BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53

Fetö'nun firar ofisi!..

Verilen bu büyük mücadeleye bakınca ‘Bir gün herkes Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür edecek’ dememek mümkün değildir.

Şu kesin…

Türkiye’de FETÖ ile samimi şekilde mücadele noktasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yalnız adam…

Onun dik duruşu ve  zorlaması ile mücadele sürüyor…

Her konuşmasında FETÖ vurgusu yaparak önemini anlatıyor..

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un henüz 15 Temmuz darbe girişimi olmadan Nisan 2016’da söylediği şu sözler hala en güçlü şekilde geçerliliğini koruyor..

Ne demişti Başbuğ;

“Şunu açık yüreklilikle itiraf etmeliyim ki, bu mücadeleyi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan daha iyi ve daha başarılı başka kimse yapamazdı. Devletin kılcal damarlarına kadar nüfuz eden ve bugün Türkiye'nin başına bela olan Paralel Yapı 2007'de harekete geçti ve 2011'de de ilk darbe girişiminde bulundu. 17-25 Aralık yargı darbe girişimi başarıya ulaşsaydı, çok geçmeden Türkiye'nin tıpkı İran gibi bir Humeyni'si olacaktı.”

Düşünün bu sözlerin ardından 4 ay geçmeden 15 Temmuz darbe girişimi oldu!

Darbe girişiminin öncesinden ve ardından çok sayıda üst düzey FETÖ' cü ABD'ye  nasıl kaçtı…

Çünkü  fetö firar ofisi bile hazır bekledi!..

Nasıl mı firar ofisi!..

Önceden kurgulanmış!..

İyi okuyun…

ABD'de siyasi sığınma ve iltica başvurularında bulunan FETÖ'cülere, ‘Dzubow & Pilcher’ hukuk firmasının sahibi olan Amerikalı avukatlar Todd Pilcher ve Jason Dzubow online olarak hukuk danışmanlığı yapıyor…

Terör örgütü FETÖ mensuplarının ABD'ye kaçmalarına yardımcı olan iki avukatın online olarak hukuk danışmanlığı yaptığı ortaya çıktı.

Jason Dzubow ve Todd Pilcher isimli 2 avukat, internet üzerinden hainlerin ‘nasıl kaçarız’, ‘nasıl iltica ederiz’ sorularını da cevaplıyor.

Avukatlar ayrıca FETÖ'cüler için yalanlarla dolu iftira dilekçeleri de hazırlıyor.

Akşam'ın haberine göre, ikili ‘The Asylumist’ adlı internet sitesinde yazdıklarıyla FETÖ'nün uluslararası firar ağını nasıl organize ettiklerini bile itiraf etti.

İkili kendi yardımları haricinde ABD'deki Ulusal Demokrasi Vakfı gibi kurumlara da yönlendirme yapıyorlar..

Jason Dzubow ve Todd Pilcher “Asylum for Fetullah Gulen Movement Supporters” adlı yazılarında ihanet yapılanmasını şu sözlerle açıklayarak algı operasyonu yapıyor..

“Dünyanın en önemli Müslüman figürlerinden birisi ve onun hareketi dünya genelinde laik hükümeti, demokrasiyi ve dini toleransı savunuyor. Dolayısıyla Orta Asya ya da Doğu Avrupa gibi bölgelerde Gülen taraftarlarının yargılanması şaşırtıcı değil.”

Görüyorsunuz alçaklığı!..

FETÖ'nün  hain avukatları hain darbe girişiminin ardından çok sayıda FETÖ'cünün dosyasını hazırladıklarını, bundan sonra daha da fazla dosyasının kendilerine gelmesini beklediklerini de itiraf ediyorlar..

Öylesine alçaklar ki…

Hazırladıkları dosyalarda, FETÖ'cülerin evlerine baskınlar düzenlendiğini, eşlerine tecavüz edildiğini iddia ederek, delile dayanmayan türlü fantastik iddiayı dosyaya koyduklarını da ifşa etmişler!

Evet sevgili okurlar hainler için ABD’de böylesine şerefsizce, alçakça  firar ofisi bile hizmette!..

Adeta 'Yer yarıldı yerin dibine girdi' Adil Öksüz'de bu firar ofisinin kaçak ürünü olmasın!..

Anlayın şimdi dış tezgahı…

Bu mu "kontrollü darbe" ey KK!..

Kaldıralım OHAL'ı öyle mi?

*

O nedenle bu mücadelede  devletin başında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın olmadığını bir düşünün!..

O hain darbe girişimi başarılı olsaydı Erdoğan ve birkaç isim dışında  kimlerin  ‘U’ dönüşü ile ‘Hocam emrinizdeyiz’ diye hazır kıta olacağını  bir düşünün…

Hala birileri “Ya bu iş tersine dönerse” diye sinsice hesap yaptığını düşünmemek mümkün mü?...

Onların kripto'dan ne farkı var!..

15 Temmuz gecesi  Reis canı  pahasına uçakla İstanbul’a inerken devlet erkanında sokağa inmesi gerekenlerin nasıl kaçtığı, gizlendiğini  bir anlatsalar da görsek!..

Neler var neler!..

Ah Reis Ahh!..

Ne ihanetler gördü neler yaşadı!..

Ama herkesin karnesi  onda hazır!..

Az kaldı!..

Söylemek istediğim tehlike geçmemiştir!..

FETÖ ile mücadelede  kripto FETÖ’cülere dikkat edilmelidir…

O nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan bu mücadelede  asla ve asla  yalnız bırakılmamalıdır. Bu mücadele ile Türkiye Cumhuriyetinin yarınları teminat altına alınmak istenmektedir…

Çünkü söz konusu Recep Tayyip Erdoğan’ın değil, onun güçlü iradesi ile üzerine pusu kurulan koruyup kollamaya çalıştığı Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlığıdır…

O nedenle bütün adımlar dikkatli atılmalıdır...

