BIST 9.080
DOLAR 32,32
EURO 35,06
ALTIN 2.309,79

Kültür mü turizmden, turizm mi kültürden…

“Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkmıştır”

“Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkmıştır” diye meşhur bir demagoji sözü vardır. İşte aynen bunun gibi birkaç gündür iç dünyamda “kültür mü turizmden yoksa turizm mi kültürden” diye ironili anlar yaşamaktayım.

Sebebi Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın turizm alanında liyakat sahibi bir turizm işletmecisine teslim edilmesi. İlk bakışta bunda herhangi bir sorun yok. Hatta bir önceki yazımda dile getirmiş olduğum “ehliyet ve liyakat” hassasiyetinin karşılığında “turizm” alanında ehil kişiye görev tevdi edilmiş oldu.

Lakin hayatını yayıncılık başta olmak üzere kültür dünyasına adamış birisi olarak bu durum maalesef beni üzdü. Ve anladım ki biz daha kültürün ehemmiyetini ve önceliğini, önemini serlevha edebilmiş ve kavrayabilmiş değiliz.

Bir kere temel yanlış… Kültürün ve turizmin aynı çatı altında birleştirilmesi, aynı mantıkla ele alınması olaya yanlış bir pencereden baktığımızın göstergesi her şeyden önce.

Kelime tanımları itibariyle de birbiriyle bağlantısı uzak iki kavramı biz aynı pota altında eritmeye çalışıyoruz.  

Kültür konusunu “dostlar alışverişte görsün” kabilinden bir tutum ile geri arka planda bırakmamamız gerekiyor.

Bir toplumun kişiliğini ve şahsiyetini oluşturan kültür mefhumu diğer toplumlardan ayırt edilmemizi sağlar. Düşünce yapımızı, medeniyet olgusu ile bütün bir yaşayış haline dönüştüren kültür toplumumuzun tarzıdır.

Turizm Bakanlığı’nın başına bir turizm işletmecisini getirmek anlaşılabilir, hatta mantıklıdır ve olması gerekendir. Yani “ehliyet ve liyakat” bağlamında görev tevdi edilen kişi isabetlidir.

Ama kültür meselesini turizme teslim etmek kültürümüzde var olan Nasreddin Hoca’nın eşeğe ters binmesi gibi bir şeydir. Kültür Bakanlığını Turizmden ayırarak müstakil bir bakanlığın olmasının ve işin aynı şekilde ehli bir kişiye teslim edilmesinin doğru olacağını düşünüyorum.

Kültür ve turizmi aynı çatı altında toplamaya çalışmak matematikte Romen rakamları ile Latin rakamlarını toplamaya çalışmak gibi bir şey. 

Geçmişten günümüze gelen tarihsel sürece ait bir olgudur kültür. Öğrenme yoluyla kazanılır ve nesiller varisleridir. İnançlar, gelenekler, normlar, değerler, düşünce biçimleri şeklinde öğeleri olan manevi bir hassasiyettir.

Kültürü görmek istediğimizde toplumun bütününe nazar ederek; örf, adet, ahlaki değer, aile hukuku, sanat, güzellik, kardeşlik, dayanışma, diriliş gibi birçok soyut olarak şahsiyeti tamamlayan bir kimlik ile karşılaşırız.

Turizm denince ise ziyaret, eğlence, spor, dinlenme, tatil, gezi, faaliyet gibi daha çok boş zamanların değerlendirilmesi adına yapılan eylem ve devamında ise ekonomi merkezli işlev gören kavram ortaya çıkıyor.

Sonuçta turizm ticari bir olay, parasal olarak getirileri olan, milli servete katkıları olan bir faaliyet… Turizmi ve parayı ayrı düşünemezsiniz...

Turizm ne kadar fazla hareketli olursa ülkemizin tanıtımını da o denli sağlayabiliriz. Yani özünde bir devletin yönetim ve işletme açısından bakıldığında öznelerinden olan bir kavram.

Ancak kültür asla ve asla bu mantıkla bakılabilecek bir olgu değildir. Mesela dil bir kültürdür. 

Hakeza gelenek ve göreneklere, sanata, tarihe ve kültürün öğelerini oluşturan daha birçok soyut kavrama bir turizmci gözüyle, mantığıyla yaklaşamazsınız. Bu bir milletin kültür dengelerini sağlıklı oturtamamasına sebebiyet verecektir.

Yazımın başlığında sorduğum “Kültür mü turizmden, turizm mi kültürden” sorusuna vereceğim cevap şudur: "Ne kültür turizmden ne de turizm kültürden çıkmıştır. İkisi birbirinden bağımsız, aralarında farklar olan iki olgu ve kavramdır. Bir arada düşünülmeleri bir araya gelebilmeleri sadece kadim kültürü tanıtmaktan ibaret kalır. Bu da farklı yollarla çok daha rahat yapılabilir.”

Kültür ve Turizm Bakanlığı altında toplanmaya çalışılan bu kurum, Kültür Bakanlığı ve Turizm Bakanlığı olarak ikiye ayrılmalı ve her ikisini de ehil ve ehliyetli insanlar yönetmelidir kanaatindeyim.

Mevcut haliyle turizm konusunda bir şeyler yapılabilir ama kültür konusu öteden beri karınca kararınca bile yol alamadığımız bir alandır.

Yeni sistemle yıllardır var olan yanlışlar düzeltilerek kültür konusu üvey evlat muamelesi görmekten kurtarılabilir. 

SOSYAL MEDYA TAKİP 

twitter.com/msbeser

facebook.com/msbeser