BIST 9.080
DOLAR 32,37
EURO 35,08
ALTIN 2.324,58

Çocuğumu;İlahiyat’ta mı, İslami İlimler’de mi okutsam?!..

Amacı aynı olan kurumlar, ayrı isimlerde yapılanıyor!..

GÜNÜN TÜRKÜSÜ, Eledim  eledim, höllük eledim, (Erzurum, Kaynak: M.Akkuş, Derleyen ve notaya alan: Y.Paşmakçı),  Volkan Konak’tan…(Afrin Harekatına katılan, terörle mücadele eden  TSK Mensuplarımıza ve ailelerine gönderiyoruz)

GÜNCEL/SEMPOZYUM: Başkanlığını yaptığım “MÜZDAK” tarafından hazırlanan; “25.İstanbul Türk Müziği Festivali”  içinde yer alacak olan, “Müzikte; Stratejik Yaklaşımlar Uluslar arası Sempozyumu”  bildiri özet kabulu  01Şubat 2018’de başlıyor. Bilim/sanat insanlarını bekliyoruz.https://www.internethaber.com/muzikte-stratejik-yaklasimlar-uluslararasi-sempozyumu-1-cagri-1826857y.htm

Din eğitimi…

Bir dostumun “çocuğumu hangisine versem?” diye sorması ile konu  ilgimi çekti. Elbette farklı bir konu, alanım değil, ama akademik yapılanma ve eğitim deyince incelemek zorunda kalıyoruz. Bugün; İlahiyat Fak.,  İslami İlimler Fak.’den farklı mı?    sorusuna cevap bulmaya çalışacağım…

1/ İstanbul Zaim Üniversitesi: İZU İslami İlimler Fakültesi kalıcı ve evrensel dinî değerleri fert ve toplumun ihtiyaçlarını da gözeten bir çizgide anlama ve yorumlamayı ilke edinerek araştırmalar yapmayı, bilgi üretmeyi ve ilim adamları yetiştirmeyi kendisine hedef edinmiş bir fakültedir… Hedef; kalıcı, evrensel dinî ve kültürel değerlerimizi ve bu değerlerin yaslandığı hakikat  idrakini özümsemiş, bu değerleri başka kültür ve medeniyet dünyalarının benzeri değerlerini de görerek yorumlayan, bu konularda güvenilir bilgiler üreten gençler yetiştirmektir. Kısaca, öğrencilerimizin kimlikli, kişilikli, özgüven sahibi yetişmiş birer insan olarak hayata atılmalarını, akademik araştırmalara yönelmelerini sağlamaktır. Bölümler: Temel İslam Bilimleri Bölümü, İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü, Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü Fakültemizde Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı’nda yüksek lisans programı açılmış bulunmaktadır. İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı ile Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı’nda da en kısa zamanda lisansüstü programları açma çalışmaları sürdürülmektedir. (İstanbul Zaim Ün. web sayfasından) Lisansüstü yapılan programlar: İslam İktisadı ve Hukuku (Arapça) (Doktora), İslam İktisadı ve Hukuku (Arapça) (Tezli), Temel İslam Bilimleri (Doktora), Temel İslam Bilimleri (Tezli), Temel İslam Bilimleri (Tezsiz)

2/ Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi: “FSM Üniv. İslami İlimler Fakültesi’nin
amacı; dîni, temel kaynaklarından hareketle objektif şekilde öğrenen; özgün düşünce üretebilen; bilginin öğrenilmesi, uygulanması ve yayılmasını ilke edinen; ülkesini, milletini, insanlığı ve mesleğini seven; ahlâkî, kültürel ve sosyal değerlere bağlı; topluma ve insanlığa yararlı olma idealini özümsemiş; meslekî açıdan yetkin ve özgüvenli bireyler yetiştirmektir.” (FSM web sayfasından)

Bazı dersler: “Kuran Okuma ve Tecvid(Kuran’ı; sözcüklerin söylenişine, seslerin çıkışlarına, hecelerin uzunluklarına ve kısalıklarına göre okunması), Kuran İlimleri ve Tefsir Usulü, Siyer (Hz. Muhammed’in yaşamını anlatan kitaplara verilen ortak  isim), İslam İnanç Esasları, Hadis İlimleri ve Usulü, Osmanlı Türkçesi, Nahiv(kelimelerin cümle içindeki görevlerini ve cümle yapılarını inceleyen ilim), Tasavvuf ve İslam Ahlakı, Arap Dili Belâgati (iyi konuşma, sözle inandırma yeteneği), Fıkıh(İslam hukuku.), Kelam(söz, söyleyiş biçimi), Tefsir(yorum), Ahkam Hadisleri, Hitabet ve Mesleki Uygulama”

3/ Yalova Üniversitesi: Zannediyorum 6. Rektör Vek. İle eğitime devam eden Yalova Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi’nin vizyon-misyon’u yanlış yazılmıştır. Vizyon’un son cümlesi şöyle bitmelidir; “…….Tavizsiz biçimde bağlı olduğu medeniyet tasavvurunu ve her biri ayrıca birer millî değer hâline gelmiş dinî değerlerini miyar hâline getiren, toplumun kendisinden beklediği görevi uygulayan;

Yerelde etkin küresel başarıya sahip, ulusal ve uluslararası platformlarda söz sahibi ve inşaî role sahip, katılımcı, şeffaf bir fakültedir.”

