BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53

Fitne zamanı düşman oklarını takip edin!..

“Karargah ” değil ama birileri “Obsesif’ olmuş fena halde!. Hande Hanım neden biliyor musunuz?

15 Temmuz akşamı face-time yayını ile ün yapan gazeteci Hande Fırat’ın ‘Karargah rahatsız’ başlıklı haberi ülkede asker üzerinden eski bir tartışmayı başlattı…

TSK’yı yine milletin gözünde tartışma noktasına getirirken mecburen kendini savunma refleksine yöneltti..

Hande Hanıma sormak gerekir;

“Bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü” misali bu dayanaksız haberin hedefi neydi?

Asker rahatsızmış!

Ah Hande Hanım!

"Karargah neresi, kimlerden oluşur" bir anlatsan da bilse millet!

İktidar ve TSK cevap verdi…

Peki senin cevabın ne olur?

Biliyorum ‘Gazeteci haber kaynağı vermez diyeceksiniz’ ama böylesine kritik bir süreçte 15 Temmuz’un yaralarını hala sarmaya çalışırken, koskoca Orduyu böylesine bir haber ile töhmet altında bırakmak  böylesine tartışmaya vesile olmak oldu mu?

Çünkü siz de biz de gördük ki bu ülkede çok ‘sözde karargahlar’ var!

Fakat görünen o ki;

Hande hanım sizlerde biliyorsunuz ki milletin ‘özde karargahında’ değil ama birilerinin  ‘sözde karargahında’ bulunanlar, 15 yıldır tedaviye muhtaç şekilde hastalık boyutunda çok rahatsız var!..

Tıp terimi ile ‘OBSESİF’ olmuşlar..

Saplantılı, takıntılı…

Peki nedir bu rahatsızlıkları?

                                     *

Görünen o ki çok rahatsızlar;

Dünyada artık sözü dinlenir bir Türkiye olmasından...

Türkiye'nin her yıl ortalama yüzde 5 büyümesinden…

Yüzde 8.8 ile Çin'den sonra en hızlı büyüyen ikinci ülke olmasından…

Bütçe açığının %12’den %1.3’e düşmesinden…
2002'de 232 milyar dolar olan milli gelirin 900 milyar dolara ulaşmasından…

Kişi başı 3 bin 492 dolar olan milli gelirin bu dönemde 10 bin 782 dolara yükselmesinden…

Türkiye ’nin IMF verilerine göre dünyanın 17' nci, Avrupa'nın da 6'ncı büyük ekonomisi olmasından..

                                        *

Evet evet rahatsız oldular;

Türkiye’nin 56.5 milyar dolarlık borç ilişkisi kurduğu IMF ile borcunu sıfırlamasından...

2002 sonunda 26.7 milyar dolar olan Merkez Bankası'nın döviz rezervinin 300 milyar dolara ulaşmasından...

Asya ve Avrupa kıtalarını deniz altından birbirine bağlayan, büyük rüya Marmaray’ın hizmete açılmasından...

26 olan hava alanı sayısının 54’e yükselmesinden, dünyanın en büyük hava limanlarından biri olacak olan İstanbul 3. Havalimanının yapımının hızla sürmesinden..

                                             *

Evet evet rahatsızlar;

150 yıllık rüya gerçekleştirilerek boğazın altından araçların geçişine imkan veren Avrasya Tüneli’nin açılmasından…

16 bin 500 kilometre bölünmüş yol yapılarak, Türkiye'nin bölünmüş yol uzunluğunun 22 bin 600 kilometreye çıkarılmasından…

Hızlı trenlerle ülkenin kuşatılmaya başlanmasından…
Türkiye’de bir ilk gerçekleştirilip 'Uzay Merkezi’nin hayata geçirilmesinden…

Yine bir ilk olarak 'Bilişim Vadisi'nin temelinin atılmasından…

51 yeni devlet üniversitesinin açılmasından..

Muhteşem stadyumların her şehre (48) yapılmasından..

