BIST 9.722
DOLAR 32,57
EURO 34,99
ALTIN 2.423,72

Elde ne yorgan kalır ne de kaynana..!

Ellerinde ne melek kaldı ne de İstanbul...

Ülkemiz son zamanlarda çetin sınavlardan geçiyor. Türkiye’nin gelişmesini, güçlenmesini istemeyen şer odakları hem dışarıdan hem de içeriden saldırıya geçiyorlar.

Memleketimizin en uzun kara sınırına sahip olduğumuz Orta Doğu’da ise stratejik neme haiz gelişmeler yaşanıyor. Dolayısıyla buradaki olaylara sessiz kalamadık ve sahaya inmek zorunda kaldık.

Bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de geçmişten kuyruk acısı olan Yunanistan ufaktan ufaktan kendince diş gösteriyor.

Dünyanın bütün devletleri sınırımızda cirit atıyor. Geçtiğimiz günlerde öldürülen teröristler arasında Hollanda’dan Japonya’ya kadar onlarca ülkeden insan yer aldı. Sınırlarımız adeta dünyanın güç denemesi yaptığı bir coğrafya parçasına dönüştü.

Bütün bu olan bitenler karşısında devletimizin yetkili kişi ve kurumları gereken tedbirleri alarak tehlikeleri savuşturmaya çalışıyor. Hem ekonomik hem de askeri alanda büyük bir mücadelenin içine girdik.

Bu öyle bir mücadele ki Genelkurmay Başkanımız bizzat sınıra giderek birlikleri sevk ve idare ederken Cumhurbaşkanımız Erdoğan seferberlik ilanından söz ediyor.

Anlayın artık ne kadar büyük bir mücadelenin içine girdiğimizi…

Heyhat, gelin görün ki sanki bu anlattıklarımız yaşanmıyormuş gibi, devletimiz tarihinin en büyük saldırısı altında değilmiş gibi gelişmeler de yaşamıyor değiliz.

Kanaat önderi olarak kabul ettiğimiz, severek takip edip dinlediğimiz, bir topluluğun liderliğini yapan, ilim tahsil etmiş insanların açıklamaları birilerinin iteklemesiyle maalesef gündem değiştirmeye ya da pusuda bekleyenlere fitne malzemesi olarak yetiyor da artıyor.

Murat Bardakçı’nın da zikrettiği şekilde seneler öncesinde sorulana verilen cevap niteliğinde olması bile maksat şaşırtmaya ve pusuda bekleyen fitne meraklılarına yetiyor!

İslam’a karşı, Müslümanlara karşı vurabilecekleri her fırsatı değerlendirerek merakla internet başında bekleyen fitne mekanizmasının Ebu Cehilleri, Velid bin Muğireleri dış mihraklara karşı verdiğimiz çetin mücadeleye içerden destek vermiş oluyorlar.

Aklı başında olduğunu zannettiğimiz kalem sahipleri de bütün bunları bir malzeme olarak köşelerine taşımaları neticesinde fitnecilerin çabalarına payanda olmuş oluyor.

Söylemin maksadını ve yönünü değiştirmek için hazırda bekleyen fitneye iştahı kabarmış sırtlanların sosyal medya üzerinden mukayese ile hocaları karşı karşıya getirerek oluşturdukları nifak zemini görülmüyor mu?

Hepsinin bir araya gelerek irfan-iman birliğinden doğacak kuvvet ve güçle, millet-ümmet ve vatan için uğraş vermeleri yerine ayrı düşmeleri İslam’ın imtihanı olsa gerek!

Böylesine çetrefilli, böylesine tehlikeli zamanlarda bu rekabet ne kadar doğru!?

Evet, söylediğiniz doğru, belki haklılık payınız var ama böyle bir zamanda böylesine açıklamalar yapmak sadece size değil vatana, millete ve en önemlisi de dine zarar veriyor. Ortalığa fitne tohumları ekmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürülüyor adeta…

Öylesine anlaşılmaz bir durum yaşıyoruz ki aklıma komplo teorileri de gelmiyor değil. Hani meşhur bir komplo teorisi var “zihin kontrolü” diye. Zihin kontrolü yöntemiyle mi ayrı düşmelerinin seyri belirleniyor demekten kendimi geri alamıyorum!

Çünkü ilim sahibi olan insanların, arkasında bir cemaat olan hocaların attıkları bir tweet ya da beyanat ile karşı karşıya gelmeleri böyle bir zamanda normal değil!

Sebep her ne olursa olsun hassas dönemlerden geçiyoruz. Milletin enerjisini memleketin birlik ve beraberliği yönüne sevk etmemiz gerekiyor. Heyecan ve sevgiyle, toplumun önde gelen şahsiyetlerinden; memleket için faydası olan birlik-beraberlik açıklamaları bekliyoruz.

Son bir hatırlatmayla yazıma son vermek istiyorum.

Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethetmek için surlara dayandığında Bizans’ın papazları içeride meleklerin cinsiyetini tartışmakla meşguldüler. Sonuçta ellerinde ne melek kaldı ne de İstanbul.

Haddimi aştığımın farkındayım lakin benim gibi bir cahil bile buna istinaden şunu söyleyebilir; "eğer biz de bir an önce bu sürecin farkına varamazsak elde ne yorgan kalır ne de kaynana…"

SOSYAL MEDYA TAKİP 

twitter.com/msbeser

facebook.com/msbeser