Misyon sonu da; “…..Uluslararası standartları yakalayan ve bu standartları belirleyen yayınları, seminerleri ve sempozyumları ile ilmî tecrübesi ve birikimini diğer araştırmacılarla paylaşmaktır.”

Kurulan İslami İlimler Fakülteleri’nin bölüm yapılanmalarında  ortak görüş sağlanmış, bu iyi bir şey!... Verilen dersler de aşağı yukarı aynı, elbette liyakatlı öğretim üyesi ve kaliteli eğitim konusunu bilemiyoruz.

O zaman şöyle bir soru akla geliyor. Bu fakültelerin, İlahiyat Fakülteleri’nden farkı ne?

Marmara Üniversitesi: En eski olan  M.Ü. İlahiyat Fak. (1959)  web sayfasından  inceliyerek sonuca gitmeye çalışalım; “Fakülte’de; İlahiyat, İlahiyat (İkinci Öğretim), Uluslararası İlahiyat, İlahiyat (İngilizce), İlahiyat (Arapça) olmak üzere, 5 ayrı program yer alıyor. İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (İkinci Öğretim) programlarına ise yeni öğrenci alınmamakta. Bütün programların öğrenim süreleri 4 yıl. Ayrıca İlahiyat ve İlahiyat (İÖ) ve İlahiyat (Arapça) programlarında 1 yıl süreli Zorunlu Arapça Hazırlık Sınıfı, İlahiyat (İngilizce) programında 1 yıl süreli Zorunlu İngilizce Hazırlık Sınıfı uygulaması var. İlahiyat, İlahiyat (İÖ) ve Uluslararası İlahiyat programlarında, ana öğretim dili Türkçe olup derslerin bir kısmı Arapça yapılmakta.   İlahiyat (Arapça) programında tamamen Arapça, İlahiyat (İngilizce) programında tamamen İngilizce öğretim yapılmaktadır. Ayrıca İngilizce ve Farsça gibi yabancı dil dersleri ve kursları yanında Osmanlı Türkçesi ile ilahiyatçılığı uluslararası düzeyde gerçekleştirmeye imkân veren bilimsel öğrenme ortamları bulunmakta.”

“Fakülte; Yalnızca Türkiye’de değil, Avrasya coğrafyasında da başlıca referans kaynağı haline gelen; Türkçe, İngilizce ve Arapça eğitim veren, onlarca ülke ile kırktan fazla akademik işbirliği geliştiren uluslararasılaşmış bir fakültedir.”

Verilen dersler: Tefsir, Hadis, Kelâm, İslam Hukuku, İslam Mezhepleri Tarihi, Tasavvuf, Arap Dili ve Belâğatı, Kur’an-ı Kerim Okuma ve Kıraat  İlmi, Din Eğitimi, Dinler Tarihi, İslam Felsefesi,Din Felsefesi, İslam Tarihi, Türk İslam Sanatları Tarihi, Türk İslam Edebiyatı, Türk Din Musikisi

Her iki yapaılanmayı incelediğimizde şunlar ortaya çıkıyor:

1/ Arapça her ikisinde de aynı  ve zorunlu İngilizce uygulaması var.

2/ Bölüm yapılanmaları çok farklı, ama dersleri  benzer...

3/ İslami İlimler Fakültesi’nde daha fazla uygulama, İlahiyat Fak. ise teori ağırlığı var gibi…

4/ Dersler birbirine yakın, ancak İslami İlimler’de Arapça’ya daha fazla ağırlık verilmiş.

5/ Her ikisinde de yüksek lisans programları var. (Yeni kurulan, henüz lisans mezunu vermeyen kurumlarda Y.L. ve Dr./Sy. programları açılmasını doğru bulmuyoruz.)

Mezunlar: Web sayfalarından aldığım bilgilere göre; İlahiyat Fakültesi ile İslami İlimler Fak. diplomaları denkmiş… Mezunlar; MEB’in çeşitli kademelerinde ve DİB teşkilâtının her kademesinde, Türk vatandaşlarının bulunduğu bütün ülkelerde, “din görevlisi” veya “din eğitimcisi” olarak görev yapabilecek; örgün ve yaygın din eğitimindeki ihtiyacı karşılamaya katkıda bulunacaklardır. Ayrıca,alacakları yüksek seviyedeki dil eğitimi ile daha pek çok alanda iş imkânı bulabileceklerdir. (Burada alan deyince, yazılmamış  hangi alanlar kaldı? diye merak ediyoruz!..

