BIST 9.548
DOLAR 32,49
EURO 34,58
ALTIN 2.499,92

Kudüs’ten, Zeytin Dağı’ndan Zeytin Dalı şehitlerine dua…

İşte ben son üç günümü bu tarihin kırılma eşiklerinin içerisinde geçiriyorum.

Türkiye gündemi, yaklaşık üç haftadır Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Afrin’de bulunan terör unsurlarına yönelik başlattığı Zeytin Dalı Harekâtı’na endekslenmiş durumda. Daha önce kaleme aldığım yazılarımda bu harekâtın değişik yönlerine temas etmeye çalışmıştım.

Bu yazımı ise farklı bir coğrafya’dan, Kudüs’te bulunan Zeytin Dağı’ndan kaleme alıyorum. 

Seyahatimiz çok öncesinden, ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyacağını ilan ettiği günlerde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kudüs’ü ziyaret edin” çağrısı üzerine planlanmıştı. Gerçekleşmesi bugünlere nasip oldu.

Gözümüz her ne kadar kutsal mekânlarda ve Kudüs’ün kutsiyetinde ise gönlümüz Zeytin Dalı şehitleri ile birlikte. Bu mübarek beldede askerlerimiz ve şehitlerimiz için dualar edip Fatiha’lar gönderiyoruz.

Rabbim inşallah en kısa zamanda kahraman ordumuza muzafferiyet nasip eder.

Zeytin Dalı, daha önceki yazılarımda da bahsettiğim üzere güvenlik gerekçelerinin çok ötesinde tarihi sonuçlar doğurabilecek bir önem arz ediyor.

Milletin bütünlüğü, tek yürek olması, ümmetin birleşmesi ve İslam coğrafyasının hemen hemen her şehrinde ordumuzun muzafferiyeti için dualar edilmesi bu harekâtın sosyolojik sonuçlarından sadece birkaç tanesi.

Öyle zannediyorum ki Zeytin Dalı tarihi eşiklerimizden birisini yaşatacak bize…

Son üç gündür ziyaret ettiğim her mekân aslında tarihi eşiklerin yaşandığı, tarihin kırılma anlarının yaşandığı mekânlar. Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa ümmet için çok büyük bir değere sahip.

Sadece kıble olarak değil Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in Miraç yolculuğuna çıktığı, Namazın farz kılındığı, bineği Burak’ı bağladığı, peygamberlere imamlık yaptığı ve Rabbi ile buluşmaya gittiği bir mekân. Bu yönüyle İslam tarihi içerisinde çok önemli bir yer teşkil ediyor.

Mescid-İ Aksa aynı zamanda Yahudiler içinde tarihi eşiklerden birisi. Kendilerini mabet ile özdeşleştiren İsrailoğulları, bu sayede varlıklarını ve dinlerini binlerce yıldır muhafaza edebilmişler. Öyle ki Süleyman Mabedi’nden geriye kalan tek duvar Yahudiler için en önemli mekân.

Yahudiler günlerinin bir kısmını bu duvara dayanıp ağlayarak, bir nevi ibadetlerini yerine getirerek geçiriyorlar. 

Kudüs, Hristiyanlar için de tarihi bir eşik. Hatta eşik değil başlangıç.

Hz. Meryem ve Hz. İsa Kudüs’te ve Süleyman Mabedi’nde ortaya çıktılar. Hz. İsa’nın mücadelesinin çok büyük bir kısmı Kudüs’te geçti ve burada noktalandı.

Zeytin Dağı, Hristiyanlar için tarihi bir mekân. Zeytin Dağı eşrafı Filistinli Müslümanlardan müteşekkil.

Kudüs’te sadece mekânlar değil, her bir metrekare toprak parçası tarihin bir eşiğine şahitlik etmiş. İşte ben son üç günümü bu tarihin kırılma eşiklerinin içerisinde geçiriyorum.

Lakin gözüm tarihi mekânlarda gezinse de gönlüm Zeytin Dalı’ndaydı. Özellikle Zeytin Dağı ziyaretimizde –sanırım bu dağın isminin çağrışımıyla ve Rabia-tül Adeviyye ziyaretimizde görevlinin bizlere zeytin dalı vermesinden mülhem olsa gerek- Zeytin Dalı şehitlerine dualar gönderdik.

Son günlerde gelen şehit haberleri yüreklerimizde var olan hüznü bir kat daha artırmış, Zeytin Dağı ziyaretimizde ise adeta zirve yapmıştı. İnşallah daha fazla şehit haberi almadan Zeytin Dalı arzulanan hedeflerine ulaşarak sona erer.

Zannım ve arzum odur ki;

Nasıl ki Kudüs’teki her mekân ve zaman tarihin akışını değiştirmişse Zeytin Dalı Harekâtı da milletimizim makûs talihini değiştirsin. 

Sadece milletimizin değil ümmetin de böyle tarihi bir eşiğe ihtiyacı var. İnşallah Zeytin Dalı milletin ve ümmetin uyanmasına, yeniden bir olmasına, iri olmasına, diri olmasına vesile olur.

Bu güzel niyazlarla birlikte yerlerin göklere en yakın olduğu beldeden Mescid-i Aksa’dan selamlarımı iletiyorum.

Başarabilirsem Kudüs izlenimlerimi de kaleme almaya çalışacağım inşallah.