Erdoğan şimdi kaç sevap kazandı?
Erdoğan'ın istediği oldu ve "Paralel Yapı" ifadesi sonunda Kırmızı Kitap'a girdi. Peki bu kararın iki tarafı Tayyip Erdoğan ve Fethullah Gülen daha önceki MGK kararları için ne demişlerdi?
Erdoğan'ın istediği oldu ve "Paralel Yapı" ifadesi
sonunda Kırmızı Kitap'a girdi.
Dün akşam MGK toplantısında şöyle bir karar alındı:
"Ülkemizin güvenliği, halkımızın huzuru ve kamu düzenini ilgilendiren hususlar ayrıntılı olarak görüşülmüştür. Bu kapsamda, milli güvenliğimizi tehdit eden ve kamu düzenini bozan iç ve dış legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten paralel yapılanmalar ve illegal oluşumlar ile yürütülen mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi..."
Erdoğan'ın uzun süredir "paralel yapı" ile Gülen cemaatini
kastettiğini biliyoruz. MGK bildirisinde ise "paralel
yapılanmalar" ifadesi kullanılıyor.
Peki bu kararın iki tarafı Tayyip Erdoğan ve Fethullah
Gülen daha önceki MGK kararları için ne demişlerdi?
Askeri vesayetten ve toplum mühendisliğinden dert yanan Erdoğan,
AK Parti olarak kırmızı kitapları ortadan kaldırdıklarını şu
sözlerle anlatıyordu:
"Toplum mühendisliği için hangi tehdit, hangi korku
gerekiyorsa onu ürettiler ve toplumu dizayn etmek istediler. Biz AK
Parti olarak ne yaptık? Bizim toplum mühendislerimiz yoktu,
milletimiz vardı. Milletimizle beraber yolumuza devam ettik, gönül
birliği yaptık. Tüm bu sanal, bu suni tehditleri de ortadan
kaldırdık. Onların kırmızı kitaplarını vesairelerini ortadan
kaldırdık. İfade ettikleri tehdit unsurlarını ortadan
kaldırdık.”
Fethullah Gülen ise 28 Şubat döneminde çıkan MGK kararları için Yalçın Doğan'a verdiği röportajda olaya bir içtihad meselesi olarak baktığını söylüyordu:
"Gelişmiş demokrasilerde anti demokratik bulunabilir. Fakat MGK'nın hali hazırdaki konumu anayasal esaslara dayandırılmıştır. Mesela şimdi onlar da şöyle düşünüyorlarsa, biz burada milli güvenlik, milletimizin güvenliğini şayet koruma mevkiinde bulunuyorsak ister gerçekten öyle olsun ister bizim içtihatlarımıza, algılamalarımıza göre şu gelişmelerde rejim için şayet bir tehlike ise bizim sorumluluğumuz altındadır bunlara müdahale etmek. Müdahale etmediğimiz zaman tarih önünde suçlu oluruz mülahazasıyla hareket ediliyorsa meseleyi böyle algılıyorsa bana göre onlar masumdurlar. Eğer işin içinde bir hata varsa bu içtihad hatasıdır. Hatta fakihlerin mülahazasıyla da yaklaşılabilir, içtihaddaki hatalar bir sevap kazandırır. İsabet olursa iki sevap kazandırır. Gelecekte Türkiye'de umum huzuru sağlayacaksa isabet olmuş demektir. "
Dün MGK kararlarını bu şekilde değerlendiren tarafların bugünkü
kararlara bakışı nasıl peki?
ERDOĞAN BİR SEVAP MI ALDI İKİ SEVAP
MI?
Fethullah Gülen'den henüz bu MGK kararları için bir açıklama
gelmedi fakat cemaat mensuplarının konuya yaklaşımlarına
baktığımızda, 28 Şubat döneminde İslamcıların MGK kararlarına
verdiği tepkilerle denk düşüyor demek yanlış olmayacak.
Acaba Fethullah Gülen de şimdi bu kararları
içtihad olarak değerlendirebilecek mi?
Erdoğan bir sevap mı aldı bu kararla yoksa iki sevap
mı?
ERDOĞAN'IN VESAYET ÇELİŞKİSİ
Geçmişte Milli Güvenlik Kurulu Siyaset Belgesi yani namı diğer
Kırmızı Kitap askeri vesayetin nişanı haline gelmişti.
Dün kırmızı kitapları atmakla övünen Erdoğan ise bugün;
"MGK bunu gündemine alacak. MGK'nın aldığı karar
tavsiye kararıdır. Hükümet de bunu Bakanlar Kurulu'ndan geçirdiği
andan itibaren bu Milli Güvenlik Kurulu Siyaset Belgesi'ne girer.
Şimdi bu süreç 30 Ekim'de MGK gündemine gelecek ve orada
görüşeceğiz" diyerek, dediğini yaptı.
Bir yandan askeri vesayeti ortadan kaldırmakla övünürken diğer
taraftan bunu yapmak büyük bir çelişki değil midir?
HANİ DEMOKRASİYE
İHANETTİ?
MGK toplantısı boyunca Twitter'dan atılan tweetleri hayretler içinde izledim. "Yok artık daha da birşeye hayret etmem bu memlekette" diyorum ama ne yapayım? Ben de hayret tükenmiyor.
Düne kadar vesayetin belgesi ve demokrasiye ihanet olarak kabul edilen Kırmızı Kitap, bunları söyleyenlerce yerlere göklere sığdırılamazken, "içtihadda hatalar olsa da bir sevap kazandırır" diyenler için antidemokratlığın belgesi oluverdi.
Biraz da yaşın etkisiyle olsa gerek, dünün genç sivillerine artık MGK kararları rahatsızlık vermez, vesayeti çağrıştırmaz oldu.
28 Şubat'ta bu tür kararları yerden yere vuranlar, paralel
yapıya nanik yaparcasına Twitter'dan "kitap" kutsadılar
adeta.
Oysa inanan her insan için tek bir kutsal kitap
vardır ve ona atfedilen hiç bir özellik ima yoluyla olsa bile başka
bir kitaba atfedilemez. Ne dediklerini bilmeyecek kadar
zafer sarhoşu mu oldular?
Nasıl bu kadar hızla yer değiştirdi fikirler?
Görünen o ki dün dündür politikası sadece Demirel'e has
değilmiş. Umum huzuru, değişen konjonktüre göre hızla
değişebiliyormuş.
Bize de demokrasiye uzaktan el sallamak düşmüş.