Konsantrasyonumuzu nasıl artırabiliriz?

Konsantrasyon, beynimizin bir silme faaliyetidir.
Beynimize bir anda dışımızdan ya da içimizden milyonlarca veri gelir.
Bizim için önemli olan; bunlardan hangilerini dikkate almalı, hangilerini yok saymalı, dikkate almamalıdır.

Normal şartlarda, beynimize gelen bilgilerin 7+-2 tanesini bilinçli aklımızla algılarız.

Ancak konsantre olduğumuzda, beynimizin bilinçli bir şekilde bir anda, bunlardan sadece bir tanesiyle meşgul olması gerekir.
Diğerlerini ise silmesini isteriz.
Beynimizin silme faaliyeti çok ilginçtir.

Bu konuda, Hertfordshire Üniversiresi Psikoloji Bölümü profesörü Richard Wiseman ve London Tower Basketbol takımı Harvard Üniversitesi tarafından tasarlanan bir deneyi uyguladıklarında, çok şaşırıcı bir sonuca vardılar.

Basketbol takımı antrenman esnasında ikiye ayrılır.
Üç kişi sarı forma, üç kişide mavi forma giyer.

Farklı formadaki basketçiler, diğer forma giyen kişilerin de arasından geçerek kendi formasındaki arkadaşıyla paslaşır.
Takım, bu antrenmanı yaparken filme alınır.

Bir grup insan da bu deneye katılmak için bir kafeye davet edilir.
Ne için test edildiklerini bildirmeksizin onlara, çekilmiş olan antrenman filmi izlettirilir.

Ve sarı formalı takımın birbirlerine kaç pas attıklarını saymaları istenir.
Aynı  antrenmanda olan ve sarı formalı takımın arasından geçerek paslaşan mavi formalı takımın kaç kez pas attıklarını ise dikkate almamaları ve görmezden gelmeleri söylenir.

Önemli olan gönüllülerin dikkatinin, sarı formalı takımın kaç kez pas attıklarını tespit etmeye yönlendirilmesidir.

Takımın antrenmanı sırasında, basketbolcuların tam ortasından bir goril geçer.

 Kaç  pas atıldığını saymaya odaklandıkları ilk izleyişlerinde, sahanın ortasından geçen gorili görebildiler mi dersiniz?
 30 kişiden sadece altısı gorili fark eder.

Diğerleri gorili fark etmezler bile.  Onlar, tamamen kaç defa pas atıldığına dikkatlerini verdikleri için beyinleri basketçilerin tam ortasından geçen gorili kaydetmez.

Daha sonra, bir televizyon izleyicisi gibi hiçbir sayma işlemi yapmadan film tekrar izlettirildiğinde, gönüllülerin hepsi biraz önce sayma işlemi esnasında göremedikleri gorili şaşkınlıkla fark eder.
***
Konsantrasyon; beynin bir anda bir işle, hem görsel hem işitsel hem de dokunsal olarak meşgul olmasıdır.

Bu nedenle, bir iş yaparken, kitap okurken, ders çalışırken, bütün alıcılarımızı “birlikte” kullanmak, bize çok güçlü bir odaklanma gücü sağlar.

Örneğin ders çalışırken, kitap okurken, önemli bilgilerin altını çizmek, önemli anahtar bilgileri not almak, içinden ya da dışından sesli tekrar etmek, konsantrasyonumuzu son derece artırır, verimimizi ciddi oranda yükseltir.

Özet çıkarmak mı, not tutmak mı?

Yeri gelmişken öğrenmede yanlış bilinen bir konuya değinmek istyorum.
Not almak mı yoksa özet çıkarmak mı?

Özet çıkarmaktan kastımız, çoğunlukla kitabı, kopyala yapıştır tarzında başka bir kâğıda aktarma çalışması. Kitabın elle (belki kısaltarak) ikinci baskısını yapmak diyebiliriz buna.

Bu şekilde, kopyala yapıştır tarzında uzun uzadıya özet çıkarmak, tamamen zaman kaybıdır ve bıktırıcıdır.

Ama not tutmak, maddeler halinde notlar almak çok faydalıdır.
Anladığını kendi ifadelerinle not almak en faydalısıdır. Bu sizin konuyu içselleştirdiğinizi, özümsediğinizi gösterir. Siz bir fotokopi makinesi olmaktan çıkarır. Beyniniz devreye girer.

Bu arada, “Bu kitabı okuyun, özetini çıkarın getirin.” diye bir çalışma vermenin çocukları, internetten kitap özetleri araştırması yapmaktan başka bir işe yaramadığını ve de kitap okumaktan soğuttuğunu söylemeden edemeyeceğim.

“Bu kitabı oku ve ne anladığını yaz.”
Bir paragraf dahi olsa bu çok işe yarar.Çünkü önemli olan kişinin, “kitaptan sonuçta ne anladığıdır.”

Konuyu dağıttım, biliyorum ama bu faydasız ve bıktırıcı çalışmaya değinmeden geçersem içimde kalırdı inanın.

Çünkü kaç öğrencinin bundan dolayı derslere küstüğüne şahit olmuşumdur. Lakin konsantrasyonumuzu nasıl artırabiliriz konusuna ancak bir giriş yapabildik.