BIST 9.693
DOLAR 32,58
EURO 34,79
ALTIN 2.510,10

Çukurun dibi…

“Dizisini dövmeyen geleceğini döver…”

Dizilerin hayatımızda nasıl bir erozyona sebep olduğunu fark etmeden her gün biraz daha bağımlı biraz daha problemli hâle geliyoruz.

Ne yazık ki izlediğimiz dizilerin bizden götürdükleri, getirdiklerinden daha fazla. Gitgide yozlaşan ve değerlerini yitiren bir toplum olduk.

Özellikle gençlik dizilerin üzerimizdeki tesiri yoğun bir şekilde hissedilmekte.

Her türlü ahlaksızlığın işlendiği diziler bizi geleneklerimizden, aile yapısından uzaklaştırmakta. Şiddet ve şehvet unsurunun sıkça kullanıldığı diziler her yaştan insanların izlediği bir hâl almış durumda ve toplum olarak bu duruma karşı duyarlılığımızı yitirmiş durumdayız.

Nasıl mı?

Buyrun o zaman:

Önce haber…

Eskişehir’de 6 çocuğun cep telefonunu, parasını ve kişisel eşyalarını bıçak zoruyla gasp ettikleri öne sürülen 3 çocuk ile cep telefonlarını satın alan şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerin yakalanmasında ise, birçok kişi tarafından beğenilerek izlenen Çukur dizisinde bulunan işaretlerin dövmesi ve tişörtü olması etkili oldu.  

Edinilen bilgiye göre, Emniyet Müdürlüğü ekipleri yaşanan bıçaklı gasp olaylarıyla ilgili çalışma başlattı. Ekipler, yaptıkları araştırma ve mağdurların verdiği ifadeler sonucunda, şüphelilerin vücutlarında ünlü Çukur dizisinden işaretlerin dövmelerini yaptırdıklarını tespit etti. Polis ekipleri, şüphelileri yakalayarak gözaltına aldı. 

Sonra yorum…

Diyeceğim ama…

Yoruma ne hacet…

İşin fecaati gündüz gibi ortada…

Birçok yazımda söylemişimdir.Televizyon dizileri aile yapımızı ve gençlerimizi dejenere ediyor.

Yukarıdaki haber sadece buzdağının görünen kısmı.

Tahribat inanın çok daha büyük.

Ve daha derin...

Bu dizilere özenen gençlerimiz çeteler kurup racon kesiyor.

Kendilerini hukuk yerine koyup güya kendilerince adalet dağıtıyor.

Aileler dizilerdeki lüks yaşama özenip gereksiz harcamalar yapıyor.

Bu dizilerde gayri meşru ilişkiler sanki normalmiş gibi sunuluyor.

Aldatma ve arkasından gelen cinayet haberlerinde de eminim ki bu dizilerin etkileri var.

Dizilerde hayat idealize edilip gençlerin duyguları sömürülüyor.

Gençler bu dizilerdeki ideal aşkın peşine düşüp daha sonra büyük hayal kırıklıkları yaşıyorlar.

Demem o ki dizilerin aile yapımıza ve gençlerimize yönelik zararları çok büyük.

Acil tedbir alınması gerekiyor.

“İzlemesinler” kardeşim demekle sorun çözülmüyor maalesef.

Siz sefahati öyle bir allayıp pulluyorsunuz ki izlememek çok zor…

Yapmayın efendiler…

Aileyi ve gençliği üç beş kuruşluk reytinge kurban etmeyin.

İş işten geçtikten sonra “eyvah” demenin bir faydası olmaz.

Kaybettiğimiz sadece aile ve gençler değil aslında.

Geleceğimiz, ideallerimiz, memleketimiz, vatanımız…

Lütfen biraz hassasiyet…

Eskiden sadece Türk yapımı dizilerden mustariptik.

Şimdi bir de başımıza Hint ve Brezilya yapımı ucuz diziler çıktı.

Ne kültürümüzle, ne dinimizle, ne örfümüzle uzaktan yakından ilgisi yok.

Tamamen başkalarına ait.

Türkiye’de uygulanabilirliği ve karşılığı yok…

Yakında Hintliler gibi ineğe tapınan insanlar görürsek şaşırmayalım.

Televizyonlarda yayınlanan diziler toplum gerçeklerimizle uyuşsa amenna ama dizilerdeki rol modeller ve verilen mesajlar asla ama asla toplumumuzu ayakta tutan dinamiklerle barışık değil.

Bir ülkenin en önemli insan kaynağı ailedir. Eğer aileyi bozarsanız ne idareci, ne ekonomist ne de asker yetiştiremezsiniz.

Ey devletlüler,

Ve ey Türkiye halkı,

Gelin iş işten geçmeden tedbirlerimizi alalım.

Devlet aklı ve toplum vicdanını çalıştıralım.

Yoksa “eyvah” diyeceğimiz günler çok yakın bu gidişle.

Hani ne demiş atalarımız:

“Kızını dövmeyen dizini döver”

Biz de herhalde yakında şöyle diyeceğiz:

“Dizisini dövmeyen geleceğini döver…”

SOSYAL MEDYA TAKİP 

twitter.com/msbeser

facebook.com/msbeser