Güzel insan...

12 Eylül 1962 yılında dünyaya geldi. O zamanlar kimse onun bu denli değerli biri olacağını bilmiyordu. Ancak günümüze geldiğimizde anlıyoruz ki; hem ülkemize hem de dünyaya bir armağandır kendisi.

*

10 yaşındayken ailesi İstanbul'a geldi. Liseyi, İstanbul Haydarpaşa Lisesi'nde tamamladı.  Sonrasında ise İstanbul Üniversitesi Fiziki Coğrafya Bölümünden mezun oldu.

*

1984 yılında ilk şiiri yayınlandı. 1987'de "Noktalı Virgül" adlı şiiriyle Halil Kocagöz Şiir Ödülünü aldı. Bu ödül onun durdurulamaz yükselişinin belki de ilk adımıydı. 1990'da ise Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülü'nü "Makiler" şiiri ile kazandı.

*

İlk şiiri kitabı olan "Makiler" 1989'da yayınladı. Daha sonra benim için efsane olan "Antik Acılar" kitabını yazdı.

*

1989'da "Yeni Yaprak" adlı dergiyi, ardından 1990'da ise "Olmaz" adlı şiir dergisini çıkardı.

*

Ve nihayetinde büyük bir heves ve mutlulukla dünyanın dört bir yanından topladığı oyuncaklarla 23 Nisan 2005'de, İstanbul Oyuncak Müzesi'ni açtı.

*

Onu takip etmeye başladığınızda fark edeceğiniz ilk şey: Şiirin yelpazesini daraltan ne varsa söküp attığıdır. Şiir ile ilgili en önemli ön yargılardan bir tanesi 'kafiye' takıntısıdır. Şüphesiz kafiye önemlidir. Ancak her şey demekte değildir. Şiir, size anlattığı şeylerin duygu yoğunluğuyla ölçülür. Sadece mısra sonundaki kelimelerin fonetik uyumuyla değil. İşte bu bağlamda şiirleri daha özgür platforma oturtan çok değerli şairlerden biridir o.

*

Güzel hikayeleri kim anlatırsa anlatsın haz alırız. Ancak onun anlattığı hikayeler bir başkadır. Hem anlatırken kullandığı ses tonu ve mimikleri, hem de hikayelerin birbiriyle ve hatta onun yazdığı şiirlerle olan mükemmel uyumu sizi zaman içerisinde tam anlamıyla büyüler.

*

Ona; şair, yazar, araştırmacı ve oyuncu diyebilirsiniz. Çünkü bunların hepsini layıkıyla yapan biridir. Prensip olarak yaptığı işleri harikulade yapmayı sever.

*

Biliyorum tahmin ettiniz. Zaten böyle bir değeri nasıl bilmiyor olabilirsiniz?.. Teşekkürler ve iyi ki varsın, Sunay Akın...

Not: Çok takılmamalıyız dedik ama bakın son cümlemde bende bir kafiye yaptım.

Sağlıcakla kalın...