BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53

'Kibir kapısı'ndaki siyasiler ve gazeteciler

belediye başkanı öyle... kim varsa azıcık takipçi sayısında kıpırdama olunca, "ben" demeye başlıyor.

Twitter bazıları için "kibir kapısı" oldu. Gazetecisi öyle, siyasetçisi öyle, belediye başkanı öyle... kim varsa azıcık takipçi sayısında kıpırdama olunca, "ben" demeye başlıyor.

Sırayla "kibir kapısı"nda at koşturanları konuşalım o halde...

Bir fikir var mı mesela, twitter'ı aktif bir şekilde kullanan belediye başkanları veya kimi siyasilerin yazışmalarında. 

Yok!

İcraatın bir parçası olmuş twitter'da ahkâm kesmek; sabahın ilk ışıklarıyla birlikte hizmet erbabı olduğunu zanneden muhteremler, paylaştıkları fotoğraflarla, en hafif ifadeyle, twitter'ın ırzına geçiyorlar. 

"Falanca yerdeki esnaflarımızla birlikte olduk" sözleri eşliğinde çekilen artistik fotoğraflarda zerre samimiyet yok. Yüzlerdeki o gülüşün "sahte" olduğu  gün gibi ortada. Fotoğraf çektirecek ya, yaşlı, genç, kadın erkek demeden ahalinin her birini fotoğraf çektirecek bir alana toplayıp selfie hizmeti (!) sunuyorlar. Parayla edindikleri yumurta kafalı takipçilerin o fotoğrafların altına iliştirdikleri bilmem kaç kelimelik sözler, bunların zıvanadan çıkmasına, birer "kibir abidesi" kesilmesine yetiyor. 

Melih Gökçek'in de kendine has bir medyası var biliyorsunuz. Türkiye'de en çok takip edilen belediye başkanı olarak, bugüne kadar şımarıklığını gören var mı? Melih Bey, twitter hesabında bildiğiniz siyaset yapıyor, artistik pozlar vererek, istikbâlini sosyal medya üzerinden tesis etmeye çalışmıyor. 

Soruyorum, Melih Başkan'ın dışında, Türkiye'de hangi belediye başkanının twitter'da bir ağırlığı var.? İl ilçe veya belde başkanlarının hangisi bu mereti amacına uygun kullanıyor?

"Kibir kapısı"nda aktif bir kullanıcı olarak her önümüze serilen bu görüntülerin ne kadar tiksindirici olduğunu bir ben söylemiyorum. "Spam" fotoğraflardan herkesin midesi bulanıyor artık. 

Kimi kalem ve ekran erbabının da, sözünü ettiğim siyasilerden aşağı kalır tarafı maalesef yok. Arkadaşlar, çalıştığı kurumda edindiği şöhreti, "kibir kapısı"nda harcıyor. Twitter'a dikkat kesilin lütfen; trolleri aratmayan paylaşımlar sizin de dikkatinizi çekecektir. 

Arkadaş sen gazeteci misin, yoksa "sanal kabadayı" mı? Bir üfürüklük cüssen var, çalıştığın kurumun gücüyle şahlanman, şahinleşmen, saygısızlaşman niye? Sevgili Enver Aysever, twitter'daki takipçilerinin şehvetiyle yaptığı güzel işini, bu ortamda heba etti. İrfan Değirmenci, Nevşin Mengü... hepsi bir bir silindi, siliniyor, silinecek. 

Acun Ilıcalı da bir ünlü!

Türkiye'de bir çok güzel işin altında imzası olan Acun Ilıcalı, sizden daha mı az akıllı? Elinde sizinkinin benzeri bir oyuncağı yok mu sanıyorsunuz? Türlü çirkefliklere rağmen, Acun Ilıcalı "kibir kapısı"ndan içeri girmiyor!

Neden acaba?

Twitter'da ya da sosyal medyanın bir başka alanında işsiz, güçsüz, beş para etmeyen tipler de var. Sabahtan akşama kadar aklına eseni yapan, önüne gelen herkese küfür eden, hakaretler savuran... türlü şerefsizliği yapmaktan imtina etmeyen tipler. 

Erol Olçok'un vaktiyle sahip çıktığı, kol kanat gerdiği ucuz kişilerin yaptığını anlarım. Bu silik kişilerle yarışan kalem ve ekran erbabı arkadaşların yanına yukarıda sözünü ettiğim siyasileri de koyun, sizi anlamakta bir ben değil, herkes zorlanıyor.

Bilesiniz!