BIST 9.091
DOLAR 32,38
EURO 35,01
ALTIN 2.325,79

Kış mı geldi?

Erdoğan öncesini bilmedikleri için, şimdilerde çocuklar kayak merkezindeki sucuğu beğenmiyor...

Kışın ilk kar yağışını cam kenarında izlerken, üzerinde portakal kabukları tütsüleyen kuzinenin son çıtırtıları eşliğinde, camın buğusuna hayaller çizdiğim çocukluğuma dönerim her seferinde...
 

Babaannemin ördüğü eldivenlerim, sökülüp dikilmekten küçülmüş çizmelerimle; burnunda havucu, başında şapkası olmayan kardan adamlarım, saatlerce yokuşun buzunda kayarken, uçları buz tutan saçlarım, kar topu savaşlarım, sonra hasta olup ateşler içinde yanmalarım...
 

Suları buz tutan evlerimiz, her gece tüplü televizyonu kapatıp yatakları sermelerimiz, sabah uyanınca soba yanana kadar, yün yorganlar altında titremelerimiz...
 

Anneannemin masalları, babannemin çörekleri, salep tarçın kokusu ve zamanın karaladığı bir müsveddeye dönüşmemiş fikriyatımda; Kemalettin Tuğcu, Ömer Seyfettin, Hasan Nail Canat hikayeleri olan bir rüya göresim; çocukça hatalara ağladığım, küçük şeylere sevindiğim günlere, Muhsin Yazıcıoğlu'nun cirit oynadığı, hatıralarından kan damlamadığı zamanlara dönesim geldi yine...
 

Kışa dair bizden önceki neslin hatıraları, daha çetin zorluklarla dokunmuştur yüreklere. Sönmüş tandırın sıcağına sallanan ayaklar, üstüne koyulan tandır sekisinde içilen çaylar kadar sıcak, karla kapanmış yolların ardında, dünyayla iletişimi kopmuş köylerde, hastaneye yetişemeyen hastalar kadar çaresiz, saatlerce yürüyüp su getirilen çeşme donunca, karları toplayıp suya dönüştürmek zorunda olan eller kadar emektar insanların hatıraları...

Çocukluğumuzun fakir hayallerinden bir Recep Tayyip Erdoğan geçti bizim. Her odası sıcak bir ev hayali, birden fazla botum olsun hayali, her evin bir arabası, babası yokluktan gurbete düşmüş çocukların yanında babası, çocukların kendine ait odası, otuz altıdan fazla ve bedava resim çekebilmek, istediğin şarkıyı dinlemek için radyonun başını beklememek, saatlerce telefonda sohbet etmek gibi hayalleri gerçeğe dönüştürdü...
 

Erdoğan öncesini bilmedikleri için, şimdilerde çocuklar kayak merkezindeki sucuğu beğenmiyor...
 

Bu arada, Yıldız Dağı Kayak merkezini hayal dünyamızdan alıp hayata katan değerli insan Sayın Salih Ayhan, halk tarafından hiçbir şehirde görülmeyecek ilgi ve sevgi gördüğü Sivas'ımızın valisi oldu. Siyasetçilerde çok gördüm ama bir vali için bu ülfet ve hürmet, görülmüş şey değil. Kendisine bu vesileyle "hoşgeldiniz" diyelim ve Türkiye'nin en yeni kayak pistinin reklamını da yapmış olalım.
 

Kışa dönecek olursak, sonbaharda dökülen yaprakların, ilham verici hışırtılarını ayaz vurunca, insanın şiiri bile donar, eksi otuzbeş derecede. 

Caddelerde yorganla gezerek soğuğu protesto eden üniversiteliler de, yakında karları kenara süpürüp mangal yakmaya başlarlar. İnsanoğlu neye alışmıyor ki... Herşeye rağmen kış çok güzel...

Kevser Zeynep Çakır'ı sosyal medya hesaplarından takip edebilirsiniz.

facebook.com/herhangi.biri.5074644

twitter.com/TutusKevser?s=08