BIST 9.548
DOLAR 32,51
EURO 34,56
ALTIN 2.489,97

Derdi Olanın Projesi Olur

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan Antalya’da partililere hitap etti. Haliyle muhtelif konulara değindi. Benim özellikle dikkatimi çeken husus proje başlığı oldu.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan Antalya’da partililere hitap etti. Haliyle muhtelif konulara değindi. Benim özellikle dikkatimi çeken husus proje başlığı oldu.

Tam olarak şunları söyledi Sayın Erdoğan: Göreve yeni geleceklerin ya da göreve devam edeceklerin ilde, ilçede ve ülke genelinde ne tür katkı sağlayacağını göz önünde bulunduracağız. Davası, yüreğinde hizmet aşkı, kafasında projesi bulunmayan, ilkelere tüm benliği ile bağlı bulunmayan hiç kimse AK Parti’de yönetici konumuna gelemez!

Dava dedi Sayın Erdoğan. Çok önemli bir kelime bizim için. Varoluş anahtarımızdır aslında. İnsanın keneden farkı bir dava uğrunda fedakarlığı göze alabilmesindedir demiş cemil Meriç. Hakikaten insan bizim için böyledir. Bir dava uğruna kendini feda edemeyenler bizim için insan değildir. Kurani ifade ile aşağıların aşağısındadır böyleleri. Kalbinden aşağıdakiler için yaşayanlardır bunlar.

Tabii ki davanın ne olduğu da bilinmeli. Onu da açıkladı konuşmasında büyük lider. Hizmet aşkı dedi. İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır demiş Efendimiz. Vatana ve millete hizmet, ümmete hizmet, insanlığa hizmet. Bu hizmet aşkı bizim davamızdır dedi Erdoğan.

Bunların üstüne de proje kavramına değindi. Yani davası olanın hizmet aşkı, hizmet aşkı olanın da projesi olur dedi. Bu tespite sonuna kadar katılıyorum. Çünkü derdi olanın projesi olur. Projesi olmayanın derdi yoktur zaten.

Bu argümanı en son kullandığımda hukukçu olan bir tanıdığımla sohbet ediyorduk. Bana Anayasa çalışmaları ile ilgili dert yanıyordu 15 Temmuz Destanı gerçekleşmeden önceki süreçte. Özetle şunları söylüyordu: ‘Hocam Anayasa hükümleri sadece soyut normlar değildir. Hukukun gündelik pratikle ilişkisini bilmeyen akademisyenler olaylar ve olgular arasındaki ayrımı tam olarak yapamıyorlar. Biz avukatlara danışılması gereken çok nokta var ortada.’ Arkadaşımız uygulama içinde bulunanlara daha fazla söz hakkı verilmesini söylüyordu kısacası. Ben de kendisine şunu sordum: ‘Önerilerini yazıp iletmeyi hiç düşündün mü? Daha doğrusu niye iletmiyorsun?’ Bir an bakakaldı. Birkaç kelam etti. Sonra da şunu söyleyerek sohbetin o faslını kapattım: ‘Derdi olanın projesi olur.’

Bu sadece bir örnek. Bunun gibi yüzlerce örneği hepimiz yaşadık ve halen yaşıyoruzdur.

‘Bizim mahalle’ proje yapımı konusunda ikiye ayrılıyor. Bir tarafta kafasında mükemmel projeler olan ve bunların gerçekleştirilmesini sabırla bekleyenler. Diğer tarafta ise davası olmadığı için hizmet aşkı olmayan ve dolayısıyla proje de üretemeyenler. Bu ikinci grubun genel özelliği arabesk olması, yani öz eleştiri yaptığımız dost meclislerinde pesimist tablolar çizerek felaket senaryoları üretmeleri. Tabiat boşluk kabul etmiyor tabii ki. Derdiniz kendi konumunuzu tahkim etmek olunca proje üretme gibi bir kabiliyetiniz olmuyor, olamıyor. Sonra da başlıyorsunuz ağlama seanslarına.

İşte Devlet Başkanı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın hoşlanmadığı tipler bu ikinci grup. Projesi olmayan ama dertli olanlar. Başka bir ifade ile dertli olmayı derdi olmak sananlar. Erdoğan bu taifeden kurtulmak istiyor anladığım kadarıyla.

Herkes dertli bu Dünya’da. Önemli olan derdiniz niteliği. Önemli olan kendiniz dışında bir derdinizin olması. Vatan, millet, ümmet, insanlık namına derdinizin olması. Kene derdi değil bizimkisi diyor Sayın Erdoğan. Kene motivasyonundan proje çıkmıyor zira.

AK Parti seçmeni ya da sempatizanı olanlardan aldığım genel bir şikayet bu aslında: Projelerimizi iletecek maka bulamıyoruz! Bu noktada yeni seçim dönemine hazırlanan AK Parti’ye tavsiyem Proje Destek ve Değerlendirme Merkezi kurması. Ya da mevcut Ar-Ge Birim Başkanlığı’nı daha aktif ve etkili kullanması. Merak edilen husus şu: AK Parti Ar-Ge Birim Başkanlığı’na 16 senedir kaç adet proje geldi? Kaçı gençlerden ya da gençlere yönelik olarak geldi? Kaçı kadınlardan ya da kadınlara yönelik olarak geldi? En önemlisi kaçı parti üyesi olmayanlardan geldi? Gelenlerin kaçı hayata geçirildi?

AK Parti Türkiye’nin yakaladığı bir şanstır. Tayyip Erdoğan gibi bir nimet var elinde. Ancak düşmanları da çok azılı ve Ak Parti’nin kazandığı her başarıdan sonra daha da agresif hale geliyor. AK Parti’nin metal yorgunluğu değil AK Partili’nin metal yorgunluğu ile mücadele edelim diyor Sayın Erdoğan. Yorulanlar da kenara çekilsin diyor. Bu konuya da bir sonraki yazımda değinmek istiyorum.

Not: Cumhurbaşkanımıza ‘hizmet aşkı’ kavramını kullandığı için müteşekkirim. Fetö belasının ‘bizim kelimelerimiz ve kavramlarımız’ olan hizmet, himmet, cihat, cemaat, istişare, ağabey, abla ve benzerlerini katletmesine izin vermemeliyiz.