BIST 9.080
DOLAR 32,39
EURO 35,01
ALTIN 2.325,72

Metal yorgunluğu mu, Cahiliyye adetleri mi?

AK Parti teşkilatlarının çözümlenmesi gereken önemli sorunlarından bir tanesi de; "hasbî benlik" tesiri "vitrin benliği" kadar karşılık bulmuyor olması.

Kuruluşunun 16. yıldönümü kutlamaları kapsamında Ak Parti Genel Başkanı olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “önümüzde çetin bir süreç var” mesajı ile uyarılarda bulundu.

Bir ülke lideri olarak kurucusu olduğu partinin çalışmalarının bütün aşamalarında kontrol sahibi olduğunu göstermesi, siyasi ve lider kimliği perspektifinden bakıldığında ihata melekelerinin ne kadar güçlü olduğunun göstergesi olarak yorumlanmalıdır.

Önümüzdeki süreç hamasi tavırlardan arınmış çalışmaları gerektiriyor. Ve bu çalışmalar esnasında sahnedeki “rol model” bütün teşkilatların pusulası mahiyetindedir.

Cumhurbaşkanımız,  uzun süre görev yapmış ve performans düşüklüğünden dolayı teşkilat çalışmalarını atalete sürükleyen kişilerin geri çekilerek bu davaya hizmet etmelerini salık verdi aslında.

Lakin gözlemleyebildiğim kadarı ile henüz uyarı merkezli bu çağrıya kulak asan yok.

Bu uyarıların Erdoğan tarafından şiddetle ve defaatle yapılıyor olmasının farklı bir sebebi daha var; artık sadece ülke içerisinde siyasi başarının yeterli olmadığına işaret ediyor, dışarıdaki tehditler ve manevralara da göğüs gerebilecek bir yapılanmanın olması gerektiğinin mesajını veriyor.

KİŞİLİKLER VE KİMLİKLER DEĞİŞMEYE BAŞLADI

Bu kadar hassasiyet ve ihtiyat ile davranılmasının sebepleri elbette bunlarla da sınırlı değil. 2019 seçimleri Türkiye için 1947’den beri olan seçim süreçlerinden çok daha fazla öneme sahip.

Zira yeni bir sistem ve coğrafyamızın zemini, önümüzdeki seçimlerin ne denli titizliğe ve gayrete gebe olduğunun ispatı.

Yorum ve düşünce merkezine artık ülke bütünlüğü koyularak hareket edilmeli ve Cumhurbaşkanımızın bu uyarısı kaale alınmalı.

Şöyleki; son yıllarda teşkilat mensuplarının kişilikleri ve kimlikleri değişmeye başladı. Bu söylediklerimi elbette genele yayarak söyleyemem elbette şuurlu bir şekilde gayret gösterenler var lakin önlerde yer almaya çalışanlar üzerinde yapmaya çalıştığım bir tespiti dile getireceğim.

AK Parti teşkilatlarında olmayı arzulayan kişi ülke bütünlüğü ve dava bilinci şuurunun ne demek olduğunu bilmeli.

Siyasi platformlarda yer almak bir takım tatmin merkezi olarak algılanmamalı.

Ya da ailesinin ve eşinin zenginliğine istinaden oluşan sosyal kimliğini bir şahsiyet ile doldurmak maksadı ile evindeki çocuklarını hiçe sayarak bu platformlarda boy göstermenin ülke bütünlüğüne ve teşkilat bütünlüğüne yararı olmadığının anlaşılması lazım.

“Geçen hafta da aynı arabayla gelmiştin! ” tarzında konuşmalar teşkilat mensubu iki bayan arasında gerçekleşiyorsa burada bir arıza var demektir.

Teşkilat mensuplarının çoğunluğunu zengin ve ekonomisi yüksek kişilerden oluşturarak mahalle ve semt halkı ile temasını kesmek ne zengin teşkilat mensubuna şahsiyet kazandırır ne de ülke bütünlüğüne yararı olur.

