BIST 8.988
DOLAR 32,33
EURO 35,05
ALTIN 2.282,91

Erdoğan devrilirse altında kim kalacak?

Erdoğan devrilirse altında ilk cemaat kalacak. Hem cemaati hem de AK Parti'yi yiyip bitiren bu süreç, birilerinin karnını doyuruyor besbelli.

Büyük bir yangının içindeyiz. Bu yangına su taşınmadığı, araya duvarlar örüp, ateşe odun atıldığı sürece kuru, yaş önünde ne varsa yakıyor, yakacak. 
 
Evet, bu bir yolsuzluk operasyonuyken pek tabi itibarsızlaştırma operasyonuna dönüşebilir. Ya da tam tersi, itibarsızlaştırma operasyonu ana hattına yolsuzluk operasyonu döşenmiş olabilir. 
 
Operasyon içinde operasyon yani.

Ahtapotun bütün kolları birbirine girmiş gibi görünse de temelde bu girift operasyonel halden kurtulmak bir iki harekete bakar aslında.

Yolsuzlukla ilişkili ne varsa kesip atarak itibarınızı kurtarmanız mümkündür. Bunlar sadece iddia, ortada yolsuzluk olup olmadığını bilmiyoruz elbette ama kimsenin itiraz edemeyeceği bir "şaibe" de yok mu ortada?
 
Yolsuzluk operasyonuna adı karışan bakanları daha ilk günden görevlerinden alarak;  "Ortada bir şaibe var, bu soruşturma bitene kadar adı karışanları görevden alıyorum, aklanırlarsa görevlerine geri dönerler, suçlularsa cezalarını çekerler" denseydi itibarsızlaştırmanın önüne geçilmez miydi?
 
Denmedi...
 
"Bu ülkede operasyon yapmaya kalkanların ellerini kırarız" dendiği kadar "yolsuzluk yapanların ellerini kırarız" denseydi ardından gelen "oyun büyük" açıklamalarının haklılığı artmaz mıydı?
 
Denmedi...
 
Onun yerine "tamam yolsuzluğu kimse savunmuyor ama..." diye başlayan cümleler, Ama'dan sonra gelen ne varsa onun gölgesinde kaldı.

Hem seyrek hem cılız kalan yolsuzluk açıklamaları derin çetelere kurban verildi. 
 
Bu bir itibarsızlaştırma operasyonuysa şayet bunun tek hedefi Erdoğan değil.

Bu operasyondan cemaat de AK Parti kadar nasibini alıyor. "Olağan şüpheli" olarak hedef tahtasına oturtulan cemaat, yapılan her yeni hamlede biraz daha itibar kaybediyor/kaybettiriliyor. 
 
"Cemaatçiler-darbeciler" güzellemeleri yapılırken, belaltı kasetleri hizmet hareketine mal etmeye çalışarak aslında cemaate darbe vuruluyor. 
 
Erdoğan devrilirse altında ilk cemaat kalacak. Bunu görmemek için kör olmak lazım. Böyle bir durumda cemaatin bu konudaki net tutumu itibarını kurtarmaz mı?

Eğer iddia edildiği gibi cemaatin içine sızmış derin yapılar varsa, bunları kendinden ayrıştırarak yoluna devam etmesi mücadelesini daha da haklılaştırmaz mı? Bu iddialar doğru değilse de cemaatin üzerinde oluşturulmuş bu şaibeden kurtulması gerekmez mi?
 
Hem cemaati hem de AK Parti'yi yiyip bitiren bu süreç, birilerinin karnını doyuruyor besbelli.

Toz duman olmuş bir ortamda herkes kendi evinin önünü temizlese ortalık biraz olsun açılacak ama "bi yumruk da ben atayım" şehvetinden kimsenin önünü gördüğü yok. 
 
 HEDEF İMAM HATİPLER Mİ?

Haber şöyle: "Savcılık Halkbank'a yaptırdığı baskını imam hatibe göre ayarladı. Halkbank Genel Müdürü'nün evinden çıkan 4,5 milyon dolar imam hatip lisesi ve Balkan Üniversitesi için bağış parasıydı. Fatih Belediye Başkanı da imam hatiplere büyük destek veriyordu. " 

 
Zamanlama manidar dedikleri şey bu olsa gerek! 
 
Yapılan yolsuzluk operasyonunun "zamanlama dikkat!" diyerek alt okumasını yapmaya çalışabilirsin, bu operasyon doğrudan hükümeti hedef aldı diyebilirsin, operasyonla Erdoğan bitirilmek isteniyor da diyebilirsin... 

Hepsine amenna.

Ama arkadaş, bu kadar büyük bir operasyonun hedefi aslında imam hatiplerdi demek ya senin zekana ya milletin zekasına hakaret değil mi?
 
Bu tür bağlama modelleriyle ne operasyonun üstü örtülebilir ne de puan toplanabilir.

İnsanın bu savunma refleksinin ardından " Allah'tan Ebru Gündeş başörtülü değil" diyesi geliyor. Yoksa hedef çoktan başörtülüler olmuştu bile.