BIST 9.525
DOLAR 32,50
EURO 34,77
ALTIN 2.489,30

Erdoğan'ı vurmak için Soylu bahane!

Tarih kitaplarında bile yazdı.“ ABD bizim müttefikimizdir, stratejik ortağımızdır.” Son üç nesil bu öğretiyle büyüdük değil mi? Peki ya şimdi?

Tarih kitaplarında bile yazdı.

“ ABD bizim müttefikimizdir, stratejik ortağımızdır.”

Son üç nesil bu öğretiyle büyüdü.

Peki ya şimdi?

Stratejik ortağımız yani dost diye bilinen ABD ile aramızdaki kriz dünya basınındaki çığırtkanlara göre neredeyse 3. Dünya Savaşı’nı çıkaracak çizgiye doğru hız alıyor.

Neden?

Çünkü karşılarında o eski bildik Türkiye yok. Türkiye artık tam bağımsız ülke olma hedefinde başını kumdan çıkarmış durumda.

Artık hamilik istemiyor, artık ABD’nin çıkarlarına ve tabii ki İsrail’in sözüm ona yayılmacı politikalarında dünyanın liderliğine soyunma amacına hizmet etmek istemiyor.

4. endüstri devrimiyle beraber ticari güç dengelerinin toprak işgalinden çıkarak sermaye işgaline kaydığı günümüz dünyasında Türkiye “artık ben de küresel güç olarak  masada varım” dediği için, AB’sinden, ABD’sine kadar her koldan bir yaptırım ve baskı altında kalıyor.

                        ******                       ******                     ******

Türkiye her ne kadar bu ekonomik yaptırımlar nedeniyle içeride de bir krizle karşı karşıya kalsa da şu bir gerçek ki büyüyen ilk 10 ekonominin içinde.

Kendi madenlerini kendi çıkarıyor, kendi işlemeye başlıyor ve kendi enerjisini kendisi üretiyor. Dışa bağımlılıktan çıkıyor. Yabancı sermaye için cazip ülke konumuna geliyor.

Sosyal ve demokratik yapısını geliştiriyor.

İdari yapısını sil baştan değiştiriyor, kurumlarını güçlendiriyor.

Kendi kararlarını kendi alıyor. Sadece batıya değil, yüzünü doğuya da çeviriyor. Rusya ile her yönden dost ülke pozisyonuna bürünüyor, Hindistan, Çin ve Japonya ile ticari ilişkilere giriyor.

Müslüman ülkelerin lideri konumuna bürünüyor.

V.b….

                                                ******                   ******                   ******

Dolayısıyla şu konjonktürde tehlikenin adı Türkiye!

Adres de doğrudan Devlet Başkanı Erdoğan ve A takımı.

Önce PKK , DHKP-C,DAEŞ, YPG, PYD ne kadar yasa dışı terör örgütü varsa, Gezi olayları, 6-7 Ekim sokak eylemleri, 17-25 Aralık operasyonları, MİT araçlarının engellenmesi gibi ne argüman varsa siyasi  kollarıyla beraber üzerimize saldılar, olmadı. Sonra FETÖ ile işgale kalkıştılar, olmadı. Sonra ticari kıskaca aldılar, yine olmadı.

Şimdi yaptırım kararı ile bizi İran benzeri bir duruma sokmak istiyorlar.

ABD Hazine Bakanlığı’nın, ABD vatandaşı Papaz Andrew Brunson'ın salıverilmesine karşılık İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'e yaptırım uygulama kararının arkasındaki neden de bu.

Eskiden ABD’nin işine gelmiyor diye bu ülkede Başbakan ve 3 bakan asıldı, eskiden ABD’nin işine gelmiyor diye hükümetler devrildi, hatta ABD’den bakan bile getirip paranın başına oturttuk.

Dedim ya şimdi durum farklı.

Sen hem bu ülkede kanlı darbe eylemi yaptırdığın terörist başını  vermeyeceksin, hem bizim banka müdürümüzü yargılayıp hapse atacaksın, hem bize yaptırımlar uygulayacaksın, hem de bizim ülkemizde casusluk faaliyetlerinde bulunan rahibi salıvermemizi isteyeceksin.

İstediğin olmayınca da iki bakanımız üzerinden bizi ablukaya alacaksın.

Yok artık, bu ülkenin insanları artık ne sen istiyorsun diye Başbakan astırır, ne  hükümet devirtir, ne de bakan harcatır.