CAHİLİYYE DÖNEMİNE GERİ DÖNÜŞ

Teşkilat ya da siyasi mecraların "ekonomik güç" ve "vitrin benliği" olarak toplumsal prestij için vazgeçilmez ölçü kabul edildiği bir platform olarak görülmesi durumunda cahiliyye dönemine geri dönmüş oluruz.

Bir damla hakir görülen sıvıdan yaratıldık. Fakat talip olduğumuz dünya dolusu şey var.

AK Parti teşkilatlarının çözümlenmesi gereken önemli sorunlarından bir tanesi de; "hasbî benlik" tesiri "vitrin benliği" kadar karşılık bulmuyor olması. Karşılık bulunmayınca da hasbi benlik tavırları ile hareket eden kişi uzaklaştırılıyor.

İnsani ilişkilerde siyasi manevranın geçerli akçe haline dönüşmesi "ifsat toplum" tehlikesidir!

Tutumlarımızın parametreleri dini ve vatani vasfımız olduğu halde biçimlenemiyorsa kısmi bir değişikliğin çözüm olmayacağı aşikârdır.

Mübarek Ramazan ayında sadece aç kalmakla vecibesini yerine getirdiğini zanneden, namaz kılmayan, siyasi gelecek için kardeş eti yiyebilen gençlik okey masasında kongre davasında ise düşünmek gerekir!

Siyasete payanda olmaktan başka hiçbir şeye yaramayan politize olmuş hamasi gençliğin hareketleri sınanmalı ve sınırlandırılmalıdır.

Zira gelecek seçimler ve nesiller için gençliğin inşası kanaatimce en fazla öneme sahiptir.

Gençliğin diline pelesenk ettiği "vatan davası" siyasi kulis manevraları ile gelecek kongrede yer bulmakta ya da köşe kapmakta olmamalı.

Dar bir alana hapsolduğunun farkında olmayan, kafasını kaldırıp etrafına bakmak aklına dahi gelmeyen ve böyle giderse –üzülerek söylüyorum- tarih sahnesine çıkamadan yitip gidecek bir gençlikten söz ediyorum!

Sürekli zenginleşen, zenginleştikçe değer yargılarını düşüren ve yok sayan teşkilat mensupları bu ülke bütünlüğüne hizmet edemeyecektir.

Başındaki örtünün ne manaya geldiğini bilmeksizin sosyetik bakımlı ve süslü bir bayanın sosyal etkinlik aracı olarak teşkilat platformunu kullanması ülke bütünlüğüne yarar sağlamayacaktır.

Bir bayanla iletişim halinde olmak gevşekliğe yol açıyor ve mahremiyet sınırlarına dikkat etmeksizin değerleri yok sayıyorsa ülke bütünlüğü bundan bir fayda görmeyecektir.

Hepsinden önemli olan gençliği merkeze alarak değişime ve değişikliğe doğru adımlar atılmalı.

SEKÜLERLEŞEN VE LİBERALLEŞEN MUHAFAZAKÂR GENÇLİK

Siyasetin ve teşkilat görevlendirmesinin verdiği kimlik gücü ile tükenmek bilmez bir iştahtan gözleri kararmış şekilde at koşturmak uçurumda sonlanacaktır.

Toplumun kültürel değer ve dokusuna uzak, inanç noktasında hassasiyet taşımayan, sekülerleşmiş, ahlaki umdeye tabi olmayan, Anadolu geleneğinden kopuk bir yapı teşkilatlarda olmamalıdır.

Tesettürlü ya da muhafazakâr erkek gençliğimiz seküler hayatların taklidini teşkilatlara taşımış durumdalar.

Değerlerimizi kültürümüzü hiçe sayan, sekülerleşen ve liberalleşen bir muhafazakâr gençlik yetişiyor!

Ağacın dal budak salmış fazlalıklarını budamazsak meyve alamayız.

SOSYAL MEDYADA TAKİP İÇİN: