BIST 9.543
DOLAR 32,50
EURO 34,81
ALTIN 2.486,48

Hayvanilik ile İlahilik arasındaki varlık!

Kendimizi bir takım apoletlerimizden ve özgüvenimizden dolayı özel kul olarak görüyorsak Peygamberlerin dahi özel lütuf görmediğini bilmiş olalım.

“İnsan hayvanilikle ilahilik arasında bir varlıktır.”

“İnsan, adı anılan, kendisinden söz edilen bir şey değildi” bu, sözü edilen çok uzun süre içinde insanın hiçbir şekilde var olmadığı demek değildir.

Zamanın ve mekânın yaratılmaya başladığı andan insanın yeryüzünde ortaya çıktığı ana kadar geçen sürede insan adıyla anılan bir varlık yoktu.

İnsan, varlık ağacının çekirdeği olduğu gibi, aynı zamanda onun meyvesidir. Yani varlık ağacı, bir manada bu çekirdekten çıkmıştır. Bir ağaç, mana, muhteva, öz açısından çekirdekte kodlandığı gibi, kâinat da insan hakikatinde kodlanmıştır denebilir.

Bu itibarladır ki insan, bir fihrist ölçüsünde kâinatta bulunan her şeyi muhtevî bir varlık olarak kabul edilegelmiştir.

Allah Kuran’da insanın yaratılışının mucizevî bir biçimde olduğunu haber verir. İnsan İlahi özüyle evrenin hem çekirdeği hem meyvesidir. İnsan maddesiyle topraktan, ruhuyla yaratıcı Ruh'tan gelmektedir.

Bir bilgenin deyimiyle; “Ten, sana topraktan emanettir. Ben, (öz) sana kimden emanettir.” 

Bir başka bilgenin şu sözleri de düşünülmeye değer: “Sen sende olmak istersin. Sende olan nerede olmak ister, bilir misin?”

Dünyaya bakış ve dünyayı algılamada insanlar farklı farklı, çeşit çeşit, tabaka tabaka. Dünyada yaşayan insanları genel hatlarıyla iki tabaka başlığı altında tasnif edebiliriz:

Birinci tabaka: Kâmil kalpler, münevver idrakler, safi fıtratlar, hasbi ve samimi gönüllerdir.

İkinci tabaka: Düzensiz kalpler, habis ruhlar, dar kafalar, sefih, serseri, lakayt ve laubali fıtratlardır.

Tarih boyunca birinciler, dünyayı bir tarla, bir kışla, bir misafirhane olarak gördüler. Onların ikliminde dünya bir han, insan da o handa kalan bir yolcu. Bütün ikili iletişim ve ilişkilerini yolcu olduklarının bilinç zemininde inşa ettiler.

İkinciler ise, ya ahirete inanmaz, ya da ahireti unuturlar.

Onlar, ömürlerini, dünyaya gömerler.

Onlar, gafil yaşarlar, nefislerini sorgulamazlar.

Onlar, kâinat kitabını okumazlar.

Okumalarımın neticesinde insana dair söylemlerin kalem ile zikredilmesinin sebebine gelince;

Bayram tatili boyunca insan denen varlığın ikili iletişim ve ilişkilerinde tavır ve davranışlarını gözlemleme gereği duymama vesile olacak enstantaneler yaşadım.

İnsanların çıkarlar doğrultusunda birbirleri ile olan iletişim şekilleri beni bir kez daha düşündürdü ve bu kelamlar kaleme dökülmüş oldu.

Bu yüzden de; “İnsan hayvanilikle ilahilik arasında bir varlıktır.” cümlesini giriş için serlevha olarak yazdım.

İnsan olmanın bedeli olduğu gibi Müslüman hatta şahsiyetli Müslüman olmanın da bedeli vardır.

Birkaç sene önceki yazılarımda dile getirmiştim; 40 yaşına yaklaştıktan sonra daha yeni yeni İslam'ı anlamaya aday olduğumu müşahede etmeye başlamıştım. Dünyevi manada ki müflisliği tecrübe etmiş biri olarak Rabbimin beni ağır imtihanlardan geçirmesi gerekiyordu belki de…

Farkında olmadan kulluk ettiğimiz onca “İlâh ve Rabb” arasından gerçek anlamda bizi terbiye eden ve tek olan İlahı bulabilmek için kendimizi Müslüman kelimesinin anlamı içerisinde gezintiye çıkarmayı öneriyorum.

Çevremde, özelde kendimden yola çıkarak dini değerlerin dar bir alana hapsedildiğini görmekteyim.

Din özel anlarda yaşanılası, özel durumlarda geçerliliği olan bir olgu haline gelmiş durumda.

Günümüz fotoğrafında çok net bir şekilde görülen; namaz kılan, dini değerler hassasiyetine sahip olduğunu söyleyen ve kendisini inançlı bireyler olarak atfedenler, bu söylemlerin tam tersi bir eylem içerisine girebiliyorlar!

Toplum olarak dünya ve içindeki güzellikler bizim için esas gaye halini almış durumda. 

İnsan varlık olarak mucizevi biçimdedir lakin bunu münferit planda değerlendirmemek lazım gelir.

Unutmayalım ki! Allah’ın özel kulu yoktur. Kendimizi bir takım apoletlerimizden ve özgüvenimizden dolayı özel kul olarak görüyorsak Peygamberlerin dahi özel lütuf görmediğini bilmiş olalım.

SOSYAL MEDYA TAKİP İÇİN!