BIST 9.136
DOLAR 32,38
EURO 35,05
ALTIN 2.326,22

Edeple Gelen Lütufla Gider!

Dilini ve davranışlarını hiçbir kurala ve inanca dayandırmayanların halleri ortadadır.

Hadd-i zâtında kim olmazsa edib

Feleğin sillesi eyler te'dib. (Nabi)

Setr eder ayıbın insanın hep

Ne güzel nâme imiş sevb-i edep. (Sümbül-Zâde Vehbi Efendi)

İki güzel beyit ile başlamak istedim bu günkü yazıma…

Kültürümüzde var olan tasavvuf ve onun eğitilerini çok iyi bildiğim söylenemez. Lakin güzel ve doğru olanı her insan gibi gördüğümde ya da duyduğumda ayırt edebilirim çok şükür.

Tasavvufî yaşantının merkezinde olan dergâhların kapılarını “Edeb Ya Hu!“ levhaları süsler.

Bu bir ihtardır ve buraya gelirken edebinle gir ve edebinle davran mesajıdır.

Kültürümüzdeki nezaketin de zirve noktalarından birisidir. Birini sözlü olarak ikaz etmek yerine sessizce gözü önüne yerleştirilen bir mesaj ile hiçbir kırgınlığa mahal vermeden daha hiçbir şey olamadan uyarmanın güzel bir yolu ve örneği…

Edep, insanın ahlaki ölçülere uygun güzel söz, hareket ve davranışlarından ibarettir.

İnsanda bulunması gereken en önemli vasıf edepten başka bir şey değildir.

Hz. Hızır’a atfedilen bir söz vardır”… Allah’ın kapısı herkese açıktır. O kapıya edeple gelen, lütufla gider."

Edep hem insanların kişiye karşı saygı beslemesine sebeptir hem de yaratanın kuluna lütuf ile muamele etmesine vesiledir.

Son dönemlerde ekranlardan seyrettiğimiz rezaletlerin ve cehaletler zincirinin ardından kendime sorduğum ilk sor şuydu;

İnsanı insan vasfına sokacak olan sır nedir?

Gördüm ki bu sır edep içerisinde mevcuttur. Ne kadar ilminiz olursa olsun ya da hangi makama gelmiş olursanız olun insan olma sırrına sizi vasıl edecek şey edeptir.

Malumunuz Efendimizin birçok lakabı vardır bunlardan birisi de Habib-i Edib’tir.

Habib-i Edib; Çok edepli ve çok sevgili demektir.

Bu demek oluyor ki edebin de merkezinde tıpkı kâinatın yaratılmasında olduğu gibi sevgi vardır.

Yüreğinde “sevgi” olmayanın da edepli olması düşünülemez.

İnsanları sevecek ki değer versin.

İnsanlara değer verecek ki onlara karşı edepli davransın.

Lakin bu sevgi kişinin kendi anlayışı içerisinde çizdiği sınırlardan oluşursa hemen fire verecektir.

Dilini ve davranışlarını hiçbir kurala ve inanca dayandırmayanların halleri ortadadır.

Hele de bulunduğu makamın nerede olduğunu bile farkında olmayanların o makamlarda oturmaları ve onca edepsizlikten sonra hala insanların yüzüne bakarak edepsizliklerine pirim aramaları beni ve bu toplumun bireylerini kahretmiştir.

İlim meclislerinde aradım, kıldım talep

İlim geride kaldı ille edep ille edep. (Yunus Emre)

 Allah bizi edepsizlerden kurtarsın vesselam!