BIST 9.016
DOLAR 32,33
EURO 35,05
ALTIN 2.295,48

FETÖ’nün oyununa mı geliyoruz?

Birilerinin çıkıp da artık FETÖ’nün bu gizli oyununa dur demesi gerekiyor.

Nasıl ki önce Adil Öksüz’ün, ardından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı’nın sözde hastalığından dolayı serbest bırakılmalarını kamuoyu vicdanı kabul etmiyorsa, Cumhuriyet Gazetesi ile Sözcü Gazetesi’ne yapılan operasyonlar da aynı şekilde kamuoyu vicdanını rahatsız ediyor.

Cumhuriyet ile Sözcü gazetelerinin yayın politikalarını benimsemem. Siyasi görüşüm farklıdır.

Cumhuriyet Gazetesi’nin eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ın Mit Tırlarına yönelik  haberini, FETÖ emriyle vermesi, Türkiye’yi  Ortadoğu üzerinde oynanan ve ülkemizi  zayıflatmak isteyenler nezdinde zor durumda bıraktığı için habercilik anlayışında doğal olarak görmem asla mümkün değildir.

Ve yine sonrasında Can Dündar’ın yurt dışına çıkıp Avrupa ülkelerini tek tek gezerek ülkemiz aleyhine propaganda yapması gazetecilik değil, vatan hainliğidir!

                           *****                     *****                            *****

Cumhuriyet Gazetesi’nin “Kamyon savcıyı biçti” manşeti kabul edilebilir değil, ama sırf bu manşetten dolayı o gazetenin internet sitesinin genel yayın yönetmenini FETÖ’ye destek iddiasıyla gözaltına almak ve FETÖ ile bağdaştırmak da doğru değil.

Yine, Sözcü Gazetesi’ne 19 Mayıs günü, 15 Temmuz tarihinde Cumhurbaşkanının tatildeki ikametini haber yoluyla deşifre ettiği iddiasıyla operasyon yapmak da kabul edilebilir değil.

Akıl var, mantık var.

Her eylemi en ince noktasına kadar aylar, yıllar öncesinden planlayan ve devletin her kademesinde 40 yıla yakın kadrolaşan böylesine büyük ve güçlü örgüt, o gün Cumhurbaşkanına suikast planı hazırlayacak ve yerini bilmeyecek?

Yerini de bir gazetenin haberinden öğrenecek.

Ne kadar saçma.

                       *****                        *****                         *****

Çok değil, 5-6 yıl önce Ergenekon Terör Örgütü davasında  FETÖ ortaya bir çuval koydu. İçine yarınlarda yani 15 Temmuz darbe girişimlerini göz önünde bulundurarak engel teşkil edecek kim varsa attı. Ordu içinde gerçekten iktidardan rahatsız olup darbe yapmak isteyen subayları ifşa ederken, onların gölgesinde orduda görevini yapan bu örgütle hiç bağlantısı olmayan subayları da aldı.

O FETÖ, şimdi de bir FETÖ çuvalı buldu, kim varsa içine dolduruyor. Süreçte, kendi adamlarını tereyağından kıl çeker gibi çuvaldan çıkarıyor, çok alakasız kişileri FETÖ  suçlamasıyla içine attırıyor.

Öyle bilgiler geliyor, öyle şeyler anlatılıyor ki, aklımız almıyor.

FETÖ’ye destek çıkan işadamları için Ankara ve İstanbul’da adalet borsası kurulduğu söyleniyor.

Anlayacağınız parayı bastıran işadamı dışarı çıkıyor.

Ömründe  bir kere sohbete katılan içeride kalıyor ve memur ise memurluktan atılıyor.

Tekerleme gibi haberler çıkıyor:

"FETÖ sanığını serbest bırakan hakimi FETÖ'den rüşvet aldı diye tutuklayan hakim FETÖ'den tutuklandı.”

Bu tür vakalar, duyumlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “sonuna kadar mücadele edeceğiz” diyerek  kararlılığını gösteren ve bu kararlılık doğrultusunda canını ortaya koyarak mücadele eden güvenlik güçlerinin moralini bozduğu, işlerini zorlaştırdığı gibi mücadelenin ruhuna da  büyük zarar veriyor.

Daha da önemlisi kamuoyu vicdanını rahatsız ediyor. Korkular, endişeler, kaygılar azalacağı yerde hakikaten artarak devam ediyor.

Görünmez bir el, Türkiye Cumhuriyetini “insan hakları, basın özgürlüğü yok, tek adam dönemi var” şeklinde yurt dışında algıya yöneltiyor ve ülkemizi karalama kampanyasında toplumsal algıyı yönetiyor.

Dedim ya, bunlar da FETÖ’nün bir eylemi. Amaç, toplumda infial yaratmak, baskıcı  zihniyette diye hükümeti ve Cumhurbaşkanını yıpratmak.

Birilerinin çıkıp da artık FETÖ’nün bu gizli oyununa dur demesi gerekiyor.

Yoksa  toplumda konuşulan” Yarınlarda Ergenekon gibi  FETÖ’nün elebaşları da birer kahraman gibi dışarıya çıkarlarsa şaşırmayalım. Hatta sokağa çıkıp tankların karşısına dikilen, ülkesini koruma adına canını siper eden gaziler ile şehit yakınlarının ve milletin her birinin devlet malına zarar vermekten dolayı içeri alınmayacağı ne malum?” endişesi bir bakıyorsunuz gerçek olmuş!

Yok artık!..