Çünkü onların hayal dedikleri gerçek oluyor bir bir..

Yüzlerine gözlerine dursun;

Siz hangi ülkenin vatandaşısınız ki rahatsız etti sizi..

                                           *

Durmaksızın metrolar inşa edilmesi, 50 km olan tünellerin 300 km’ye, illerdeki raylı sistem sayısının 4’ten 11’e çıkması; barajlar, nükleer santraller, modern bölünmüş yollar yapılması, 2020’de tamamlanacak olan yerli marka otomobil projesi …

Rahatsız mı etti sizi?
İnsansız hava aracının üretilip ihraç edilmesi… 
Milli silahlar yapılması…
Milli tankımızın (kendi tasarımımız Altay tankı) üretilmesi…

Türkiye’nin ilk yerli füze yakıtını üretmesi…

Yerli lazer güdümlü füze yapılması…

Milli helikopter, sismik araştırma gemisi yapılması..

Uzaya uydu fırlatılması…

İnsansız hava aracı üreten dünyada 3. ülke olunması..

Ey obsesif kardeş rahatsız mı etti sizi?

                                         *

Dev şehir hastaneleri yapılması mı?
81 ilde ücretsiz kanser tarama merkezinin hizmete açılması mı?
Yatağa bağlı hastalara evlerinde bakılması mı?
Teknopark sayısının 2’den 37’ye çıkması mı?
88 yeni organize sanayi bölgesi kurulması mı?
Dar gelirliye 750 bin konut yapılması mı?
85 yeni hastane yapılması, hastane yatak sayısının %15 artırılması mı?

Yeşil alan miktarının artırılması mı? (4 milyar 250 milyon fidan dikildi)
KOBİ'lere desteğin kat kat artırılması mı? (172 kat arttı)
Savunma sanayisi yerlilik oranının %24’ten %55’e çıkarılması mı?

Rahatsız etti sizi!..

Kim bu rahatsız karargah Hande Hanım bir anlatsan!..

                                        *
Biliyoruz alışık değiller..

Anneye doğum yardımı, torun bakan babaanneye maaş verildi..
Üniversite bursu % 478, ilk ve orta öğretim bursu % 1000 artırıldı.

Doğalgazlı il sayısı artırıldı...

Ülkenin elektrik üretiminin 129 milyar kwh’den 250 milyar kwh'ye yükseltildi...
2.241 olan TİKA proje sayısı 13.000'e çıkarıldı...
MB döviz rezervleri 28.1 milyar $'dan 120-125 milyar $’lara yükseltildi..

Çok şaşırdınız değil mi?

Rahatsızlık verdiğimiz için kusura bakmayın..

Türkiye’nin ilk tohum gen bankasının açılması mı memnun etmedi sizi?
Enflasyonun %29.7’den %8-10’a..

Faizlerin %63’ten %8-10’lara..

Kamu borcunun ise %74’ten %33’e düşürülmesi...

Panik atak mı yaptı sizde!..

                                             *
Ah kardeşim!

Sizin hayal ettikleriniz bir bir gerçek oluyor..

Üzmeyin kendinizi artık..  

Ülkenin altın rezervi 1 milyar $'dan 19.5 milyar $'a çıkarıldı..            

81 ile MOBESE sistemi kuruldu..                                                               Normal öğrenimde üniversite harçları kaldırıldı..
Asgari ücret 15 yılda %450 artırıldı...
En düşük SSK emekli aylığı % 350.. 
Ortalama memur maaşı %329.. 
En düşük memur maaşı %450.. 
Öğretmen maaşı %350.. 
Muhtar maaşı %850.. 
Muhtaç güçsüz kimsesiz aylıkları %500,
Engelli ve yaşlı maaşı % 1000..                                                     

Arttı...

                                        *

Ah be kardeşim..

