BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53

Gençler, yarışmalar ve internet bağımlılığı…

gençlik, eğitim, internet

Televizyonlardaki zeka geliştirici yarışma programlarını izliyorsunuzdur mutlaka. Seçeneksiz olan sorularda hatırlamak gerçekten zor olabiliyor. Hele bizim yaşımızda olanların bu konuda sorunları olsa gerek…Ancak, “Kim milyoner olmak istiyor” adlı, Sn. Kenan Işık’ın sunduğu program 4 seçenek sunduğu için doğruyu bulmak daha kolay oluyor. Yinede katılan gençlerin ve özellikle üniversitelilerin çok kolay ve bilinmesi gereken sorularda dahi joker kullanmaları insanı düşündürüyor. Gerçekten. çocuklarımız bilgisayar kurdu oluyorlar, ama, en kolay soruda eleniyorlar. Demek ki, çoğunluk,  “bilgi” için değil, diğer işleri için kullanıyorlar. Bu durum geleceğimizi korkutuyor… Bilgisayar ve internet kullanımı elbette  yaşamımızda kolaylıklar sağlıyor. Ancak bilgi akışını hızlandıran, iletişimi kolaylaştıran sanal alemin, dikkatli kullanılmazsa; yeni psikolojik, sağlık ve sosyal problemleri de gündeme getireceğini de unutmamak gerekli.

 

“Çocuk bilgisayar başına oturup, yalnız başına oyun oynama alışkanlığı kazandığında, arkadaş edinme kültüründen de uzaklaşacaktır, arkadaş edinemeyecektir. Sosyalleşemeyecektir. İleriki yıllarda, yapayalnız bir hayat yaşamaya mahkûm olacaktır.
Unutulmamalıdır ki, insan hayatının en güzel yılları, kişinin çocukluk yıllarında arkadaşlarıyla oyun oynadığı yıllardır. Çocukluk yılları kişinin her döneminde hayırla hatırlanan günlerdir. O günler asla unutulamaz.
Bilgisayar başında ömür geçiren çocuklarımız, çocukken arkadaşlarıyla oynarken alacakları hazdan mutlak surette mahrumdurlar.
Bilgisayar kültürüyle büyüyen çocuklarımız, hiçbir zaman beştaşı bilemeyecek, topacı bilemeyecek, misketi bilemeyecek, elektrik borusuyla oyun oynamasını bilemeyecek... Bizim çocukluk dönemimizi renklendiren oyunlardan mahrum olarak büyüyeceklerdir. Bilgisayar kültürüyle büyüyen çocuklarımızın, ilerideki yıllarında torunlarına oyun adına öğretecekleri herhangi bir kültürel değerleri olmayacaktır. Bu ne acı bir durumdur!”*

Bilinmeyen ilginç sorulardan birkaç örnek;

 

Hem bir ekmek çeşidinin, hem de bateri çalmaya yarayan çubukların ortak adı nedir? sorusunda olmayacak cevap; Baget, Francala, Galeta, Somun

Eski dilde “ödül” anlamında kullanılan sözcük,  sorusunda olmayacak cevap; Hürmet, Tazminat, Lütuf, Mükafat

Duygusal, coşkulu davranışlarda bulunan kişiler hangi sözle ifade edilir, sorusunda olmayacak cevap; Romantik, Utangaç, Sakar, Girişken

Anlatılmak istenen düşüncenin dolaylı bir şekilde ifade edilmesi anlamında kullanılan söz, sorusunda olmayacak cevap; Satırarası, Göz önü, Kapıarkası, Hasıraltı

Hangisi sırasında külah içinde lokum, akide şekeri dağıtılır, sorusunda olmayacak cevap; Kandil, Kına, Mevlid,Sünnet

Filmlerde birine hipnoz yaparken genellikle hangisi kullanılır, sorusunda olmayacak cevap; Madalyon, Çan, Köstekli saat, Anahtar

Yeşil yapraklı, hoş kokulu bir bitkinin doğru yazılışı hangisidir,  sorusunda olmayacak cevap; Maydanos, Maydonos, Maydonoz, Maydanoz

Biz biliyoruz ki, her ilde Gençlik ve Spor İl Müdürlükleri, Halk Eğitimi Merkezleri, özel STK lar v.b. gençlerin boş zamanlarını “dolu” geçirmeleri için yoğun programlar uyguluyorlar.

Bir kısım genç, tatil olur olmaz, ailelerin yanına dönüp, tarlada, bahçede v.b. ailelerine destek olmak için koşturuyorlar, hayatı öğreniyorlar,  bir kısmı ise tatil yerlerinde denize gir çık, oyna, gez şeklinde özetleyeceğimiz “boş, yeteneklerini geliştirmeyen, sporla ilgilenmeyen” bir şekilde zamanlarını geçiriyorlar.

