BIST 9.722
DOLAR 32,54
EURO 34,99
ALTIN 2.426,66

Hamasetten Taharet

Vatan, dava, devlet, bayrak, sancak bir milletin kutsallarıdır.

Taharet denince akla İslami bir kavram gelebilir lakin lügat manası açısından münferit bir kelime olarak karşımıza çıkıyor.

Taharet; temiz olma ya da uygun olan gerekli temizliğin yapılması.

İslami kavram olarak algılanmasının sebebi ise namazın “dışardan farzları” arasında yer alan vücut, elbise ve namaz kılınacak yerin dinen pis sayılan şeylerden temizlenmesi manasında “Necasetten taharet” kuralı.

Maksadım namazın “dışardan farzları” arasında yer alan bir kaideyi anlatmak değil. “Taharet” yani başta da ifade ettiğim gibi temizlik ya da gerekli olan temizliğin yapılması.

150 yıldır topraklarımızda İngiliz-Yahudi Medeniyeti yani Sömürge güçleri farklı şekiller ve biçimlerle yer etmiş durumdalar.

Fiziki ve fiili bir sömürge altına girilmemiş gibi görünse de kolonyalizmin vatanımızın içlerine doğru yöntem farklılığı ile birlikte girdiğini müşahede edebiliyoruz.

Bu uygulama ya da çalışmalarını yaparlarken hedef olarak belirlemiş oldukları kitle her daim genç nesil üzerinden yürüyüş oluyor.

Kolonyalizm güçleri bizim toplumumuzda fikrî ve zihnî sömürgeleştirme yöntemi ile gençlerimiz ile musafaha halinde sarmaş dolaş.

Kendi düşüncesini, fikrini, bilincini, şuurunu kapatıp aksine bilinçsiz, düşünce sahibi olamayan hamaset girdabına yakalanmış bir güruh oluşturulmaya çalışıldı.

Köşe kapma sevdasında yarışan politize olmuş gençlerimiz, hamasi salvolarla meydanlarda sosyal özgüveni yükseltilmiş serseri mayın gibi, ne zaman, nerede, ne için patlayacakları muamma şekildeler.

Zihinsel olarak hiçbir şey üretemeyecek hale getirilmiş gençlerimizin sadece siyasete payanda olmanın dışında ne güçleri ne de sesleri var.

Kolonyalizm güçleri inşa etmeyi başardıkları kendi tarih ve kendi felsefelerinin meyvelerinin olgunlaşması için her türlü yöntemi yörüngemize sokuyorlar.

Kendi kadim kültürümüzün, inançlarımızın, değerlerimizin, tarihimizin ve medeniyetimizin özneleri olmaktan çıkmış vaziyetteyiz.

Referanslarımız dahi İslami ve kültürel olmaktan çok uzak kolonyalizmin zerk etmiş olduğu düşünce ve inanışlardan ibaret.

Sınırları kaldırılan değerlerimizin bilincinde olup haram-helal, iyi-kötü, çirkin-güzel dengelerini yeniden kendi dinamiklerimizle doğru yörüngeye oturtmamız gerekiyor.

Bu sınırların kaldırılmış olması neo-liberal anlayışa sahip genç neslin yaşantısına haizdir. Müslüman genç gayr-i mubah olan sınırları zorlamamalıdır.

Siyasi mecralarda ya da STK köşelerinde amacın sadece görüntü vermek olduğu, statü kazanmak için yarışın olduğu, köşe kapma sevdası ile sosyal özgüvenin cesaretinden mülhem, hamasetle ön saflarda yer almanın olduğu bir gençlik yarınlarda çok baş ağrıtacak.

Vatan, dava, devlet, bayrak, sancak bir milletin kutsallarıdır. Bu kutsallarımıza hamasi necaset ile dokunmak zarar verecektir-veriyor.

Bu yüzden “hamasetten taharet” gereklidir.

Neo-liberal kültüre sırtını yaslamış bir din algısının ahlaki açıdan da zelzeleleri olacaktır.

Batı kültürünün ahlakının coğrafyamızda İslam kültür ahlakına galebe çalması on yıllardır zaten kanayan yaramızdı.

Bugün Müslüman gençliğimizin aynı kültür yozlaşmasının içerisinde hamasi tavır ve söylemlerle politize olmuş olması geleceğimiz açısından temiz olmayan necis bir fotoğraf yansıtıyor.

Bu yüzden “hamasetten taharet” gereklidir.

Dini yaşantının 60’lı yıllarda olduğu gibi bireysel sınırları içerisine sürgün ediliyor olması, meydanlarda hamasete yenik düşmüş gençliğimizin öncelikleri arasında asla yer almıyor!

Müslüman gencin İslami bir kimlikle üretken, fikir sahibi, bilinci ile birlikte siyasal, toplumsal, kültürel olarak kendi öz modelini oluşturmak yerine kolonyalizmin kültürünün haklılığını savunuyor olması hamaset prangasına bağlı olduğunu gösteriyor.

Bu yüzden “hamasetten taharet” gereklidir.

Hamaset hapsinde kalmış gençliğimizin yaşama bakış algısı daha lüks, daha konforlu, daha gösterişli ve en önemlisi Batı referanslı kültürle konuşuyor, geziyor, giyiniyor, har vurup harman savuruyor olması elem vericidir.

Seküler inanışın farzlarımızın, helallerimizin, değerlerimizin önüne geçmiş ve dahası savunuluyor olması Müslüman gencin necis bulaşmış hamaset hapsinde olduğunun ispatıdır.

Kendi geçmişini doğruları ile tanıyan, inancının gereksinimlerini harfiyen yerine getiren, kültürel olarak kendi öz benliği ile model üretebilen gençlik hamasetten taharetini yapmış bir şekilde geleceğimizi inşa edecektir.

Müslüman gençliğimizin bilmesi ve yapması gereken kural ve kavramlar arasına “Hamasetten taharet” kavramını da sokmuş olalım.