya göre Dr.luktan, Dr.Öğr.Üyeliği'ne geçecek akademisyenler içinde aşağıdaki maddeler geçerlidir.  Çünkü, onlar da akademisyen değildirler!...

Gelen mesajları toparlayalım.  Küskün, kırgın olan mevcut  Y.Doç.ler/Dr.Öğr.Üyeleri:

a)Bu yasa ile kullanıldıklarını,

b)Yasada mevcut Y.Doç.leri  ilgilendiren, lehlerine olan bir madde olmadığını, 

c) YÖK Kurul Üyelerinin ve TBMM Eğitim Komisyonu Üyeleri’nin ve en son imzada umut bağlanan  Cumhurbaşkanının, kendilerine gönderilen  hiçbir yazıyı/görüşü dikkate almadığını,Cumhurbaşkanından istedikleri randevu taleplerine olumlu cevap alamadıklarını,(akademisyenler olarak Y.Bingöl  v.b. den den destek almayı etik bulmadıklarını)

d) Yasayla, istemedikleri bir unvana zorunlu geçirildiklerini,

e) Genç, akademisyenliğe ilk adımı atan, 1-2 senelik Arş.Gör. Dr.larla aynı değerde tutulduklarını,

f) Alanlarında yeterli dil bildikleri halde, dil bilmeyenler topluluğu olarak gösterildiklerini,

g) YÖK’ün, idari görevleri yılardır sırtlayan Y.Doç.lerin yanında durmayarak, unvanı kaldırmak yerine  Dr.Öğr. Gör. olarak tenzili rütbe vermek istemesinin zorlarına gittiğini,

h) Bütün yanlış eleştirilere rağmen, 193 üniversite rektöründen birisinin dahi ağzını açmadığını, yanlarında durmadığını,

j) Bir oyunun parçası halinde yıpratıldıklarını belirterek; bundan böyle sadece Dr. unvanını kullanacaklarını ve kurumlarındaki idari görevlerden çekilmeyi, sadece derslere girmeyi düşündüklerini belirtiyorlar.

Oysa, bu isteğe bırakılmamalıdır ve  beklenmemelidir!..

ÇÖZÜM  (her zaman vardır!):

Sadece  “yabancı dil barajını”  geçemedikleri için -yarım mı desek- akademisyen sayılmayan!, Y.Doç.Dr./Dr.Öğr. Üyeleri;

1/Rektör Danışmanlığı, Dekan, Dekan V., Dekan Yard., Enstitü Müd.,Enstitü Müd.Yard., Müdür, Müdür V., Müdür Yard, Bölüm Başkanlığı, Bölüm Başk.Yard, ABD ve ASD Başkanlığı görevlerinden  alınmalıdırlar!..

2/  Kurumlarında verdikleri; Lisansüstü, Doktora/Sanatta  Yeterlik programlarındaki dersler alınmalı, Doç. ve Prof’lara verilmelidir!..

3/ Doç. bile olamayan bu  akademisyenlere, akademik zam ve  teşvik uygulamasından da vazgeçilmelidir!...

3/ Kurumlarında yaptıkları onaylanmış projeleri, uluslararası program/çalışma  izinleri iptal edilmelidir!...

4/ Kurullardaki görevleri  iptal edilmelidir!...

5/ Sadece lisans derslerine girmelerine izin verilmelidir!...

6/ Doç. ve Prof. lardan kalırsa, lojman  tahsis edilmelidir!..

 Sistem bu şekilde  rayına oturtulmalı! ve yabancı dili  -ne şekilde olursa olsun-  geçenlere –AK Parti MV. B.Satır’ın TBMM’de verdiği rakam 5000 üzerindedir-  kapılar sonuna kadar açılmalıdır!...

Böylece, milli-manevi-bağımsız-demokratik Türkiye’de;  yabancı dilin, bilim/sanata göre ne kadar önemli olduğu tüm  akademisyenlere ve dosta-düşmana öğretilmelidir!..

SON HABER: Memurlar.net’te (10.03.2018) yer alan haber; “Yükseköğretim Kurulu, daha önce lisans programlarında ders vermemiş öğretim üyelerinin yüksek lisans programlarında ders vermesini uygun gördü.” Yani, ben iletişim Dr. olarak, bir lisans programında bu alanda ders vermesem dahi, bu alanda yüksek lisans  programlarında ders verebilirim!..Olacak iş mi? Kalite böyle yakalanır mı!... Kimlere imkan açılıyor, anlayamıyoruz* Alanda uzman mı bulunamıyor ki bu yola başvuruluyor? Oysa;

a)Lisansı dışında başka bir alanda yüksek lisans  yapanların, yüksek lisans yaptıkları alanda kadroya geçirilmesinin, akademik yapıya ve lisansın özelliğine gölge düşürdüğü, lisans mezunlarının  önünün kapatıldığı/engellendiği bir sorun  olarak ortada duruyor. Bunu, her konferansımızda lisans öğrencileri sorguluyor.

b)"Lisans eğitimine  izin verilen ve Fakülte/Konservatuar v.b. kurulan birimlerde, lisans mezunları verilmeden “Yüksek lisans ve Dr./San. Yet. programları” açılmamalıdır." Lisans çıktıları alınmadan kazanmak için açılan yapılan bu uygulama yanlıştır.  Özellikle sanat alanları sahipsiz vaziyette…Üniversitede, meslekleşme/kıdem çok önemli...

Bizler; sınıf öğretmenlerinin müzik derslerine girmemesini, mutlaka branş öğretmenlerinin girmesini istiyoruz...Gereksizmiş!...

Alın size çözümü basit, ama sürdürülmeye çalışılan   iki  sorun daha!...

DİYANET’TEN HABERLER!..

"YÖK Başkanımızla da Diyanet İşleri Başkanımızla da bir araya geleceğiz. Ayın 23'ünde de Malatya'da bu fakültelerin dekanlarıyla bir toplantımız olacak ve yeni dönemde bu fakülteler bulundukları her yerde Diyanet İşleri Başkanlığı ile iş birliği içerisinde olacak. Toplumu doğru aydınlatma konusunda büyük bir çabanın içerisine birlikte çalışarak girecekler." (B.Bozdağ/A.A.) Eeeee, biz yıllardır ne diyorduk?!... Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş,  34. İl Müftüleri İstişare Toplantısı -14 maddeden oluşan- sonuç bildirisinde; “Bazı fıkhî hükümleri, değişen şartlara göre güncellemek, dinde reform yapmak anlamına gelmemektedir” vurgusu yapmış ve ;“Yetkin olmayan kişi ve grupların din söylemine itibar etmeyin” uyarısı da yapmış..  

Kime? Halkımıza!.. Takip ediyoruz, dini alanda da  yetkililer hep genel konuşuyor, bir  şahıs/cemaat ismi verilmiyor…Hep toplantı ve  kendini, gösterme gayreti.. Korkuluyor mu ne?!.. Sonunda yine yük ve sorumluluk halkımızın üstüne yıkıldı; “yetkin olmayan kişileri” sen bulacaksın arkadaş!..Öyle yan gelip yatmak yok, çalış-araştır, DİB’den işaret  bekleme!..Anlaşıldı mı, benim garip/saf kardeşim!..