“………….Öte yandan, gençliğin her türlü sağlıksızlığa, kendine zarar verecek pek çok olumsuzluğa karşı korunmasında sporun panzehir rolünden söz edilip durulur. Süblimasyon (yücelme) diyorlar galiba... Sporda, örneğin olimpiyatlarda başarının yolu da buradan geçmez mi?
Peki örneğin spora ne zaman yönlenecek gençlik?
İlköğretim, lise ve üniversitede, değil mi? Bol madalyalı ülkelerin tamamında olduğu gibi... Çocuklar, gençler spor bursu vs gibi teşviklerle pozitif hırslarının geliştirilebileceği bir tür yarış kültürüne yönlendiriliyorlar, teşvik ediliyorlar...
Bizdeki eğitim sisteminde bu mümkün mü?
Kesinlikle hayır. İlköğretimin en az son iki, lisenin en az son üç senesi, üniversitenin bitmek bilmez vize, ödev sınav dönemleri, gençlerin sporla seyirci düzeyinde bile ilgilenmemelerine fırsat mı veriyor?... Nerede kaldı performans sporları, olimpiyat madalyaları...
Oturup eşek gibi test çözecek, kursa gidecek, ders çalışacaklar. Ne sporu kardeşim……….” **

 

“Tatilde okumak” zaten bize göre değil, tatil bizim için “hiçbir iş yapmadan geçirilen zaman” olmuş nedense!....

Son yıllarda, ailelerin çocuklarıyla ilgili duydukları endişelerin başında ’bilgisayar bağımlılığı’ geliyor. Çünkü bu sorun gençlerin önce aile, sonra diğer sosyal ilişkilerini bozuyor, içine kapanmalarına sebep oluyor.

Bilgisayar kullanımının yarattığı sağlık sorunlarını doktorlar  şöyle sıralıyorlar; El Bileği Sendromu, Boyun kaslarında tutulma, Uyku saatlerinin azalması, Gözlerde yorulma/bozulma, Aile ilişkilerinde bozulma/aksama, üretim düşüklüğü  ve başarısızlık

“………TTNET uzunca bir süre ürün ve hizmetlerini anlatma konusunda epey sıkıntı yaşadıysa da Mümkünlü kasabasında çekilen filmlerle anlaşılırlığı sağlandı. Son günlerde Tivibu'nun hayatımıza girmesiyle anlaşılırlığı daha da arttı. Bu anlaşılırlık sürecinde Şener Şen'in, rol mü yapıyor yoksa kendisini mi oynuyor diye sormadan edemediğimiz oyunculuğunun katkılarını göz ardı edemeyiz. Şener Şen, kurumun ürün ve hizmetlerini anlattığı ticari reklamlarının yanı sıra gençler için başlatılan sosyal sorumluluk projelerinde de yer aldı. Şen'in son kampanyadaki muhatabı ise bu defa çok soru soran bir çocuk. Küçük oyuncunun seçimi, çekimde yakalanan meraklı yüzü, mimikleri ve soruları reklam ajansının maharetini gösteriyor. Bu anlamda kampanyanın görsel başarısına diyecek sözümüz yok ama bir kez daha bitmeyen meraklarıyla sonsuz kadar soru soran çocuklarımızı internetin tehlikelerinden korumamız gerektiğini hatırlatan kampanyanın vermek istediği mesaja dönelim. Sevgili anne ve babalar, her sorunun cevabı internette elbette var ama beraberinde çocuklarınızı hiç düşünemediğiniz tehlikeler de bekliyor. Oysaki onları korumak bir tık kadar kolay ve yakın. "güvenliinternet.gov.tr"a bir bakın, süreci gözünüzde büyütmenize gerek olmadığını göreceksiniz. Çocuk ve aile paketlerini istediğinizde kullanıp istemediğiniz zamanlarda da iptal edebilirsiniz. Benim de üstünde hassasiyetle durduğum güvenli internet konusuna bir kez daha dikkat çektiği için TTNET'e hep birlikte teşekkür etmeliyiz…..” ***

 

 

Bu durumda büyüklere ve öğretmenlerimize önemli görevler düşüyor. Evet, şehirleşiyoruz ( sadece betonlaşıyoruz), köylerden göç had safhada. Çocuklarımıza, sadece ders ile ilgili bilgi yanında, onları hayata hazırlayıcı bilgileri de öğretmek gerekli… Evet, bilgisayar, internet çok önemli. Ancak, onları bilgisayarın etkisinden/zararlarından  uzaklaştırmak ailelerin ve öğretmenlerin elinde.

Bilgisayara bağımlı, fast-food tarzında beslenen, depresyona girmiş, iletişimi bozulmuş gençler ülkemizin geleceği olamazlar.

Görev hepimizin olmalı…

 

* Fakioğlu, Behçet; Çocuklarımız bilgisayara esir olmasın!, Türkiye, 06.08.2012

** Saydam, Ali; Haklıyı en çok “uslubu” korur…,Akşam, 08.08.2012

*** Ocakoğlu, Günseli, Ö.; Çocukları internetin zararlarından koruyun, Zaman, 30.08.2012