Su uyur kriptolar uyumaz!.

Nerede, hangi görevde  olduğu belli olmayan kriptolara ve  uyuyan hücrelere dikkat edilmelidir!..

Ankara'da  herkesin gözü önünde  göstere göstere Rus büyükelçiyi vuran FETÖ’nün  uzun yıllardır uyutulan hücresi olduğu için örgüt ile hiçbir resmi bağı  bulunamayan (!) uyandırılan o polisi düşünün!.

Yani  tehlike bitmemiştir..

Çünkü bu örgütler arkasında dış güçlerin her türlü desteği var…

Firar ofisi ne anlattı size!..

Hala 'OHAL' kalksın mı?

*

Ve bir başka tartışma..

‘Dikkat’  denilecek  bir mahkeme kararı!..

Bakın  ne oldu?

Adana’da FETÖ soruşturmaları kapsamında işadamlarının yargılandığı dosyada bir numaralı sanık olan FETÖ lideri Fetullah Gülen’in vatandaşlıktan çıkarılması için Adana 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi ara karar almış!..

Böylece, mahkeme kararı ile Gülen hakkında ilk kez bir “vatandaşlıktan çıkarma kararı” alınmış da oldu.

Asıl soru işte bu noktada!..

Vatandaşlıktan çıkarma kararının Fetullah Gülen’in iade ve dava sürecine balta vuracağı iddia ediliyor. Ünlü ceza Hukukçusu Prof. Ersan Şen ve Avukat Mehmet Sarı’nın Yeni Şafak’a açıkladığı  “Kovulmak işine gelir” açıklamalarını çok önemli görüyorum…

Dikkat edilmesi gerekir…

Bakın ne diyorlar;

"Mahkeme heyeti İçişleri Bakanlığı’na vatandaşlıktan çıkarma işlemi için yazı gönderdiğinde süreç yine bakanlık tarafından yürütülecek. Bir kişinin vatandaşlıktan çıkarılması için öncelikle yurt dışında olması gerekmektedir. Yurt dışında bulunan suçlu için bakanlığa yazı gönderilir ve işlemler bir ay içinde başlatılır. Burada inisiyatif bakanlığa aittir.

İçişleri Bakanlığı uygun gördüğü takdirde Resmi Gazete’de ilan vererek sanığın 3 ay içerisinde yurda dönmesini, eğer dönmezse vatandaşlıktan çıkaracağını yayınlar.

Ancak bu işlem FETÖ elebaşı Gülen için uygulanırsa, onun ekmeğine yağ sürmüş oluruz. Gülen zaten Türkiye’ye dönmek istemiyor. Türk vatandaşlığından çıkarılacağını bilse bile yine dönmeyecektir. Bu aşamadan sonra ABD’nin eli güçlenir. İade işlemi daha da zorlaşır.

ABD bu sefer, ‘madem Fetullah Gülen’i vatandaşlıktan çıkardınız, biz o zaman size neden gönderelim bu kişiyi’ diyebilir. Gülen’in vatandaşlığını kaybettirmeden geri almamız gerekmektedir. Gülen vatandaşlıktan çıkarılsa da çıkarılmasa da dava süreci işler. Ancak süreç Gülen’in lehine işlemiş olur.

Bu adım, dava sürecinin uluslararası mahkemelere taşınmasına kapı açar. Kendisi Türk vatandaşlığından çıkarıldığı için vatansız konumuna düşecektir. ABD’de sığınmacı olarak kalıyor. Dolayısıyla vatansızların yargılanması uluslararası bir probleme dönüşebilir. Uyruksuzluk FETÖ’nün işine yarar”

*

İki hukukçu böyle  ‘dikkat’ diyor…

Dikkate almaya değmez mi?

Bu dikkat karşısında devleti yöneten irade duyarlı olacaktır hiç kuşkusuz!..

Eğer bunun sonunda bir yol açılacaksa   Reis başta olmak üzere bu amansız mücadelede  onu en iyi şekilde algılayan en önemli yol arkadaşı olarak takdir toplayan  (öyle ki Mehmetçikleri yalnız bırakmamak adına Kato dağında   iftar, Tendürek’te sahur yapan) İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu  yemez !..

O kadar kolay değil bu işler!..

Böylesine bir süreçte Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın olması büyük bir şans olmuştur…

FETÖ bela olmuşsa bunun nedeni sadece bu iktidar değil uzun yıllardır önünü açan hatta yurtdışına kaçmasına vesile olan iktidarlardır…

Suçlu aranıyorsa herkes!

Ama Türkiye  böylesine kritik bir süreçte eğer teslim olmamışsa ve bugün istiklali ve istikbali için büyük bir mücadele veriyorsa bunun nedeni de 15 yıldır   bir taraftan hayal denilen projeleri  hayata geçiren diğer yandan da içten ve dıştan  kendisini yıkmak isteyenlere karşı amansız mücadele veren Reis’in iradesinden başka bir şey değildir..

O nedenle derim ki;

Onu bu mücadelede yalnız bırakmak, destek vermemek  bu vatana ihanet ,destek vermek ise çocuklarımızın geleceğini , Türkiye Cumhuriyetinin yarınlarını teminat altına almak demektir.

Geçtiğimiz günlerde unutulmaz sanatçısı Hülya Koçyiğit’in sanatçı duyarlılığı ile söylediği  anlamlı söz son noktadır.

 ‘Cumhurbaşkanımız büyük ve kalıcı hizmetlere imza attı. Bir gün herkes ona teşekkür edecek. Allah razı olsun’

İşte o bir gün çok yakındır…

Allah uzun ömürler versin yar ve yardımcısı olsun…