BIST 9.058
DOLAR 32,32
EURO 35,11
ALTIN 2.294,00

Jet Sosyete’den aileye atom bombası…

Şükür ki bu dizide çocuk yok. Bir onu unutmuşlar şükür. Yoksa o masum yavruları da kim bilir ne hale sokacaklardı.

Geçtiğimiz günlerde dizilerin aileye zararları hakkında bir yazı kaleme almıştım. Gündemin yoğunluğu arasında ara vermek zorunda kaldığım konuya ehemmiyetine binaen tekrar dönmek istiyorum müsaadenizle.

Televizyonlardaki diziler tek tek incelediğinde durumun vahameti tüm çıplaklığı ile ortaya çıkıyor. Milli ve manevi duygular ile aile değerlerine, toplumun ahlaki yapısına adeta kezzap döken diziler, bazen de tabiri caizse atom bombası etkisi yapıyor.

İşte bu dizilerden birisi de “Jet Sosyete” adını taşıyor. Ben şahsen şimdiye kadar toplum ve aile değerlerine bu kadar zarar veren bir diziyle karşılaşmadım! Yapımcı ve senaristler sözde “sanat” yapacağız diye işin cılkını çıkarmışlar.

Öyle ki dizide hiçbir karakterin gerçek hayatta bir karşılığı yok. İşlenen hiçbir konunun da gerçek hayatta yaşanması mümkün değil.

Dizide her şey o kadar abartılı ki… Kişiler arası ilişkilerden tutun da iş ilişkilerine varıncaya kadar her şey yapmacıklık ve samimiyetsizlik içeriyor. Birbirinin yüzüne gülüp arkasından kuyusunu kazanlar, birbirinin yüzüne karşı övgüler yağdırıp arkasından en galiz kelimelerle hakaretler etmeler…

Sanki dizi ahlaki değerleri yok etmek üzere kurgulanmış…

Ya hiç çalışmadan, hiçbir şey üretmeden çok para kazanan rollere ne demeli… Burada da çalışmayla, alın teriyle para kazanmayla dalga geçilip ekmek elden su gölden baba parasıyla geçinmenin yolları öğretiliyor adeta.

Gelin-kayınvalide ilişkileri ise evlere şenlik. Sanki her ikisi birbirinin düşmanı gibi lanse ediliyor. Aile kurumunu ayakta tutan iki müessese tefe konup komedi uğruna harcanıyor adeta…

Yahu Allah aşkına bir dizide hiç mi olumlu mesaj verilmez, hep olumsuz modeller ve ilişkiler ön plana çıkarılır.

Hakikaten niye böyle yapılır? Bu dizinin senaristlerinin yapımcılarının hiç mi insafı yok…

Şükür ki bu dizide çocuk yok. Bir onu unutmuşlar şükür. Yoksa o masum yavruları da kim bilir ne hale sokacaklardı.

Aslında toplumu ve aileyi çok yakından ilgilendiren bu ve benzeri dizi ve filmlerin sosyolog, pedagog veya psikolog danışmanları olmalı.

Yapımcılar reyting uğruna aileye atom bombası atarken birisinin “dur” demesi gerekli.

Yaşamak yerine rol yapmak, ne vahim bir olgu! Ayrıca, bizim olmayan bir hayatı bizimmiş gibi algılamak korkunç!

Dizilerde namus anlayışı, toplum ekseriyetimizin “namus” telâkkisine uymuyor. Dizilerde her türlü sapıklık kol geziyor…

İnsan ilişkileri yapay, yardımlaşma duygusu yok. Her şey menfaat üzerine dönüyor…

Aileden Sorumlu bakanlığın veya RTÜK’ün bir an önce bu konuya el atması ve bazı standartlar getirmesi artık elzem bir hal almıştır.

Ne yazık ki izlediğimiz dizilerin bizden götürdükleri, getirdiklerinden daha fazla. Gitgide yozlaşan ve değerlerini yitiren bir toplum olduk. 

Her türlü ahlaksızlığın işlendiği diziler bizi geleneklerimizden, Türk aile yapısından uzaklaştırmakta.

Bir sorumlulukta aileye sahip çıkmak isteyen bizlere düşmekte.

Sorunların bol olduğu ve bu sorunlara karşı sürekli teyakkuzda kalınması gereken zamanları yaşayan bir toplumuz. Bundan şikâyetçi değiliz lakin coğrafya sorunlarına gösterilmiş olan ihtimam aile ve ev sorunlarına da gösterilmeli değil mi?

Bu ve benzeri yapımları başta BİMER ve CİMER olmak üzere RTÜK gibi kurumlara şikayet etmekten sakınmamamız gerekmektedir.

Onlar nasıl ki attıkları atom bombaları ile toplumu ve aileyi yok etmeye çalışıyorlarsa biz de evlatlarımızı bu bombaların zararlı tesirlerinden kurtarmak için elimizden gelen gayreti göstermeliyiz…  

SOSYAL MEDYA TAKİP 

twitter.com/msbeser

facebook.com/msbeser