BIST 9.693
DOLAR 32,58
EURO 34,77
ALTIN 2.506,57

İçlerine Akar Onların Gözyaşı

İçlerine akar onların gözyaşları, içlerine… Evet, bazen haykırırcasına böğüre böğüre ağladıkları da duyulur. Duyulur ama içlerine akan damlalar kadar onları incitmez; dışlarına akan gözyaşları.

 

 

İçlerine akar onların gözyaşları, içlerine…

Evet, bazen haykırırcasına böğüre böğüre ağladıkları da duyulur. Duyulur ama içlerine akan damlalar kadar onları incitmez; dışlarına akan gözyaşları.

 

Zaten içlerine akan damlalar kadar da onları tüketemez.

Çünkü tutamadıklarıdır sizin gördükleriniz.

 

Faklıdır onların size olan sevdası; tarifi olmaz, başka yürekler zaten hiç taşıyamaz. Ama öyle bir yürek vardır ki onlarda; taşınmaz sanılan sevgi; onlarda her geçen gün artar. Artar ama yine de yetmez; ne içlerini, ne de içlerindeki sevgilerini anlatmaya…

 

Gün olur; her derdinize deva olurcasına dokunurlar size, gün olur içlerinden taşan sevgiyi verirler cömertçe size…

Uykusuz geceleri taçlandırırcasına siz uyurken saçlarınıza…

 

O yüzden geceler bilir; en çok onu ve onun size sevdasını…

Saçlarınız bilir; sizin huzur ile uyumanızı sağlayan dokunuşlarını…

Çünkü onlar; size dokundukça yaşamanın kıymetini anlarlar ve içlerindeki sevgiyi elleriyle yaşarlar.

 

Hiçbir sevgiye benzemez onların sevgileri; çünkü severken bile içlerine akıttıkları gözyaşları vardır. İçlerinden taşanların içlerine dönmesidir aslında işte o gözyaşları.

O yüzden hiç tükenmez ellerindeki, yüreklerindeki sevgileri…

Kaynağı sağlamdır yani…

 

Sağlamdır ama bir yandan da kırılgandır yürekleri, hatta darma dağın bile olurlar; bir kırıcı sözünüzle kolayca.

Ama bir güzel dokunuşunuz, bir sıcak tebessümünüz, belki içinizden gelen sevgi dolu tek bir kelimeniz; unutturur yüreklerindeki parçalanmış hüzünlerini…

 

Öyle bir unutturur ki sanki hiç yaşanmamıştır yürek kırgınlıkları…

Öyle sonsuz, öyle farklıdır içlerinde besledikleri size olan sevdaları…

 

Görünenler bile yettiği için görenlere; içlerinde sürekli esen fırtınayı kimsenin bilmesine de alışkın değillerdir.

Göstermezlerde zaten.

 

Hem zaten gördükleriniz ne ki içlerine akanların, içlerinde büyüyenlerin yanında…

Her şey bir yana, siz bir yanasınızdır çünkü…

 

O yüzden dünya tersine dönse vazgeçmezler; ne sizden, ne de size olan ölümüne sevdalarından.

Kendilerinden vazgeçerler de sizden vazgeçmedikleri de bundandır zaten.

 

Oysa siz; herkesin bildiği bu gerçekten uzak durmayı farkında olmasanız da pek seversiniz. O yüzden de gün olur kırarsınız onu anlamıyor sizi diye, gün olur görmezden gelirsiniz; dünyaları aşan sevgisini.

 

Yalan sevdalar sarmıştır sizi çünkü.

Belki de yalanın o çekici taze kokusuna kanmışsınızdır. Kanıp ondan uzaklara düşmüşsünüzdür.

 

Üstelik bile bile ihmal edersiniz onları; renkli yaşamların arasında hızla geçen zamanı yitirirken. Yitirdiğinizin farkına varmazlığınızda ondandır zaten.

Ama bilirsiniz; nerede olursanız olun onda hep olacağınızı…

Rahatlığınız ihmalkârlığınızın en güzel bahanesidir.

 

O yüzden unutursunuz onları doyasıya yaşamayı; yıllarınızı, yıllarını tüketirken. Ama onlar hiç unutmazlar. Ne sizi, ne de sizinle yaşananları…

 

İçlerine akar onların gözyaşları içlerine…

Sevdaları da, acıları da gözyaşları ile bile yıkılmayan yüreklerindedir. Ve her acılarının ilacı; sadece size olan sevdaları ve sizin onlara sevginizdir.

Sevginizden bir esintidir.

 

Ama söylemezler.

Sadece beklerler.

Çünkü bilirler; yaşam yolculukları bitmeden bir gün mutlaka gözyaşlarına bile direnen o kalplerine dokunacağınızı…

Saçlarınızda kaybolan ellerini ona geri vereceğinizi…

 

Çünkü onlar annelerdir…

Karşılıksız sevdanın en güzelini yüreklerinde besleyenlerdir.