BIST 9.645
DOLAR 32,58
EURO 34,82
ALTIN 2.418,63

CHP'nin ATALET Yürüyüşü

Ya gelin açık açık konuşalım ataletçiler. Amacınız toplumun sinir uçları ile oynamak, Gezi ve 16 Nisan sonrası yapamadığımızı bu kez başarmalıyız demiyor mu Selin Sayek Böke.

  Malcolm X büyük adammış hakikaten. Medyanın gerçeği çarpıtma hastalığını ne güzel ortaya koymuş. Tekrar hatırlayalım ne dediğini: Eğer dikkatli olmazsanız, gazeteler mazlumlardan nefret etmenizi, zalimleri ise çok sevmenizi sağlar.

  Son bir aydır ülke gündemimiz adalet yürüyüşü oldu çıktı. CHP lideri Kılıçdaroğlu, MİT Tırları operasyonu diye adlandırılan ihanetin görüntülerini servis etmekle yargılanan CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nun ilk derece mahkemesi kararınca 25 yıl ceza alması ve tutuklanarak ceza evine gönderilmesi haberini alır almaz adalet arıyorum diyerek yollara düştü.

  Her kanalda bu olay konuşuluyor. Yürüyüşü savunanlar birkaç mağduriyete dikkat çektikten sonra basıyorlar yaygarayı: ‘Bu ülkede adalet yok!’ Her şeyden önce bu yaygaracı ekibe Süleyman Özışık’ın yakınlarda yazdığı ‘’Kılıçdaroğlu Haklı, Adalet Yok!’’ yazısını okumalarını tavsiye ederim.

  Şimdi gelelim konunun Malcolm X’in sözü ile alakasına. Gladyo Medyası ve onun sosyal medyadaki neferlerindeki çarpıtmaları düzeltelim.

  Yürüyüş başladığından beri gözlemliyorum hangi kesimlerden destek gelecek diye. Hani referandumda hayır oyu verilmesi noktasında Kandilden Pensilvanyaya kadar destek gelmişti ya, bu desteğe rağmen birileri bu teröristler ile aynı safta olmaktan rahatsız olmak yerine karşı tarafı suçlamıştı ya.. Şimdi de aynı olay tezahür edecek mi diye takip ediyorum. Maalesef sonuç aynı..

  Kim ne dedi örneklerine bir de şuradan bakalım.

  Terörist başı Fethullah Gülen: Muvaffakiyete öyle yürüme, hedefe öyle yürüme, gaye-i hayale öyle yürüme.. Yürüyün, dost doğru yürüyün.

  PKK’lı Mustafa Karasu: Adalet yürüyüşü önemli gelişmelere yol açabilir.

  PKK’lı Mihraç Ural: Direnen Suriye halkı zaferini meydanda pekiştirirken Türkiye halklarının ADALET hak ve arayışına sonuna kadar destek vermektedir.

  PKK’lı Özgürlükçü Demokrasi Paçavra Gazetesi: Adalet yürüyüşü sürüyor: AKP’yi süpüreceğiz.

  Figen Yüksekdağ: Adalet isteyen herkesin adalet yürüyüşünü desteklemesi gerekir.

   Emre Uslu: Adalet yürüyüşü iyi geldi, saflar belirlendi.

  Tuncay Opçin: Sıcağın domatesi salça yaptığı şu günlerde binlerce insan Adalet için yürüyor. Bu eyleme sadece saygı duyulur.

  Alman Vekilleri unutmamak lazım. Türkiye aleyhine bir şey olur da onlar uzak kalır mı? Aralarından biri olan Michelle Müntefering Alman-Türk Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı. Adamların dostluk anlayışı karışıklık çıkarmak üzerine kurulu olunca böyle oluyor işte.

  Bu örnekleri arttırmak mümkün. Bir de sözüm ona yürüyüşün meşru aktörlerinin fecaat açıklamaları ve eylemleri var. Mesela Tuncay Özkan ‘bu yürüyüş Demirtaş’ın çığlığı, ete kemiğe bürünmüş halidir’ demişti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger tutuklu HDP’li milletvekilleri için de yürüyoruz diyerek partidaşına destek verdi. Hani şu PKK’ya destek suçundan tutuklu olanlar var ya, onlar işte..

  Hepsi bir kenara da bu yol çilesi ne olacak? Sözüm ona adalet arayanlar insanları atalet içinde bıraktı. Vatandaş yolda kaldı. Bir tanesi haklı olarak feryat ediyor: ‘On dakikalık yolu 4 saatte gidemiyoruz. Yolu kapatmanın neresinde adalet!’ En sonunda bir tanesi suç duyurusunda bulundu Kılıçdaroğlu aleyhine.

  Ya gelin açık açık konuşalım ataletçiler. Amacınız toplumun sinir uçları ile oynamak, Gezi ve 16 Nisan sonrası yapamadığımızı bu kez başarmalıyız demiyor mu Selin Sayek Böke. Böke’yi sokağa çıkma çağrıları ile tanıyoruz. O kadar ki ‘sokak tutkusu’ yüzünden kendi partisiyle bile ters düşmüş ve görevlerinden istifa etmişti. Şimdi çok mutludur herhalde. Gezi’de başaramadıkları ne? Tabii ki iç karışıklık çıkarmak. Ya 16 Nisan sonrası? Meşru bir referanduma çamur atarak yine iç karışıklık çıkarmak.

  Çünkü artık başka çareleri kalmadı. Darbeden medet umanların hayalleri Suheyl Batum suya düşürmüştü ordu da kağıttan kaplan çıktı diyerek. Sonra da TSK, hükümet ve Demirel dahil tepkiler alınca ben darbe çağrısı yapmadım diyerek özür dilemişti. 28 Şubat’ta olduğu gibi medya üzerinden de operasyonlar tutmuyor artık. Sandık desen CHP’ye oldum olası küs. Geriye bir tek seçenek kalıyor. O da iç karışıklık çıkması. Her şeyden önce bir vatandaş olarak uyarıyorum. Bu yürüyüş insanların sinir uçlarına dokunuyor. Gezi operasyonunda da gördüğümüz üzere uzun süreli sokak gösterileri toplumun fay hatlarını hareketlendirir. BBC ajanları olay yerine üşüştüler bile. Yolları kullanamıyor insanlar en basitinden. Suç duyuruları başladı. Bırakın artık bu atalet sevdasını!