BIST 9.619
DOLAR 32,60
EURO 34,88
ALTIN 2.497,73

Hangi 15 yıldan bahsediyorsunuz?

AK Parti'nin verdiği bu mücadeleyi takdirle karşılıyorum, muhalefet kusura bakmasın onu takdir edecek bir neden bulamıyorum.

Neymiş efendim 15 yıldır AK Parti bu ülkeyi yönetiyormuş, el insaf hala bile Ak Parti istediği tarzda ülkeyi yönetmesin diye takoz olanlar var.

Zamanın Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan 2005’te Diyarbakır’da Kürt sorunun varlığı kabul etti Ankara’ya dönünce nerdeyse kendisini boğacaklardı. Neyse ki geri adım atmadı ve bu alanda mücadele etti, uğraştı, TRT-6’yı açtı, Kürt enstitülerin açılmasına imkan oluşturdu, Kürtçeyi okullarda tercihli dil yaptırdı, özel okullarda Kürtçe eğitimin yapılmasının önünü açtı. Bütün bu yapılanlara rağmen Recep Tayyip Edoğan’a Kürtler adına şükretmektense saldıranlar aslında onun sahip olduğu İslami perspektife düşmandırlar, ne var ki bunu halka açıklayamıyorlar. Kürt halkının bir kısmı da buna aldanıyor maalesef.

Daha dün Mehmet Ağar TBMM’ye verdiği ifadesinde ne dedi? “2006 yılında Mardin’de PKK yetkilileriyle bir araya geldik ve sorunun çözümü için ortamı tam yumuşatmışken askeriyeye anlatamadık demedi mi?”

Ya 2007 yılında olup bitenlere ne demeli?

367 hikayesini uydurup 357 oyla cumhurbaşkanı seçilen Abdullah Gül’ün seçimini anayasa mahkemesine götürerek iptal ettirmediler mi? 27 Nisan e-muhtırası zamanın Genel Kurmay Başkanı tarafından yayınlanmadı mı? Ben dahi askeri yapılanmayla ilgili bir yazı 2006 yılında kaleme almıştım 2007 yılında yargılanmaya maruz kaldım. 9 ay ceza aldım az kalsın görevimden atılıyordum. Halbuki ben bu çarpık askeri yapılanmanın sakıncalarını dile getirmiş, alternatif bir askerlik tarzını önermiştim. O gün havasında geçilmeyen, Hükümetime, Meclisime sıkıntı malum Paşa bu gün orada burada saklanırken, ben başım dik olarak onurumla yaşıyorum. Yani ortada bir yanlış varsa birileri istemiyor diye sesiz mi kalacağız?

Elbette ki geleceğimiz için doğrusunu, ne doğrusunu dile getirmek boyun borcumuzdur. Bu ara FETÖ bürokrasiyi bir ahtapot gibi sardı, askeri, emniyeti, sivil bürokrasiyi başka bir ifadeyle devleti ele geçirmişti. 2012 yılında nerdeyse başbakanımızı ameliyat oyunuyla öldüreceklerdi.

Buna rağmen defalarca Kandille ve İmralı ile aracılar görüşerek Dolmabahçe mutabakatı oluşturuldu, ama planın gün yüzüne çıkması ile bir çuval inciri berbat ettiler. Cumhurbaşkanı, o zamanın Başbakanı süreci buzdolabına almak durumunda kaldı.

Çözüm süreci ne yazık ki böylece sekteye uğradı, ancak bunun birinci derecede sorumlusu KCK ve PKK yöneticileriydi. Çünkü işin gereğini yapmadıkları gibi Dolmabahçe mutabakatını medyaya yansıyınca Hükümet zor durumda kaldı.

*Gezi olayları mı başlamadı,

*17-25 Aralık yargı darbesi mi denenmedi?

*6-8 Ekim olayları mı bu ülkede meydana gelmedi?

*15 Temmuz işgal hareketi mi olmadı?

Bunları görmeyen birsine ne demeli arkadaşlar! Şimdi anladınız mı Kürtler HDP’yi niye yarı yolda bıraktı, başkanların taleplerini cevapsız bıraktı, bir zamanlar yüz bineri bir araya getirenler gün geldi yüzleri bir araya getiremediler değil mi?

Hey dünya hey!

Bir laf var “alışmış kudurmuştan beterdir”. Darbe anayasasına yapışmış gidiyoruz, ülkemizin refah ve huzurunu kıskananlar hala Hükümete saldırıyorlar Ak Parti'yi yıpratma yollarını arıyorlar.

Behey adam sen ne biçim muhalefetsin ki iktidarı mat edecek, eleştirecek kadar nitelikli bir plan programın yok! Hep yerinde sayıyor dar anlarda, gayri meşru mahfelerden imdat bekliyor, ülkesini zaman zaman dış ülkelere şikayet ediyorsun. Ya ben tek başıma muhalefet olsam bu kadar adi düşünmeye tenezzül etmezdim. Bir yandan ülkemle ilgili SWOT analizi yapar ve ona göre yakın, orta ve uzun bir eylem planını seçmenin önüne koyardım. Ama ne yazık ki bu düzeyde becerikli bir muhalefetimiz yoktur.

Yanı o 15 yılın 10 yılını Ak Parti ülkeyi idare ediyordu, son 3-5 yıldır yönetmeye çalışıyor, bu kadar engellemelere rağmen. Bu devletin direksiyonu asıl sahiplerinin eline girmiş ama sistem kalkınmasına hala engel oluşturuyor, bu ara Ak parti içine de bazı münafıklar için sızma fırsatı doğmuş haldedir. 16 Nisan’da halk “evet” diyerek bu sistemi değiştirirse birçok açıdan bu milletin rahatlayacağına candan inanıyorum.

Eğer 17 Nisan istediğimiz oranda bir “evet” ile halk oylaması sonuçlanırsa inşallah; yeni bir düzen, yeni bir heyecanla ülke kalkınacak, vatandaşlarımız huzur ve mutluluk bulacaklar.

Bu millet bunu hak etmiştir, artık eski entrikaların miadı dolduğuna inananlardanım siz ne düşüyorsunuz acaba?

AK Parti'nin verdiği bu mücadeleyi takdirle karşılıyorum, muhalefet kusura bakmasın onu takdir edecek bir neden bulamıyorum. Bir iktidar düşünün ki muhalefeti yok hükmündedir. Ak Partiye Allah kolaylık versin.