BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67

Diyarbakır'dan yükselen çığlık (2)

Biraz sabırlı olun... Küfürle, hakaretle, asıp kesmekle bir yere varamayız. Gerçeklerden kaçamayız arkadaşlar. Doğu ve Güneydoğu gerçeğinden kaçmak, terör belasının yoksulluğun pençesine düşürdüğü insanları yok saymak, teröre hizmetten başka bir şey değil!
Osman Baydemir'e tepki gösteriyorsunuz.
Anlıyorum sizi...
Ben Baydemir'in masum olduğunu söylemiyorum ki.
Ben olayın siyasi yönüyle ilgili değilim.
Haklısınız!
Türkiye'nin her yerinde yoksulluk var.
İstanbul'da bile ahırda yaşayan insanların olduğunu ben bilmiyor muyum sanıyorsunuz?
Yıllarca Kanal 6'ya çile taşıdım, siz hiç merak etmeyin ben her şeyin farkındayım.
Ama...
Burası farklı...
Diyarbakır'daki çaresizliğin nedeni, İstanbul'daki ile aynı değil.

                                                ***
Osman Baydemir'le ilk kez karşılaştım. O'nu ben de sizin kadar tanıyorum. O yüzden izin verin ekrandaki Osman Baydemir ile değil, yüzyüze dinlediğim Osman Baydemir ile görüşmemi sürdüreyim.
Ne dediğini anlatmaya çalışayım.
"Barış" diyor Baydemir.
"Diyalog"dan yana görüş belirtiyor.
Türkiye'nin cazibe merkezi olabilmesi için bombaların susmasını istiyor.
Yakınmıyor!
Ağlaşmıyor!
Kendini yalnız hissediyor ve ekliyor:
-Çatışma olmasaydı. Uzlaşma olsaydı. Bölge ihmal edilmeseydi. İstikrar sağlanabilmiş olsaydı. her şey çok farklı olurdu. Gelin elbirliği ile barışı tesis edelim.
Ve Baydemir şu çağrıda bulunuyor:
-Gelin Diyarbakır'ı yerinde görün.

                                                       
  ***
Evet...
Ben yerinde gördüklerimi size anlatıyorum.
Yoksulluğun pençesindeki Diyarbakırlı'nın aş istemediğini, onuruyla alın teriyle çalışmak istediğini gördüm. İnsanların barışa susadığını gördüm. O insanların dışlandıklarını hissettiklerini gördüm.
Yeter mi?
Yetmez...
Çarpıcı rakamlar gördüm.
Evinin içinde deliren insanları gördüm.
Kediye, köpeğe yiyecek verir gibi, hayırsever insanların ihtiyaç sahiplerine yiyecek verdiğini gördüm.
Hayvanlarla aynı odayı paylaşan insanlar gördüm.
İşkence görmüş, delirmiş karanlıkta yaşayan insanlar gördüm.
Ve utandım.
O insanları görünce yemin ediyorum utandım.

                                                  ***

Çare aranıyor.
Yoksulluğun çaresi...
O yüzden Sarmaşık Derneği (Yoksullukla Mücadele ve Sürdürülülebilir Kalkınma Derneği) kurulmuş. Amaç, az da olsa yoksul insanların derdine derman olmak.
Sarmaşık
bir hayır kurumu değil.
Acil Eylem Programı yapmak için kurulmuş bu dernek.
Bu dernek 54 mahallesi olan Diyarbakır'da ev ev dolaşarak bir çalışma başlatmış. Diyarbakır'ın fotoğrafı çekilecek yani. Sarmaşık'ın gönüllüleri şimdiye kadar iki mahallenin fotoğrafını çekmişler.
İki mahallede yapılan araştırma sonrası yoksulluğun haritası çıkmış ortaya.

                                                    ***
Bakın aç kalmamak için 4 kişilik bir ailenin cebinde 567 YTL olması gerekiyor. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) rakamlarına göre, tek bir insanın insanca yaşayabilmesi için yoksulluk sınırı harcaması 1.100 YTL olmuş.
Şimdi sıkı durun.
Diyarbakır Fatih Paşa Mahallesi'nde 1301 hanede yapılan araştırmaya göre, insanlar 272 YTL'lik gelirle yaşamaya çalışıyor. Hal böyle olunca, bu hanelerde yaşayan 438 çocuk okula gidemiyor.
Bir bu mu?
1301 evin yüzde 50'sinde sürekli hasta var. Para olmadığı için bu hastalar evinde yorgan döşek yatarak iyileşmeyi bekliyor.
Bir başka çarpıcı rakam.
Bu evlerde yaşayanların yüzde 14'ü, yani 184 aile tek odalı evde yaşıyor.

                                                 ***
Peki ne istiyor bu insanlar?
Öncelikleri nedir?
 
Hane
%
1. İhtiyaç sıralaması
Güçlük çekmiyorum
62
 
4,3%
 
Gıda
707
54,4%
 
Giyim
93
7,2%
 
Kira
92
7,1%
 
Sağlık
47
3,6%
 
Yakacak
73
5,6%
 
Eğitim
75
5,8%
 
Sıcak aş
51
3,9%
 
Ev eşyası
100
7,7%
 
Boş
6
,5%
Group Total
1301
100,0%




 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 




Ve daha bir sürü şey...
Şimdi soruyorum...
Neden bu araştırmayı devlet yapmıyor?
Neden devlet değil de Sarmaşık Derneği gıda bankası oluşturmaya çalışıyor?
Bu nedir biliyor musunuz?
Her şeyi elimizle teslim ettiğimizin fotoğrafıdır bu.
O insanları çaresizlikleriyle başbaşa bırakmışız.
Ha...
Çaresizliğe derman olması gerekenlerin siyaset yapmasından şikayetçisiniz.
Haklısınız.
Yerel bir yönetici bölgesinin sorunlarıyla ilgilenmeli.
Ama merkezi hükümetin de bu insanları kaderiyle başbaşa bırakmaması gerekiyor diye düşünüyorum.
Efendim "Osman Baydemir terörist cenazesine ambulans göndermiş!"
Doğru...
Yanlış...
Osman Baydemir insani düşünüyorsa eğer, aynı şeyi şehit düşen Türk askeri için de yapmalı ki sizlerin tepkisini çekmesin.