Sorular:

1/Her iki fakülte öğrencilerinin görmediği bir çok ders var…Diploma denkse ve atanacakları yerde hemen hemen aynı yerler olduğuna göre, bu eksiklikler nasıl giderilecek?

2/ İlahiyat Fakülteleri varken, neden yeni bir İslami İlimler Fakültesi kurmak gereği hissedilmiş, anlayamadık!.. Eksikler varsa, bu yapı içinde giderilebilirdi?

3/ Aynı alana ve amaca yönelik olup, farklı isimde yapılanmanın akademik eğitime yararı nedir?

Ayrıca;

DİB yetkilileri ile İlahiyat Fakültesi ya da İslami İlimler Fakültesi öğretim elemanları; kadın, çocuk gelinler, erken evlenme, taciz, miras, kadın hukuk v.b. önemli konularda aynı düşüncedeler mi?

DİB yetkilileri ile Fakülte’ler arasında eğitimde birlik sağlanıyor mu?

DİB yetkilileri ile Fakülte çalışanları arasında, topluma yönelik bilimsel ortak projeler yürütülüyor mu?

DİB tarafından son yıllarda yayınlanan, ama tepkiler üzerine geri çekilen/web sayfasından silinen konularda bu fakülteler  yetkilileri  neden ses çıkarmıyor?

Yoksa; DİB ayrı telden, Fakülteler ayrı telden mi çalıyor?

ÜNİVERSİTELERDE İNTİHALLER BİTMEK BİLMİYOR…

Geçtiğimiz bir yazıda “etik olmayan davranışlar” konusuna yer vermiş ve bunların başında “intihal” olduğunu belirtmiştik. Gündemde olan “Y.Doç.lik kalkmasın (darbe ile getirilen bu unvana neden bu kadar sahip çıkılıyorsa)”, “bedava unvan verilmesin (kimse bedava unvan istemiyor)”, “yabancı dil bilmeyen akademisyen olur mu? (oysa, Y.Doç.ler alanında yeteri derecede yabancı dil bilgisine sahipler, sadece yabancı dil barajından muzdaripler) ” v.b. diyerek, gerçekleri örtmeye çalışanların üniversitede kaliteyi ve üniversiteye bakışı olumsuz kılacak bu konuda suskun kalmaları garip doğrusu? Kurullarda görevli Prof. larımızın, etik olmayanları sürekli afettikleri bir sistemden iyi bir sonuç çıkmıyor. M.Bardakçı (Sabah/28.01.2018) köşesini, yine bu konuya ayırmış ve Nevşehir Hacıbektaş Üniversitesi’ndeyapılan BAP destekli bir çalışmadaki “intihal”i yazmış; “…Türkiye’de intihal konusunda en fazla yayın yapan gazetecilerden biri, herhalde bendenizim. İntihalcileri teşhir edebilmek için senelerden buyana yazdım, neyi nasıl çaldıklarını belgeleri ile yayınladım, YÖK’ü göreve çağırdım ama ortaya koyduğum dünya kadar hırsızlığın birkaçı dışında hiçbirinden tam bir netice alamadım, üniversiteler akademik soygunculara kol-kanat gerdiler! Hırsızlar ya “zamanaşımı” gibi akademik camiada mevcut bulunmaması gereken bir bahane veya “intihal yüzdesinin düşük olması”, yani “Çalmış ama sadece bir lira çalmış, şayet bin lira çalmış olsaydı gereğini yapardık” gibisinden gerekçelerle aklandılar ve dosyalar sümenaltı edildi…” 

İşte asıl sorun bu!…Üstelik bir çok çalışma BAP ve benzeri projelerle üniversite bütçelerinden destekleniyor. Yani; hırsızlık ve kamu zararı var… Y.Doç.liğin mantıklı/geçerli bir yasa ile kaldırılarak “Dr./Sy, Doç., Prof. sistemine dönülmesi mi önemli?”, yoksa üniversiteleri gözden düşüren, kaliteyi yok eden  “etik davranışların” uygulanması mı? Lütfen;  siz karar verin!...

GÜNÜN  TÜRKÜSÜ (İlahi/Sivas), Leman Sam’dan…

Ben ağlarım yane yane
Aşk boyadı beni kane
Ne akilem ne divane
Gel gör beni aşk neyledi
Gel gör beni beni aşk neyledi
Derde giriftar eyledi
................................
Ben Yunus'u biçareyim
Aşk elinde avareyim
Baştan ayağa yareyim
Gel gör beni aşk neyledi
Gel gör beni beni aşk neyledi
Derde giriftar eyledi. 

(Söz: Yunus Emre, Kaynak: Sırrı Sarısözen, Derleyen,notaya alan: Muzaffer Sarısözen)