İş odaklı, görev adamı olmak…

Yıllardır, her sabah 12 gazeteyi ve 40’a yakın yazarı günlük takip ederim. Bu, bana düşüncelerimde ve yazılarımda önemli yararlar sağlıyor…Özellikle toplumu sürekli olumlu ve akil yola getirmeye çalışan yazarların –siyasi olmayan yazıları- görüşlerini –bir folklor araştırmacısı olarak-  önemsiyorum. O nedenle; A.T.Alkan. M.Barlas, T.Akyol, H.Pulur, A.Bayramoğlu, H.Gülerce, H.Uluç, B.Ayeri, A.B.Okan, A.Işıklar v.b. yazarlarımızı kaçırmamaya çalışıyorum. Bu gün, (H.Gülerce’nin  Önce kendime söylüyorum...  yazısından da etkilenerek, 25.07.2012) sanat kurumlarımızın daha iyi yönetilmesi ve üretimin artırılması için “akli selim” ve “doğru” olan uygulamaları vermek istiyorum.

Kıymetli “müzik insanlarımız”, değerli arkadaşlar; bir göreve atanmış veya seçilmişseniz, aşağıdaki kuralları uygularsanız başarılı olmamanız için bir engel yok demektir;

Kararları görüşerek, danışarak, kabul ettirerek uygula; her şeye rağmen yoluna devam et,  bıkkınlık gösterme, yılma…

İyi bir “orkestra şefi” olmaya çalış…"Ben, benim…”  diye söze başlama,  öne çıkma, hizmet eden her çalışanı takdir et, onlara sahip çık, takım ruhuna inan..

Her kişinin farklı yeteneklerini olduğunu kabul et, onlardan  istifade et, paylaş,  sürekli kendi dediğinin olmasını isteme, görüş al, çünkü; insanlara değer vermek bir yüceliktir.

Vicdanın en önemli vasfındır, unutma ve tecrübelileri dinle. Adalet, şefkat ve merhamet, insafın kardeşleridir. İş yerinde sevgi ve saygı  içinde bir atmosfer yarat; sabret, affet, hakkını helal et…

Görevdeyken mütevazi ol; şov/çalım yapma, hava atma. Kendini çalışanlarından  üstün görme, kibre kapılma.. geldiğin yeri ve döneceğin yeri unutma.

“Kibirlenme, övünme, yerleri delemezsin, Himalayalar gibi de yükseklik bulamazsın, Beğendiğin büyükler, hepsi göçüp gittiler, Ne kadar istesen de, dünyada kalamazsın.” (Halil Gelendost)

Arkadaşlarını sev, destekle, faziletlerini anlat. Gerçek dostu kazanmak zor, kaybetmek ise kolaydır. Seni gördüğünde, arkadaşlarının  yüzünde tebessüm olsun kaçmasınlar, içtenlikle selam versinler…

“Geçmiş olan dünden hiç yad etme, Yarın da gelmemişken feryad etme, Düşünme geleceği de geçmişi de, Şimdi şen ol da, yaşamı berbad etme..(Hayyam’dan)

Atalarımız; “gülümseyiniz, müminin mümine gülümsemesi sadakadır” hadisi ve “selamı yayınız” tavsiyesi çerçevesinde, karşılaştıkları herkese “selam verirler, hal hatır sorarlar, aile üyelerine selam yollarlarmış” unutma...

Görevinde iş odaklı ol, dolduruşa gelme, hep seni methedenlerle birlikte olma, aşk ile çalış..

Öyle bir sevdadır ki bu, ne yere sığar ne göğe,

Onun içindir ki, sevda demişler, aşk demişler ismine,

Senin aşkınla şad olan gönlüm, sensizliğe mahkûm olsa da,

Mahşere kadar, içinde bulunduğum ahvalden müşteki değilim zerre kadar,

Bilirim. Gül gibidir, miski amber gibidir aşk,

Tıpkı Yusuf’a benzer,

Kokusunu almaya ise ancak bir Yakup ister. (Şeyh galip İle Beyhan Sultan’ın aşkı..)