BIST 9.091
DOLAR 32,37
EURO 34,98
ALTIN 2.325,71

Kaşıkçı, 3. Dünya Savaşı çıkaracak…

Demek ki olay sadece basit bir cinayet değil ya da sadece cinayet olmasının dışına taşınmaya çalışılıyor!

1914 ve 1918 yılları arasında gerçekleşen Birinci Dünya Savaşı, 4 yıl sürmüş ve oldukça kanlı geçmiştir. Milyonlarca kişinin ölümü ile sonuçlanan savaşın çıkış nedeni ise Avusturya-Macaristan veliahdı Arşidük Ferdinand’ın Saraybosna’da öldürülmesidir.

Avusturya bu durumdan Sırbistan’ı sorumlu tuttu ve bir dizi şart koştu.

Sırbistan bu şartları kabul etmemesine karşı Avusturya Sırbistan’a savaş açtı. Gelişen bu olaylar diğer devletleri de etkileyerek Osmanlı dâhil birçok devletin savaşa girmesi ile sonuçlandı.

Birçok cephede meydana gelen savaş dünyada büyük etkiler bıraktı ve daha sonrasında 2. Dünya Savaşı’nın başlamasının da ön ayağı oldu.

Bütün bunları niye anlattım…

Çünkü bugünlerde yaşamakta olduğumuz bir olaya çok benzediği için…

Son günlerde Kaşıkçı cinayeti ile yatıyor Kaşıkçı cinayeti ile kalkıyoruz…

Tüm dünyanın gözü bu vahşi cinayette…

Cinayete müdahil olan ülkeler arasında kimler yok ki…

Başta Hâdim'ul Haremeyn-i Şerîfeyn makamına sahip olması gereken Suudi Arabistan, ABD, BAE, Almanya, AB… Tabi nedense muamma bir şekilde İsrail’in bu konuda sesi hiç çıkmıyor!

Yakında BM’de olaya müdahil olursa hiç şaşırmayın…

Normal şartlar altında adli bir soruşturma konusu olacak olay bir anda tüm dünyanın gündemine oturdu.

Gün geçmiyor ki cinayetle ilgili yeni detaylar ortaya çıkmasın…

Ben gün diyorum ama siz onu saatler olarak da kabul edebilirsiniz.

Bilinmeyenler ortaya çıktıkça olay çözüleceği yerde daha girift bir hal alıyor.

Zorunda kaldığı için itirafını açıklayan ‘katil’ ise hiç çekinmeden maktulün oğlunun elini sıkıyor ve hemen ardından yurtdışına çıkış yasağı koyabiliyor!

Sinirler gergin, korku yüzlerden okunuyor…

Uluslararası boyutta taraflardan her an birisi olayı farklı bir boyuta çekebilir!

Yaşanan trafik de ilgi çekici.

ABD tüm üst düzey bürokratlarını bu işle ilgilenmek için görevlendirdi.

Demek ki olay sadece basit bir cinayet değil ya da sadece cinayet olmasının dışına taşınmaya çalışılıyor.

Umarım iş daha fazla sarpa sarmadan katiller cezalarını alırlar...

Kaşıkçı olayının vahşetini sindirmeye çalışırken yetmiyormuş gibi bir de içerde de çok önemli gelişmeler yaşıyoruz.

Kalem sahibi olarak insan neyi yazacağını şaşırıyor.

Ama Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın salı günkü toplantısını bir kenara yazın.

Bu konuşma basit bir konuşma değil. İleride Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tarihi yazılırken atıf yapılacak, referans verilecek bir konuşma.

Benim için ise en önemli taraflarından birisi MHP ile olan ittifakın sonlandırılmış olması. Aslında ittifak kurulması aşamasında ülkem adına umutlanmıştım lakin gelişen süreç bu umutlarımı yerle yeksan etti.

Şımarma sınırlarını zorlayan Ak Parti içindeki AKP’liler bu vatanı uçuruma doğru götürmek için adeta yarış halindeydiler. Bu minvalden nazar ettiğimde belki kurulan ittifakın tezahürü AKP’lilerin hizaya çekilmesi ile sonuçlanır diye umut etmiştim. Ama olmadı…

Şu anda yeniden bir umut oluştu…

Erdoğan’ın toplantıda zikretmiş olduğu ifadeler; 24 Haziran seçimi sonrası "Müslüman bir toplum" olarak hayıflandığımız ve umutsuzluğa düştüğümüz sürecin bitiş emareleridir.

Ve "anasoyculuk" kodlarından sıyrılıp yeniden "inanç" kodlarımıza dönüş müjdesidir...

Böylece son zamanlarda sürdürülmek zorunda kalınan milliyetçi politikalardan kurtulup kendi öz değerlerimize dönülebilecek.

Bence Ak Parti ayağındaki prangalardan kurtulabilecek.

Erdoğan’ın söylediği şekliyle “Türk’üz ama ‘Türkçü’ değiliz!”. 

Unutulmasın ki; dinimiz bir, kıblemiz bir, devletimiz bir, râzıkımız bir, ümmet-i Muhammed’iz, biriz-beraberiz...

Hayırlı olsun…

Cumhurbaşkanımızın bir diğer zikrettiği önemli konu ise okullarda her sabah söyletilmeye çalışılan ‘Andımız’ konusu oldu.

Bir önceki yazım da özetle “Okyanusu geçip, derede boğulmak” deyimini kullanarak “beş yıl önce halledilmiş ve tarihin tozlu raflarına kaldırılmış ‘Andımız’, buram buram bölücülük kokan ve küçücük çocukların zihnine ırkçılık pompalayan metnin Danıştay tarafından tekrar ısıtılıp huzur ortamını yok etmek üzere meydana salıverildi” diye söylemiştim.

Cumhurbaşkanımız burada da dik duruşunu bozmadı.

Eminim bu duruşu tabandan da toplumdan da büyük destek görecek.

SOSYAL MEDYA TAKİP 

twitter.com/msbeser

facebook.com/msbeser