Rahatsız mı oldunuz;
Türkiye'nin 3. en büyük asma köprüsü (Adıyaman) yapıldı...
Dünyanın 3. deniz dolgulu hava limanı Ordu-Giresun’un hizmetinde..
Dünyanın 4. deniz dolgulu hava limanının Rize’de yapımına başlandı..
Deriner’de dünyanın 6. en yüksek barajı tamamlandı..
Yusufeli’nde dünyanın 3. en yüksek barajı yapılıyor..
Ağaçlandırmada dünya 3.’sü olduk..

                                           *
Dünyanın 4. büyük köprüsünü (Gebze-İzmir otoyol projesi) içeren otoyol projesi yapılması mı?

Rahatsız etti sizi...
Veya..

Dünyada ilk defa iki kıtayı yer altından su tüneli ile birleştiren Melen Projesi mi?

Avrupa'nın 6., dünyanın 8. hızlı trene sahip ülkesi olmak mı?
Tarımsal üretimde Avrupa 1.’si, dünya 7.’si olmak mı?
Müteahhitlik sektöründe Türk müteahhitlerin dünyada 2. sıraya yükselmesi mi?

Rahatsız etmesin diyeceğim ama hastalık boyutunda taktınız bir kere!

Kusura bakmayın!

Artık eski Türkiye, ‘Su akar Türk bakar’ yok be kardeşim!

                                              *

Kusura bakma kardeş!

Aptal değiliz…

Obsesif ise hiç!

Biliyoruz..

Rahatsızlığınızın nedeni yapılanlar değil bir türlü kurtulamadığınız sizlerin hayal dediklerinizi bir bir gerçekleştiren, dünyada sözü dinlenir bir lider, sözü dinlenir bir Türkiye ortaya koyan 'ADAM'dan başka hiçbir şey değil..  

O adam Recep Tayyip Erdoğan...

17 yıl önce “Muhtar bile seçilemez” diye manşetler attınız.

Cumhurbaşkanı oldu...

Gezi olayları ile bitiririz dediniz...

Gezi duvarını yıktı geçti..

17/25  Aralık kumpası kurdunuz...

Tutturamadınız..

15 Temmuz darbe girişimi yapıldı..

Millet duvarına çarptınız...

Çünkü..

Allah önündeki engelleri tek,tek  açarak  'Yürü ya Tayyip' diyor...

Var mı bunun başka izahı..

15 yıldır girdiği her seçimi açık ara kazanırken “Allah’tan başka kimsenin önünde eğilmem” diyen, karşısına çıkan bütün zorlukları milletin  ‘Dik dur eğilme bu millet seninle’ desteği ile tek tek aşan Recep Tayip Erdoğan gerçeği sizlerin bütün psikolojinizi fena bozmuş!

İşte rahatsızlık bu!...

Dedik ya 'Obsesif' tipler...

Diyeceksiniz ki nedir ‘Obsesif...’

Sordum yakın dostum Dr. Nuri hocama...

Dedi ki;

Obsesif Kompulsif Bozukluk mantıksız düşüncelerin ve korkuların (takıntılar) insanı sürekli tekrar eden davranışlar sergilemesine zorlayan psikolojik bir hastalıktır.

Peki tedavisi ne?

Antidepresan!

                                           *

Ey 'Obsesif ' kardeş…

15 yılda  yaşanan onca iç ve dış engellemeye rağmen yapılan bunca hizmeti takdir etmeyenlere söylenecek söz  şudur;

16 Nisan artık bir referandum değil. “İsterlerse yüzde 90 oy alsınlar. Bu ülkede asıl bizim dediğimiz olur” diyenlerle milletin final karşılaşmasıdır!..

Bakın  millet 16 Nisan’a doğru rotasını İmamı Şafi ile çizmiş durumda..

Ne diyor Şafi;

“Fitne zamanı düşman oklarını takip edin, o sizi Hakk’a götürür”…

İşte bugün millet düşman oklarını takip ederek 16 Nisan için gün sayıyor. Yol yakınken  düşman oklarını takip etmekte fayda var  be kardeş!..